Haber birçok açıdan ilginç. Milliyetçilik ilkel bir ideolojidir. İradeye ve bilgiye bağlı değildir.

MHP’nin Afrika’da temsilcilik açmasına belki “aslına dönüş” şeklinde bir izahat getirilebilir.

Ya da normalleşme…

Ama Afrika’nın başka bir anlamı da vardır.

Bakın Türk Milliyetçilerinin öncülerinden Nihal Atsız ne diyordu:

“Evet... Kürt kalmakta direnir, dört beş bin kelimelik o iptidaî dilleriyle konuşmak, yayın yapmak, devlet kurmak istiyorlarsa gidebilirler. Biz bu toprakları oluk gibi kan dökerek Gürcülerin, Ermenilerin, Rumların kökünü kazıyarak aldık, yine oluk gibi kan dökerek Haçlıların savaşçı şövalyelerine karşı savunduk. Kürtler 1839 yılına kadar askerlik bile yapmadılar. Viyana’dan Yemen’e kadar her yerde Türk ırkının kanı sebil gibi akarken onlar yaşadıkları dağlarda ve köylerde keçilerini güttüler ve fırsat buldukça hırsızlık ve yağmacılık ederek yaşadılar. (…) Türk milletinin başını belaya sokmadan, kendileri de yok olmadan çekip gitsinler. Nereye mi? İran’a, Pakistan’a, Hindistan’a, Barzani’ye gitsinler. Birleşmiş Milletlere başvurup Afrika’da yurtluk istesinler. Türk ırkının aşırı sabırlı olduğunu, fakat ayranı kabardığı zaman Kağan Arslan gibi önünde durulmadığını, ırkdaşları Ermenilere sorarak öğrensinler de akılları başlarına gelsin.” Nihal Atsız, Kürtlerin Birleşmiş Milletlere başvurup Afrika’da yurtluk istemelerini önerirken bakın Cumhuriyetin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt ne diyordu:

“Çiğ eti bulgurla karıştırıp yiyen Kürtler’in Afrika yamyamlarından farkı yok” “Kem söz sahibine aittir” diyerek Afrikalının da insan olarak her insanla aynı değeri hak ettiğini söylüyoruz.

Yani Afrikalıyı aşağılamak gibi bir düşüncemiz yok, zaten bu inancımıza da aykırı. Ama MHP’nin Afrika açılımı ile eski faşistlerin açıklamalarını yan yana koyup ibretle izlemek gerekir sanırım.