Türkçeye farklı dillerden geçen kelimelerin doğru kullanımı
Dünya üzerinde var olan neredeyse her dil farklı bir dilden az veya çok mutlaka bazı kelimeleri diline eklemiştir. Özellikle aynı dil ailesinden olan dillerde sıkça rastlanan kelime alışverişi Türkçede de yoğun bir şekilde görülmektedir.
Özellikle Arapça, Farsça ve Osmanlıcadan alınan çok sayıda kelimenin yanı sıra, dünyanın teknoloji ile birlikte küçük bir köy haline gelmesi, farklı ülkelerle ulaşım ve ticaretin artmasıyla bu durum diğer dillerden de Türkçeye birçok kelimenin geçişini sağlamıştır.
Ancak söz konusu kelimelerin çoğunun halk tarafından yanlış olarak kullanılması dikkatlerden kaçmıyor. Öyle ki, bu durum kimi zaman televizyon programlarına, bilgi yarışmalarına bile konu oluyor. Yarışmalarda, söz konusu kelimenin anlamı verilerek kelimenin tam olarak nasıl yazıldığı soruluyor.
Galat-ı meşhur diye adlandırılan bu kelimeler ve deyimler, yaygın olarak yanlış bir biçimde kullanılması sonucunda zamanla doğru olanın yerini almıştır. Buna kısaca "Herkesin doğru bildiği yanlış" da denebilir.
Öncelikli olarak günlük hayatta sıkça kullanılan "yanlış" kelimesi dahi "yalnış" olarak kullanılıyor. Bu kelimeyi yalnız, altmış, mütevazı, acayip, şoför, hafriyat, küsur, orijinal gibi kelimeler takip ediyor.
Peki, farklı dillerden dilimize geçen kelimeler halk arasında nasıl kullanılıyor? Bu kelimelerin asıl kullanımı nasıl olmalı? Aşağıda örneklerle sıralayacağımız bazı kelimelerin yanlış ve doğu kullanımlarını dikkatinize sunuyoruz:
Yanlış Doğru
Ablem Amblem
Acaip Acayip
Acenta Acente
Acitasyon Ajitasyon (kışkırtma, duygu sömürüsü yapma)
Afaroz Aforoz (Hristiyanlıkta kovulma cezası, uzaklaştırma)
Ahpap Ahbap
Akapunktur Akupunktur (iğne batırılarak yapılan tedavi),
Alarım Alarm
Aliminyum Alüminyum (kimyasal element)
Alobora Alabora (geminin yan yatması),
Anfi Amfi (basamaklı olarak yükselen büyük derslik),
Antreman Antrenman
Eşortman Eşofman
Barsak Bağırsak
Bilader Birader
Bilimum Bilumum
Poça Poğaça
Cimnastik Jimnastik
Dekarasyon Dekorasyon
Dersane Dershane
Dinazor Dinozor
Direk Direkt
Döküman Doküman (belge)
Eksoz Egzoz
Ensitü Enstitü
Entellektüel Entelektüel
Erezyon Erozyon (aşınma)
Espiri Espri
Eşgal Eşkâl (dıştan görünüş, biçim)
Faliyet Faaliyet
Fasülye Fasulye
Fermar Fermuar
Fesetmek Feshetmek (bozmak, dağıtmak)
Filim Film
Fites Vites
Gangaster Gangster (Yasa dışı işler yapan çete üyesi)
Gardolap Gardırop
Hakkaten Hakikaten
Halisinasyon Halüsinasyon (Gerçekte olmayanı, görünmeyeni gördüğünü sanmak)
Harfiyat Hafriyat
Hıristiyan Hristiyan
Istırap Izdırap,
İlizyon İllüzyon (yanılsama)
İnkilap İnkılap,
İnsiyatif İnisiyatif (öncelik, üstünlük)
İstepne Stepne (yedek lastik)
İzalasyon İzolasyon
Karegrafi Koreografi (figür ve anlatımların bütünü)
Karekter Karakter
Karnıbahar Karnabahar,
Katalok Katalog
Kurdale Kurdele,
Labaratuvar Laboratuvar,
Laylon Naylon
Mütavazi Mütevazı (Mütevazi: paralel denk, Mütevazı: Alçak gönüllü)
Mahçup Mahcup
Mahfolmak Mahvolmak,
Makina Makine
Maktül Maktul (Öldürülmüş olan kişi)
Manüpülasyon Manipülasyon (Yönlendirme, seçme)
Matamatik Matematik
Mefta Mevta (Ölü, ölmüş kimse)
Melhem Merhem
Motorsiklet Motosiklet,
Mönü Menü (Yemek listesi)
Mustarip Muzdarip (Izdırap, acı, yakınma)
Münübüs Minibüs
Müracat Müracaat
Mütakip Müteakip
Mütahit Müteahhit
Nisbet Nispet
Orijinal Orijinal
Şok olmak Şoke olmak
Panaroma Panorama (genel görünüm)
Pardesü Pardösü
Parelel Paralel
Parlemento Parlamento
Promasyon Promosyon (Özendirme)
Provakatör Provokatör (Kışkırtmacı)
Raslantı Rastlantı
Rasgele Rastgele
Ropörtaj Röportaj
Sada Seda (Ses)
Safa Sefa (Gönül rahatlığı)
Sağnak Sağanak
Satlık Satılık
Sezeryan Sezaryen
Sohpet Sohbet
Sürpriz Sürpriz
Sütüdyo Stüdyo
Şanzuman Şanzıman
Şarter Şalter
Şarz Şarj
Şayibe Şaibe
Şevkat Şefkat
Şöför Şoför
Tabiyat Tabiat,
Tahüt Taahhüt
Tafsiye Tavsiye (Öneri)
Tahtarevalli Tahterevalli
Tastik Tasdik
Temiz Temyiz (mahkeme kararlarının incelenmesi için bir üst makama gönderilmesi)
Tiyo Tüyo (Ön kopya, ipucu)
Traş Tıraş
Ukte Ukde (içe dert olan şey, düğüm)
Ünüforma Üniforma
Unvan Unvan (Bir kişinin konumu, makamı, sahip olduğu meslek)
Vehamet Vahamet (Güçlük, tehlikeli durum)
Vejeteryan Vejetaryen (etyemez, et yemeyen kişi)
Yalnış Yanlış
Yayınlamak Yayımlamak (Yayım; Gazete, dergi, kitap gibi okunacak şeylerin basılıp dağıtılması, Yayın; Radyo ya da televizyon aracılığıyla halka sunulan, duyurulan, iletilen şey)
Yövmiye Yevmiye (Günlük ücret)
Zenaat Zanaat
Zerafet Zarafet (zariflik) (İLKHA)