Halk A'dan Z'ye bütün ürünlere yapılan zamlardan şikâyetçi
Dünyadaki gelişmelere paralel olarak döviz kurunun yükselmesinin ardından başlayan zam furyası, döviz kurunun dibe vurmasına rağmen devam ediyor.
Döviz kurunun yükselmesinin ardından Türkiye'de A'dan Z'ye tüm ürünlere belirli oranlarda zamlar yapılmıştı.
Döviz kurunun düşmesinin ardından da ürünlere yapılan zamlar geri çekilmediği gibi başta temel gıda maddeleri başta olmak üzere birçok ürüne yeni zamlar yapılmıştı. Bu zamların yanında elektrik, doğalgaz, su, internet faturaları da yüksek gelmeye başlamıştı.
Pandemi döneminden dolayı zor günler geçiren halk, yapılan zam ve gelen yüksek faturaların ardından zor günler geçiriyor.
Şanlıurfalılar, yapılan zamlarla ilgili İLKHA'ya konuştu.
"Böyle giderse bir daha yumurta alamayacağız"
Yağ ve yumurta fiyatlarındaki artışa tepki gösteren Yusuf Kaymakçı, "Ben öğrenciyim ve öğrenci evinde kalıyorum. Yağın, şekerin ve yumurtanın fiyatı yılbaşından sonra yeniden zamlandı. Zaten daha önce de zamlanmıştı. Yumurtanın kolisini 20-21 liraya alıyoruz. Böyle giderse bir daha yumurta alamayacağız; çünkü yumurta lükse dönüştü. Öğrenci olduğumuz için bir litrelik yağ alıyoruz. Yağın fiyatı 10 lira iken şimdi 20 lira olmuş. Biz nasıl yağ alacağız? Yağsız yemek olmaz. Yağ yemeğin hammaddesidir. Yumurta kahvaltının vazgeçilmezidir. Bizim vazgeçilmezlerimizi bizden aldılar. Yağ ve yumurta gibi gıdalara zam gelmemesi için hükümetin bir şeyler yapması gerekir. " şeklinde konuştu.
"Hükümet, ürünlerin fiyatlarının yükselmesindeki suçu marketlerin üzerine atmasın"
Hükümetin zamlarla ilgili marketleri suçlamasının anlamsız olduğunu belirten Kaymakçı, "Hükümet, 'Marketler neden zam yapıyor?' diye soruyor. Hammaddesi marketçilerde değil ki hammadde üretimi ülkemizde olmazsa tabii ki zam gelir. Hükümet, ürünlerin fiyatlarının yükselmesindeki suçu marketlerin üzerine atmasın onlar da bizim insanımızdır. Milleti birbirine kırdırmasınlar. Kendi üzerlerindeki tepkileri azaltmak için marketçileri suçlamasınlar. Marketçilerin suçu yok. Fiyatlar her yerde aynıdır. Büyük marketlerde de mahalle marketlerinde de fiyatlar aynıdır. Arada belki 1-2 lira oynayabilir. Aradaki farkta toptan alış-satış ile alakalıdır. Bu konuda hükümet, halkını düşünmelidir. Millet olmadan devlet olmaz. Devletin başındaki iktidar, halkın oyuyla geliyor ve halkın isteklerini ve arzularını karşılamak zorundadır." diye konuştu.
"Gelen zamların arkası kesilmiyor"
Çok sıkıntılı bir süreçten geçtiğimizi ifade eden Şahin Karadağlı, "Bir yıldır her şeye zam geldi. Yüzde 100 ürünlerde artış oldu. 3 liraya 5 liraya alınan sabun şimdi 15 lira oldu. Yağ ve süt gibi gıda ürünlerine zam geldi. Gelen zamların arkası kesilmiyor. Fakir fukara kan ağlıyor ve iş bulamıyor. Esnaf kan ağlıyor, tüm dükkânlar kapalı durumda. Çok sıkıntılı bir zaman da yaşıyoruz. Coronavirus hastalığı geldiğinden beri bu sorunlar çıktı. Örneğin bir insanın taşıyacağı yük bir ton ise üzerine 5 ton atınca insan kaldıramaz. Memleketimiz de aşırı derecede kalabalık oldu. Allah sonumuzu hayretsin. Halkın durumunu yetkililer zaten görüyor ve biliyor. Hatta benden senden daha iyi biliyor. Yoksulluk ve işsizlik zirvededir. Oğlum üniversite mezunu ve boş geziyor, iş bulamıyor. Memurların bazılarının emekliliği dolmuş ama emekli olmuyor. Devlet emekli yapıp yerine başkasını alabilir. Başka bir vatandaş gelip bir parça ekmek yesin. Adamın gözü görmüyor ama masa başında çalışıyor." dedi.
"Devletin zamlar konusunda acil bir çözüm bulması gerekir"
Gelen zamlar yüzünden fakir fukaranın geçimini sağlayamadığına değinen Mahmut Asan, " Asgari ücret 2 bin 800 lira oldu ama ertesi gün her şeye 3 kat zam geldi. Doların yüksek tutulduğu dönemde zam yapıldı ama dolar düştükten sonra da fiyatlar düşmedi. İktidarı eleştirmek de doğru değil ama doların düşmesi ile birlikte bütün her şeyin düşmesi gerekirken ürünlerin fiyatları düşmedi. 70 bin liralık araba 100 bin lira oldu. Devletin zamlar konusunda acil bir çözüm bulması gerekir. Bir ekmek 1,5 lira olmuş. Ekmek alamayan İnsanlar çöp konteynırlarında ekmek arıyorlar. Çöp atıklarıyla geçimini sağlayan fakirler var. Devletin bir an önce bu duruma el atması ihtiyaç sahiplerine destek olması gerekir. Avrupa ülkeleri halkına, ' Evde otur, işi düşünme; sağlığınızı düşün' diyorlar. Avrupa ülkeleri esnaflarına 3 bin Euro para desteğinde bulundu. Buradaki yetkiler ise sanki milletle alay ediyor. 20 bin lira kira veren adama 750 lira destek sağlıyorlar. Bir kira en az aylık 5 bin lira olmuş. 5 bin lira kira ödeyen adama 500 lira yardım ediliyor." ifadelerini kullandı.
"Kaçak çayın kilosu 100 lira oldu"
Her geçen gün genel anlamda ürünlere zam geldiğini vurgulayan Servan Akın, "Asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca insan var. Şu an yapılan zamlar en çok halkımızı olumsuz etkiliyor. En basit örnek olarak Urfa'da en düşük kira bin 400 lira- bin 500 lira olmuş. Bunun yanında ek olarak elektrik ve doğalgaz gibi faturalar da olunca insana kuş kadar gelir kalıyor. Türkiye'de bugün açlık sınırı 8 bin lira civarındadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye'de fakir olmadığını açıkladı. Bu durum, TUİK verileri ile bağdaşmıyor. Her geçen gün genel anlamda zamlar oluyor. Allah sonumuzu hayretsin. Urfa için konuşmak gerekirse damak zevkimiz olan kaçak çayı bile içemiyoruz; çünkü kaçak çayın kilosu 100 lira oldu. 100 lira olmasının sebebi; döviz kuru ve gümrük vergisinden dolayıdır. Sadece çay fiyatları değil hububat fiyatlarında da artış oldu. Zam konusunda çiftçiler de çok mağdur durumda. İnşallah fiyatlama politikasında en kısa zamanda bir iyileştirme söz konusu olur."diye konuştu. (İLKHA)