• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

DOĞRUHABER / Hasan Işık

Türkiye'de gıda fiyatlarındaki anormal yükseliş, dünya medyasının da gündemine girdi. Geçen günlerde Reuters haber ajansı, Türkiye ekonomisiyle ilgili kapsamlı bir analiz yayımladı. Reuters, Türkiye'de temel gıda maddelerinin çok pahalandığını yazdı. Bu bir vatandaş olarak bizleri rahatsız eden bir gelişme. Ülkemiz neden bir başarı ile değil de vatandaşının çektiği bir sıkıntı ile dünya gündemine gelsin ki…

Reuters’in analizine değinmeden önce bu enflasyon, fiyat artışları ve faiz konusunda son yaşanan gelişmelere yönelik gelişmeler hakkında bilgi vermek istiyorum. Biliyorsunuz bizim asla bir ekonomi aracı olarak kabul etmediğimiz “faiz” ne yazık ki küresel emperyal güçlerin ülke ekonomilerini hizaya getirmek için kullandıkları bir sopaya dönüşmüş durumda. Peki bu sopanın son aylarda sürekli Türkiye ekonomisinin kafasına kafasına indiğini biliyor musunuz?

HERKES GİDER MERSİN’E, TCMB GİDER…

Daha önce de özellikle belirtmiştik; dünyada merkez bankaları faiz oranlarını sıfıra doğru çekerken Türkiye’de TCMB bunun tersine hareket ediyor diye… Merkez Bankası’nın yeni başkanı Naci Ağbal’dan önceki bankanın başkanı Murat Uysal, selefi Murat Çetinkaya’nın faiz yarışına bir son vermiş ve sürekli faizleri düşürmüştü. Ama ne oldu bilinmez Uysal da faize karşı uysallaştı… Ve görevden alınmadan önceki PPK toplantılarında faizleri artırmaya başladı.

Hadi o da gitti. Ama giden geleni aratır misali Naci Ağbal gelir gelmez ilk toplantıda politika faizini 4,75 puan, ikincisinde de 2 puan artırarak yüzde 17'ye yükseltti. Sonra da bankadan yapılan açıklamada bu faiz artırımlarına “fiyat istikrarı” ile “enflasyonla mücadele” sebep olarak gösterildi.

“FAİZLER ARTTI FİYATLAR ARTTI ENFLASYON ARTTI

Biz de ısrarla faizler arttıkça fiyatların yani enflasyonun artacağını üzerine basa basa defalarca söyledik… Ama ne oldu?... Faizler artınca enflasyon düştü mü? Hayır! TÜİK’in son açıkladığı rakamda da enflasyon yine yükseldi.

İki gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEİK Yönetim Kurulu toplantısında bakın ne dedi: “Biz enflasyonu yüzde 30'lar civarından tek hanelere düşürmüş yönetim olarak faiz oranının yüzde 63 olduğu böyle bir dönemden 4,6'ya, enflasyonu da 6,4'e düşürdüğümüz dönemi biz yaşadık. Boşuna konuşmuyorum ben. Yüksek faize karşı olduğumu söylemek boşuna değil. Bütün bunları bu işi yaşayarak söyleyen birisiyim. Şu anda karşımda ağırlıklı yatırımcılarımız var, girişimcilerimiz var ve birçoklarınızın faiz yükü altında nasıl ezildiğinizi biliyorum. Bu bankaların sizi nasıl sömürdüğünü biliyorum.” Fazla söze ne hacet…

“TÜRKİYE'Yİ BİR FAİZ CENNETİ HALİNE GETİRMEKTEN BAHSEDİYORUZ, AMA...”

Aynı toplantıda Erdoğan,

“Yeri geldiği zaman Türkiye'yi bir faiz cenneti haline getirmekten bahsediyoruz, ama öbür tarafta bankalarımız, gerek kamu gerek özel sektör bankaları ne kadar kar etmişler, bunu konuşuyorlar. Tamam da sen ne kadar yatırımcı kazandırdın bu ülkeye, bir de bunu söylesene? Ve ne kadar yatırımcı var, ne kadar istihdam sağlıyoruz? Bir de bunu konuşun bakalım. Bunu konuşmuyorlar. Bana yatırım lazım, istihdam lazım, üretim lazım, ihracat lazım. Eğer bu dört başlık yoksa hiçbir şey yok. Biz bunla övüneceğiz. Şu anda dünyaya bakalım. Amerika'da faiz oranı ne? Japonya'ya bakalım faiz oranı ne. Eksi. Gelelim Avrupa'ya, 1-2. İsrail, eksi. Bütün bunlar apaçık ortadayken biz yüksek faizlerle övünüyoruz . Yüzde 20, yüzde 25, yüzde 30'lara kadar gitti bir ara. Bununla övünüyoruz. Ve birçok şirketimizi adeta batırmakla övünüyoruz. Arkadaşlar beni dinlerler, dinlemezler, ben bunlara karşıyım. Bunlarla mücadelemi de sonuna kadar devam ettireceğim. Kim ne derse desin. Çünkü ben buna inanmıyorum. İnandığım tek şey var, yüksek faizle bir yere varamayız” dedi.

GIDA FİYATLARININ YÜKSEKLİĞİ DÜNYA BASININDA

Şimdi “Sayın Cumhurbaşkanı’nın sözlerini niye bu kadar uzun aktardın?” diyeceksiniz… Ama doğru söylüyor…

Yani sonunda ne oldu faizler fırladı enflasyon da fırladı fiyatlar aldı başını gitti her güne yeni bir zamla uyanır olduk.

Öyle ki artık dünya gündemine bile girdi bu acı tablo. Türkiye'de gıda fiyatlarındaki bu anormal yükseliş Reuters haber ajansının hazırladığı bir analize konu oldu.

Otomotiv sektöründen beyaz eşyaya, inşaat malzemelerinden elektronik eşyalara, kira fiyatlarından elektrik, doğalgaz fiyatlarına, gıdadan vergilere, köprü ve yol geçişlerine kadar A’dan Z’ye gelen yüksek zamlar, vatandaşı adeta boğarken bunu dünyada gördü ne yazık ki…

Reuters, dünyada sıfıra yakın enflasyon ve koronavirüs salgınının ekonomik etkilerine karşın, yüzde 15 ile yıllık tüketici fiyatlarındaki en büyük artışlardan birinin Arjantin'den sonra Türkiye'de görüldüğünü belirtiyor. Bunun aynı zamanda OECD ülkeleri arasında açık ara en yüksek oran olduğuna dikkat çekiyor.

Ajansa göre, gıda enflasyonunun bir yılda yüzde 20'den fazla artması kısmen, petrol ve gübre fiyatlarıyla kuraklıktan kaynaklanıyor.

Capital Intelligence Ratings’ten Yesenn El-Radhi koronavirüs nedeniyle sokağa çıkma yasaklarının ve yüksek borçlanma maliyetlerinin hakim olduğu bir ortamda Türkiye halen “ağır bir stagflasyon ile boğuşuyor” dedi.

El-Radhi “Küresel emtia fiyatlarındaki artış ve liradaki sert değer kaybının fiyatlara geç yansıması nedeniyle enflasyon baskısı yüksek olmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Reuters, çalışanları ve gelirlerini baskı altına alan koronavirüs salgınına ek olarak, geçen yıl patlıcan, portakal ve ayçiçek yağı fiyatlarının yüzde 50'den fazla artmasıyla, market alışverişlerinin de Türkiye’de halk için ciddi bir yük haline geldiğini belirtiyor.

Yine en son Rem People Araştırma’nın yayınladığı veriler salgında küçük esnafın ürün tedariğinde sıkıntı yaşadığını, veresiye talebinin arttığını ve esnafın giderek borçlandığını ortaya koyuyor.

Son olarak ne diyelim denize düşen yılana sarılabilir ve bir ihtimal belki kurtulabilir de ama ekonomide zor duruma düşen faize sarılırsa kesinlikle kurtulamaz!...