Ali Babacan’dan Ahmet Davutoğlu’na ziyaret
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ortak basın açıklaması düzenledi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nu Gelecek Partisi Genel Merkezi’nde ziyaret etti. İki genel başkan, bir buçuk saat süren görüşmenin ardından basının karşısına geçerek ortak basın açıklaması düzenledi.
Son dönemde bütün partiler arasında yakın temasın artmış olmasının sevindirici olduğunu belirten Davutoğlu, "Herkesin birbiriyle konuşması gereken bir süreçten geçiyoruz. Türkiye’de hala kutuplaştırıcı bir dilin hâkim olması iktidarın büyük bir ayıbıdır. Diğer partiler arasında son derece artan dinamik bir görüşme trafiği var, memnuniyet duyuyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştirmekle yetinmemiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili bir çalışma yapmıştı heyetlerimiz, kamuoyuyla paylaşmıştık ve partilerden randevu talep etmiştik. DEVA Partisi yoğun bir kongre trafiği içindeydiler, çünkü Türkiye’de her an seçim kapıyı çalabilir. Bugün Genel Başkanı ağırladık hem geçmiş olsun hem hayırlı olsun ziyaretinde bulundular. Bizim geçmiş olsun Covid-19 değil, Selçuk Bey ve gazetecilere yönelik saldırılar nedeniyle bize geçmiş olsun dediler." dedi.
"Yeni anayasa gündem değiştirme çabasıdır"
Görüşmelerinin ana gündem maddesinin güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğunu belirten Davutoğlu, "Genel Başkan da görüşlerini ve çalışmalarını lütfettiler, bundan sonra sadece bu konuda değil diğer alanlarda da Gelecek ve DEVA Partisi’nin daha sık görüşmesi ve ortak önerilerle kamuoyunun gündeme gelmesi konusunda mutabık kaldık, ikili bazda temaslar artacak." diye belirtti.
Yeni anayasa açıklamalarına değinen Davutoğlu, "Yeni anayasa gündem değiştirme çabasıdır, burada samimiyet görmüyoruz, iklim oluşturma çabası görmüyoruz. Ülke gündeminin yasaklarla boğulduğu dönemde suni bir ümit uyandırmak için gerçek gündemimize dönecek şekilde…" ifadelerini kullandı.
"Biz bütün partilerle temasımızı sürdüreceğiz"
Davutoğlu, "İktidar yandaşı gazetenin, Türk basın ve ahlak tarihine büyük bir rezalet olarak geçecek baş sayfası. Bunu çerçeveletmek ve Erdoğan ve Bahçeli’ye göndermek lazım, mesulleri sizsiniz diye. Gerçek gündem, kendi görüşlerini ifade eden ve toplantı gösteri yapan öğrencilere, kitleye terörist suçlamasında bulunarak terör kavramının içini boşaltmaktır. Bütün bu yaşananlar derin bir krizi ortaya koyuyor. Biz bütün partilerle temasımızı sürdüreceğiz." şeklinde konuştu.
"Türkiye’nin gidişatına baktığımız zaman 90’lara hızla dönüş var"
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a yönelik saldırı nedeniyle geçmiş olsun dileklerini ileten Ali Babacan ise şöyle konuştu:
"Gerçekten Türkiye’nin gidişatına baktığımız zaman 90’lara hızla dönüş var. Hele hele ekonomi yönetiminin işlerine baktığımız zaman Özal öncesine dönüş var. Bu ülke bunları hak etmiyor. Türkiye’de problemler hızla büyüyor. Hukukun üstünlüğü diye bir kavram ilke neredeyse kalmadı. Anayasa’nın bağlayıcı bir metin olarak kabul edilmediği bir ülkede hukukun üstünlüğünden bahsetmek mümkün değil. Şu anda ülkemizin yönetim sistemi sorunu var, aynı zamanda yönetenlerin zihniyetiyle ilgili de sorun var. Sistem değişikliğinin yanında zihniyet değişikliği de şart. İstedikleri gibi yeni bir anayasa yapmaları çok mümkün görünmüyor. Atılan manşetler bu ülkeye yakışmıyor."
Yapılan açıklamaların ardından Babacan ve Davutoğlu gazetecilerin sorunlarını cevapladı.
"Her bir vatandaşımızın annesinin konuştuğu dili konuşmak, yaşatmak en doğal hakkıdır"
Anadil ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi hakkında sorulan soruya Babacan, "Biz anadil konusuna temel bir insan hakkı konusu olarak bakıyoruz. Ve bu anadil üzerinden de kimse bu toplum içerisine fitne tohumları atmasın. Her bir vatandaşımızın annesinin konuştuğu dili konuşmak, yaşatmak en doğal hakkıdır. Şu anda Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çok ciddi insan hakları ihlalleri var. Şu anda bizim hayretler içerisinde izlediğimiz bir durum var o da Sayın Erdoğan ve Bahçeli’nin bu gerçeği görmemesi. Niçin mazlumların yanında değilsiniz? Niçin bu kadar ağır insan hakkı ihlalleri varken susuyorsunuz? Acaba o ülkeyle olan ilişkilerimizde bilmediğimiz bir şey mi var? Niçin sessiz kaldıklarını çıkıp açıklamaları lazım." dedi.
"Çin’i meşrulaştırma çabası insan hakları konusunun yüz karasıdır"
Doğu Türkistan’daki hukuksuzluklarla ilgili Davutoğlu da, "Uygur ve Doğu Türkistan söz konusu olduğunda vicdanın ayağa kalkması lazım. Şu anda açık veya net bir şekilde bütün dünyanın hemen hemen üzerine müttefik olduğu bir gerçek var ki kardeşlerimiz ağır bir toplama kamplarından ‘soykırım’ ifadesine uygun şekilde seyrediyor. Kadınlar toplu tecavüze uğruyor, kısırlaştırılıyorlar. Çin’i meşrulaştırma çabası insan hakları konusunun yüz karasıdır." ifadelerini kullandı.
"Aile kurumu güçlü olması gerektiğini savunuyoruz"
Türkiye’nin dış politikası ve Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemler ile ilgili soruya Babacan, "Şu anda bir dış politikadan bahsetmek mümkün değil. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin hayat tarzını olduğu gibi kabul ediyoruz ve Türkiye’de aile kurumunun da güçlü olması gerektiğini aynı zamanda savunuyoruz. Şu andaki hükümet, küçük gruplar hedefliyor kendisine ve o grupları düşmanlaştırıyor, terörist ilan ediyor, marjinalleştiriyor ve toplumsal yapı üzerinde ciddi çatlaklar oluşturuyor. Toplumun farklı kesimleri arasına adeta nefret tohumları ekiyor, geriyor. Bunların hepsi beyhude. Öncelikle iktidarın demokrasiye inanması lazım." şeklinde belirtti.
Soru cevap faslından sonra ortak basın açıklaması sona erdi. (İLKHA)