• DOLAR 34.325
  • EURO 37.196
  • ALTIN 3020.18
  • ...

DOĞRUHABER / Hasan Işık

Bu haftanın başında, Salı günü Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran dikkat çekici bir açıklama yaparak zincir marketlere bir çağrıda bulundu. Baran açıklamasında; pandemi ile mücadele çerçevesinde İçişleri Bakanlığı genelgesiyle hafta sonu faaliyette olan marketlerin, tekel ürünlerinde olduğu gibi, gıda dışında kalan tüm alanlarda da satış yapmaması gerektiğini kaydetti.

Baran, hafta sonları saat 10.00 ile 17.00 saatleri arasında açık olan marketlerin, gıdanın yanı sıra tekstilden zücaciyeye, halıdan televizyona, hırdavattan inşaat malzemesine kadar geniş bir ürün kopseptiyle müşterilerin karşısına çıktıklarını belirterek, "Vatandaşlarımızın genel alışkanlığı ihtiyaçlarını hafta sonu alışverişlerde gidermesidir. Pandemi kısıtları nedeniyle hareket kabiliyeti kısıtlanan vatandaşlar, ihtiyaçlarını hafta sonları açık olan marketlerden karşılıyor. Bu durum da yüzlerce ürünün satıldığı sektörlerde ticaret yapan üyelerimizin mağduriyetine yol açıyor" dedi.

Peki, ATO Başkanı’nın bu çıkışı bir ilk mi yoksa bardaktan taşan ilk damla mı?

KÜÇÜK ESNAFININ GÜN GEÇTİKÇE ERİYİP KAYBOLMASI SADECE EKONOMİK BİR SORUN DA DEĞİL. NEDEN Mİ?

Yıllardır ekonomi sayfalarımızda özellikle İLKHA’nın küçük esnafla yapmış olduğu röportajlarda bu sorunu yüzlerce kez dile getirdik. Yine başta Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK)’in ve Anadolu’nun birçok kentindeki esnaf ve sanatkar odalarının bu konudaki şikayetlerini ve taleplerini elimizden geldiğince aktarmaya çalıştık. Sorun büyük ve tehlikeli! Bir ülkenin küçük esnafının gün geçtikçe eriyip kaybolmasına sebep olan bu sorun sadece ekonomik bir sorun da değil. Neden mi, açıklayayım…

Bakınız bir zamanlar dikey yapılaşma nedeniyle mahalleler yavaş yavaş yok oldu. Mahalleler yok olurken mahalle esnafı da peşi sıra eriyip gitti. Mahallelerin boşalttığı yerlere yüksek apartmanlardan oluşan siteler, mahalle esnafının ve çarşının yerini de devasa AVM’ler aldı. Evet, apartmanlarda insanlar birbirine daha çok yaklaştı ama sosyal olarak da daha çok uzaklaştı. Artık hemen bir adım ötemizdeki komşumuza bile ne olur ne olmaz diye selam veremez bir duruma düştük. Yine mahallenin küçük esnafı kayboldu, onun yerine ne ararsan bulabileceğin devasa marketler geldi.

Bir nevi mahallenin bekçisi gibi olan ve sıkıştığımız da veresiye defterini sonuna kadar açıveren küçük esnafın kaybolmasının toplum güvenliğine de olumsuz etkileri oldu. Büyük bir aile gibi olan mahallenin olmazsa olmaz olan bu ticaret erbabı çoluk çocuğumun da güvenliğine katkı sunuyordu.   

“100 BİN KİŞİYE DE İSTİHDAM SAĞLAYAN BİR SEKTÖR”

Yukarıda bahsettiğimiz sorunları TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken yıllardır yaptığı açıkmalarla dile getirdi, küçük esnafın korunabileceği ve AVM’ler ile zincir marketlerin bir hizaya çekilebileceği “perakende yasası” çıkarılması konusunda ısrarla direndi durdu. Yukarıda bahsettiğim gibi daha önce yüzlerce kez küçük esnafla yapılan röportajlarda da öne çıkan bir sorun olan zincir marketlerin işleyişi ile ilgili bir düzenleme artık bir mecburiyet haline gelmiştir. Tabii madalyonun bir de diğer yüzü var.

Mesela geçen hafta Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkanı Ömer Düzgün, yerel market zincirlerinin geçen yılki faaliyetlerine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada 2020 sonu itibarıyla 8 bin kişiye daha iş imkanı sağladıklarını ve istihdamda 100 bin barajını aştıklarını, cirolarının ise 40 milyar liraya ulaştığını vurguladı. Bu açıklamayı neden zikrettim? Çünkü karşımızda 100 bin kişiye de istihdam sağlayan bir sektör var. Yani yapılacak düzenlemelerle kaş yapayım derken göz de çıkarmamak da gerekiyor!

ACİLEN YENİ BİR PERAKENDE YASASININ ÇIKARILMASI GEREKİR

Yakın zamanda Ticaret Bakanlığı’nın hazırladığı kanun teklifi taslağına göre Alışveriş merkezleri (AVM) ile zincir marketlere yönelik; perakende ticaretin rekabet şartlarına göre yapılması, tüketicinin korunması ve perakende işletmelerin dengeli şekilde büyümesi için bir dizi düzenlemeye gidileceği söyleniyor.

Taslağa göre, elektronik ortamda satış ve 1500 metrekareden büyük mağazalar hariç olmak üzere, zincir gıda marketlerde tütün mamülü, mobilya, cep telefonu, elektronik eşya ve beyaz eşya satılamayacak. Marketlerin elektronik ortamdaki satışlarında da mevcut yasak ve düzenlemeler geçerli olacak. Yine taslağa göre, bakkal gibi küçük perakendecilerin taleplerini karşılamak ve bu kesimin korunmasını sağlamak amacıyla, zincir gıda marketleri, pazar günleri saat 11.00’den önce açılamayacak. Burada almadığımız başka bazı değişikler daha var. Böyle bir düzenlemeye gidilmesinin küçük esnaf tarafından olumlu karşılanacağını vurgulamak isterim.

Fakat bunlara ek olarak AVM’lerde haftanın bir gününün tatil ilan edilmesinin de; hem küçük esnaf hem de AVM çalışanları adına faydalı olacağına inanıyoruz. Sonuç olarak şunu ifade etmek isteriz ki 100 bin kişiye istihdam sağlayan ve yıllık cirosu 40 milyar liranın üstünde olan dev bir sektöre zarar vermek tabi ki doğru olmaz ama ticarette tekelleşmeye, orantısız rekabete ve küçük esnafın eriyip kaybolmasına sebep olacak ticari faaliyet anlayışının da önüne geçilmesi gerekir. Ve acilen yeni bir perakende yasasının çıkarılması gerekir.