• DOLAR 34.545
  • EURO 36.144
  • ALTIN 2967.367
  • ...
Muavvizeteyn Sureleri
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
doğruhaber / haber merkezi
 
Felak Suresinin Meali

De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”

Nas Suresi’nin Meali

De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.”

Muavvizeteyn Sureleri İle İlgili Hadisler:

Ukbe İbnu Amir (r.a) anlatıyor; “Resulullah (s.a.v) buyurdular ki; ‘Bu gece indirilen ayetler var ya, onlar gibisi hiç görülmemiştir: Kul eüzu bi-rabbi’l-felak ve Kul eüzu bi-rabbi’n-nas süreleri’ dedi.” (Müslim)

Cabir (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v) bana ‘Ey Cabir oku’ dedi. Ben,

‘Annem babam sana kurban olsun, ne okuyayım?’ diye sordum. Bunun üzerine;

‘Kul eûzu bi-rabbi’l-felak ve Kul eûzu bi-rabbi’n-nas sürelerini oku’ dedi. Ben de onları okudum. Resûlullah ilaveten ‘Bu iki sûreyi oku, bunlar gibisini asla okuyamıyacaksın’ dedi.” (Nesai)

Ukbe bin Âmir radıyallahü anh anlatır. “Bir zaman Peygamber Efendimiz (s.a.v)’le yolculuk yaparken şiddetli bir fırtınaya tutulduk. Resulullah, Felâk ve Nâs surelerini okuyup, bana buyurdu ki; ‘Ey Ukbe, bu iki sûre ile Allah’a sığın; zira Allah’a hiç bir kul bunlardan daha faziletli bir şey ile sığınamaz!’ şeklinde buyurdu.”

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki; “Kulhüvallahü ehad, Felâk ve Nâs surelerini sabah akşam üç defa oku! Bunlar sana kâfidir.”
Hazret-i Âişe validemiz, Peygamber Efendimiz’in yatacağı zaman, İhlâs, Felâk ve Nâs surelerini okuyup, ellerine üflediğini sonra da elleri ile vücudunu sıvazladığını bildirmektedir.

Muavvizeteyn Sureleri İle Âlimlerin Rivayetleri

İmâm-ı Rabbani (Allah kendisinden razı olsun), “Sıkıntılı zamanlarda dört kul’leri yani kulyâ, kulhüvallahü ehad, Felâk ve Nâs surelerini çok okumalıdır” buyurmaktadır.

Felâk suresini çok okuyan kimseye Cenab-ı Hak, kolay yollardan rızık nasip eder. İnsanların hasedinden, her türlü şer ve kötülüklerden muhafaza eder.

Nâs Suresi’ni devamlı okumayı alışkanlık haline getiren kimse, daima sıhhat ve âfiyette olur. Nazara karşı okunursa, şifâ bulur.

Son nefesini vermekte olan kimse için bu sure okunursa, ruhu bedenden rahatça ayrılır. Yatağa girerken okuyan kimse, cin ve şeytan şerrinden kurtulur. Vesvesesiz, korkusuz rahat bir uyku uyur.
Resulullah (s.a.v)’a Sihir Tesiri
Bu surelerle ilgili rivayetlere göre, Resulullah (s.a.v)’a sihir yapılmış olması ve Resulullah’ın bu sihrin tesiriyle rahatsız olması olayıdır. Rivayete göre, bu tesiri yok etmek için Cebrail (a.s) Felak ve Nas surelerini getirmiştir.

İslam’da Üfürükçülük

Bu sureler ile ilgili bir meselede, İslam’da üfürükçülüğün yerinin ne olduğudur. Ayrıca üfürükçülüğün etkili olup olmadığı da tartışma konusudur. Pek çok sahih hadiste şöyle rivayet edildiği için bu problem ortaya çıkmıştır.
Resulullah (s.a.v) her gece uyumadan önce ve özellikle hasta iken ‘Muavezeteyn’i, bazı rivayetlerde ise ‘Muavazat’ yani İhlas ve ‘Muavezeteyn’ surelerini üç defa okuyarak elleri üzerine üfler, baştan aşağı bedenine sürer ve bütün bedeni üzerinde gezdirirdi.

Burada üfürükçülük hakkındaki ilk şer’i açıklama şu rivayettedir.

İbn-i Abbas (r.a.)’tan rivayet edilen uzun bir hadisin sonunda Resulullah (s.a.v)’ın şu sözleri kayıtlıdır; “Ümmetimden kendini dağlamayan, üfürükçülük yaptırmayan, fal baktırmayan ve yalnız Allah’a tevekkül edenler, kendilerine hiç hesap sorulmadan cennete gireceklerdir. (Müslim)

Hadislerden Rasulullah’ın üfürükçülüğü kesinlikle menettiği anlaşılmaktadır. Daha sonra ise şirk olmamak kaydıyla buna izin vermiştir. Ancak Allah’ın pak isimleri ya da kelamı üfürük olarak kullanılmamalıdır. Veya kullanılan kelam kendisinde hiçbir günah olmadığı anlaşılan bir şey olmalıdır. Tabii bununla birlikte şifa verenin gerçekte bu kelam olmadığı, ancak Allah’ın şifa verebileceği de unutulmamalıdır. Bu şer’i açıklamadan sonra konu hakkındaki hadise bakabiliriz.

Taberanî’nin Sağîr’inde Hz. Ali (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir. “Resulullah bir defasında namaz kılarken akrep tarafından ısırılmıştır. Namazdan çıktıktan sonra şöyle buyurdu; “Lanet olsun şu akrebe, namaz kılanı bile bırakmaz.” Daha sonra su ve tuz istedi, akrebin ısırdığı yere tuzlu suyu sürerken Kafirun, İhlas, Felak ve Nas surelerini okudu.”

Burada üfürükçülükten bir fayda elde edilip edilmediği sorusu ortaya çıkmaktadır. Bunun cevabı şudur:

Resulullah (s.a.v) ilaçtan menetmemiş, hatta şöyle buyurmuştur: “Allah her hastalığın ilacını yaratmıştır, ondan yararlanın.”
Resulullah (s.a.v) bazı kimselere ilaç tavsiye etmiştir. Bu konudaki hadisler Kitab’ut Tıb’ta mevcuttur. Dua ancak Allah’ın hükmü ve izni ile yarar sağlayabilir. Yoksa dua, ilaç ve tıbbî tedavi dışında faydalı olsaydı kimse hasta olmazdı. İlaç ve tedavinin yanı sıra Allah’ın kelamı ve Esma-i Hüsna’sından da yararlanılabilir. Tıbbi tedavinin çaresiz kaldığı bazı zamanlar Allah’ın kelamı ve Esma-ül Hüsna’sı ile dua etmek, aşırı materyalistler dışında hiç kimsenin aklına ters düşmez. Fakat tedavi ve ilaç mümkün iken ona başvurmamak doğru değildir. Yalnız üfürük ile yetinmek yanlıştır. Hatta bazıları muskacı dükkânları açarak bunu bir de geçim vasıtası haline getirmişlerdir.
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir