Muş, AA muhabirinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni anayasa tartışmalarına ilişkin "İktidarı inandırıcı bulmuyorum." sözü hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Muş, "Bütün muhalefet partilerine, bütün siyasi partilere çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Türkiye'nin yeni, sivil bir anayasaya ihtiyacı var. Bütün partilerin buna katkı vermesini arzu ediyoruz. Amacımız bu." diye konuştu.

Muş, "CHP, bir taraftan 'darbe anayasası' diye nitelendiriyor ve bunu eleştiriyor, diğer taraftan 'Gel, yeni bir anayasa yapalım.' dediğiniz zaman, 'Samimi görmüyorum.' diye bizi samimiyet testine tutuyor. CHP'nin bizi samimiyet testine tutma yetkisi yok. Böyle bir kabiliyeti de yok. Burada kimse kimseyi samimiyet testine tutamaz." ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa çağrısı yaptıklarını, burada yumrukları sıkmaya, kapalı durmaya gerek olmadığını belirten Muş, "Herkes gelir, görüşünü fikrini beyan eder. Memlekete için hayırlı bir şeyse elini taşın altına koyar. Fakat biz ne zaman Türkiye'ye yönelik bir şey yapmaya kalksak, darbe ürünü bir olayı değiştirmeye kalksak, CHP darbelere karşıymış gibi görünür fakat orayla alakalı düzenleme yapılacağı zaman hemen yan çizer. Bu, CHP'nin alışıldık bir durumudur." değerlendirmelerinde bulundu.

CHP'nin, bu tavrını 2011'den hatırladığını anımsatan Muş, "O zaman partiler yine bir araya gelmişlerdi. Bütün partilerin mutabık kaldığı maddeler vardı. O zaman CHP'ye dedik ki 'Sizin sayınızla bizim sayımız yetiyor. Buyurun diğer partiler olmasa da gelin. İki parti 400'ü de geçiyoruz. Bütün partilerin mutabık kaldığı maddeleri Meclis'ten geçirelim.' Yanaşmadılar, gelmediler, adım atmadılar. Bu açıdan buradaki tutarsızlık CHP'nin kendi içindeki tutarsızlıktır. Aslında kendilerinin samimiyetsizliğidir." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısından sonra muhalefeti "ateş aldığını" söyleyen Muş, şunları kaydetti:

"Herkes birbirine gidip geliyor. O, onu ziyaret ediyor, öbürü diğerini ziyaret ediyor. Burada sürekli eleştirdikleri anayasayla alakalı bir çağrı yaptık. Buyurun, gelin, sivil bir anayasa yapalım. Fakat bizim bu çağrımızdan sonra birbirlerini göresileri gelmiş. Birbirlerinin genel merkezlerine yoğun şekilde ziyaretlerde bulunmaya başlamışlar. Kim, ne söyleyecek diye bir kafa karışıklığı içine düşmüş vaziyetteler. Cumhurbaşkanımızın çağrısından belli bir süre sonra açıklama yaptılar ve 'Bu işin içinden nasıl sıyrılırız?' diye kara kara düşünmeye başladılar. Buradan hodri meydan diyoruz. Açık çağrımızı tekrar yineliyoruz. Memleketin hayrına olan işlerde yumruklar sıkılmaz, eller açık olur. Buyurun gelin, Türkiye'yi sivil, parlamentonun yaptığı bir anayasaya kavuşturalım."