AFGANİSTAN'DA ARTAN SUİKASTLARIN ARKASINDA ABD Mİ VAR?
Son dönemlerde Afganistan’da gazeteciler, akademisyenler, yargıçlar ve aktivistlere yönelik artan suikastlar dalgası, Afgan halkını tedirgin etmeye devam ediyor. Bu suikastların arkasında kimin olduğu bilinmezken; gözler, Afganistan’a girdiği günden beri hep kan döken ABD’ye çevrilmiş durumda. Buna bir de ABD’nin askerlerini çekmedeki isteksizliği eklenince akıllara doğal olarak “suikastların arkasında ABD mi var?” sorusunu getiriyor.
DIŞ HABERLER SERVİSİ – Afganistan'da son zamanlarda halkı paniğe sokan suikast dalgasında gazeteciler, akademisyenler, yargıçlar ve aktivistler hedef alınıyor. Halk, bir taraftan devam eden terör saldırıları, diğer taraftan suikast dalgasının yayılması nedeniyle endişeleniyor. Suikastların arkasında ise kimin olduğu bilinmiyor. Ancak gözler, 2001 yılından beri Afganistan’da bulunan, geldiği günden beri kan ve gözyaşının hiç dinmediği ABD’ye çevrilmiş durumda. Buna birde geçen yıl imzalanan ABD’nin tüm askerlerini çekme anlaşması ve ABD’nin bu anlaşmadaki isteksizliği de eklenince doğal olarak akıllara “artan suikastların arkasında ABD mi var?” sorusunu getiriyor.
Suikastların çoğu başkent Kabil'de yaşanıyor. Son 3 ayda ülke genelinde 5 gazeteci suikast kurbanı oldu, birçok yargıç ve aktivist de öldürüldü. Suikast dalgasında en çok hedef alınanların başında gazeteciler geliyor.
Kasım 2020 başlarında gazeteci Elyas Dai ülkenin güneyindeki Helmand vilayetinde aracına yerleştirilen bombanın infilak ettirilmesi sonucu hayatını kaybetti. Bu saldırıdan birkaç gün sonra Afganistan'ın tanınmış gazetecilerinden Yama Siyaveş ve 2 arkadaşı, başkent Kabil'de aracına yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu öldü.
Ülkenin doğusundaki Nangarhar vilayetinde Aralık 2020'de silahlı saldırıya uğrayan kadın gazeteci Malalai Maiwand hayatını kaybetti. Yine Aralık ayında Al Jazeera kanalının yerel muhabiri Rahmatullah Nikzad, Gazne vilayetinde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirmişti. Saldırılar bu yıl da devam etti. Gazeteci Bismillah Aymak Gor vilayetinde Ocak 2021'de uğradığı silahlı saldırıda öldü.
GAZETECİLER ÜLKEYİ TERK EDİYOR
Son zamanlarda birçok gazeteci suikast dalgasının artmaya başlamasıyla kendilerine güvenlik bir liman bulmak için ülkeyi terk ediyor. Afganistan Gazetecileri Koruma Komitesi'ne göre, son zamanlarda artan suikastlar nedeniyle 10 gazeteci ülkeden ayrıldı.
Söz konusu gazetecilerden Nusrat Parsa, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, suikast dalgasının ve güvenlik tehdidinin artmasının ardından Türkiye'ye sığındığını belirtti. Ülkede özel bir televizyon kanalında siyasi programlar sunan gazeteci Farhnaz Frotan artan tehdit nedeniyle ülkeyi terk ettiğini açıklamasından birkaç gün sonra bir diğer gazeteci Muhtar Laşkari de aynı nedenlerle ülkeden ayrıldığını duyurdu.
SUİKASTLARIN HEDEFİNDEKİ DİĞER KİŞİLER
Suikastların hedefinde gazetecilerin yanı sıra akademisyenler, din alimleri, aktivistler ve yargıçlar da bulunuyor.
Afganistan’da yüksek mahkeme için çalışan iki kadın yargıç Ocak 2021'de başkent Kabil'de uğradığı silahlı saldırıda öldü.
Cemiyet-i Islah adında bir kurumun başkanı ve halk nezdinde sevilen bir isim olan Muhammed Atıf ise Şubat 2021'de aracına yerleştirilen bombalı saldırıda yaşamını yitirdi.
Suikastların çoğu amacına ulaşırken birçoğunda da hedef alınan kişiler yaralanıyor.
Geçen hafta Afganistan Barış Bakanı'nın özel kalem müdürünün aracına yerleştirilen bomba patlatılmış ve kimse zarar görmemişti.
Özellikle başkent Kabil'de artan güvenlik tehdidi nedeniyle taksiye binmek bile endişe verici hale geldi.
ARTAN SUİKASTLARIN ARKASINDA ABD Mİ VAR?
Söz konusu saldırıların kimler tarafından yapıldığı hala bilinmiyor.
Afgan hükümeti suikastlardan Taliban'ı sorumlu tutuyor, Taliban ise bu suikastların hükümetin bir oyunu olduğunu iddia ediyor.
Öte yandan 2001 yılında ABD’nin Afganistan’a girmesinden sonra kan ve gözyaşının hiç durmaması ve geçtiğimiz yıl imzalanan anlaşmaya rağmen ABD’nin askerlerini çekmedeki isteksizliği akıllara “suikastların arkasında ABD mi var?” sorusunu getirmiyor değil?
Sürekli olarak kendi çıkarları için diğer insanların hayatlarını hiçe sayan ABD’nin burada da bu mantıkla hareket etmesi göz ardı edilemez.
ABD'Lİ SENATÖR LİNDSEY GRAHAM DA ABD'NİN ÇEKİLMEYECEĞİNİ BELİRTTİ
Joe Biden, Trump döneminde ABD ile Taliban arasında imzalanan Doha Anlaşması'ndan vaz geçmiş gibi görünüyor.
Barış görüşmelerinin yapıldığı Afganistan'dan ABD askerlerinin çekilmeyeceğini resmi olarak ifade eden ABD’li en üst düzey siyasetçi olan Senatör Lindsey Graham, Joe Biden yönetiminin Afganistan politikasını ve Taliban ile yapılan anlaşmayı gözden geçirmesini desteklediğini dile getirdi.
CBS kanalına verdiği röportajda Graham, Amerikan askerlerinin Mayıs ayından sonra da ülkede kalacağını ve şartlı bir yaklaşım benimsediklerini dile getirerek şunları söyledi:
"Biden yönetiminin Afganistan'a dair önerisinden gayet memnunum. Ülkede şartlı bir yaklaşımla asker tutmaya devam edeceğiz. Mayıs ayında ülkeden ayrılacağımızı düşünmüyorum. Şartlar uygun olduğu zaman ayrılacağız. Taliban bizi aldatıyor. Anlaşmaya uymuyorlar. Bu sebeple Dışişleri Bakanı Blinken ve Biden yönetiminin tavrını beğeniyorum."
Taliban, ABD'nin Doha Anlaşması'na uyması gerektiğini, anlaşmayı ihlal ederlerse sahada çatışmaların tehlikeli biçimde artacağını ve bunun sorumluluğunun ABD'de olduğunu belirtti.
ABD'nin 29 Şubat 2020'de Doha'da Taliban'la yaptığı anlaşmaya göre, ABD Afganistan'daki askerlerinin sayısını 15 Ocak 2021 itibarıyla 2 bin 500'e indirecekti, Mayıs 2021 itibarıyla da Afganistan'dan tamamen çekilecekti.