• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
BOMBALARDAN KURTULDULAR: YAŞAM MÜCADELESİ VERİYORLAR
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HABER MERKEZİ

Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ilinde Baas rejimi ve destekçilerinin saldırılarından kaçarak sığındıkları çadırları sağanak nedeniyle su basan siviller, yaşam mücadelesi veriyor. Bölgede göç verilerine ilişkin çalışma yürüten Suriye Müdahale Koordinatörü Muhammed Hallaj, yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzeyindeki 23 kampın su altında kaldığını söyledi. Hallaj, tespitlerine göre İdlib'deki Talia, Zalene, Killi, Cebel, Amani gibi kamplarda yaşayan yaklaşık bin ailenin mağdur olduğunu belirtti.

GİDECEK YERİMİZ YOK

Bölgede faaliyet gösteren insani yardım kuruluşlarına da çağrıda bulunan Hallaj, kamplarda yaşayan sivillerin acil yardıma ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Baas rejiminin saldırılarıyla Serakib ilçesinden göç etmek zorunda kalan Ebu Ahmed, "Gidecek yerimiz yok. Tarım arazisine çadır kurduk. Yağmur yağdığında her yer çamur oluyor. Yollar kesiliyor. Su ihtiyacımızı karşılayamıyoruz." dedi.

Bir başka kamp sakini Halid Osman da çadırlarında zor şartlar altında yaşadıklarını söyledi. Osman, "Yağmur yağdığında yollar kapanıyor. Çadırlar bizi yağmurdan, soğuktan ve rüzgârdan koruyamıyor. Çocuklar ve kadınlar çadır hayatından olumsuz etkileniyor." diye konuştu.

ÇÜRÜYEN ÇADIRLARINI YAMAYARAK YAĞMUR VE SOĞUKTAN KORUNMAYA ÇALIŞIYORLAR

Suriye'de Baas rejimi ve destekçilerinin 10 yıldır süren saldırılarıyla milyonlarca aile yerinden edildi. Yanlarına birkaç parça eşya alarak nispeten güvenli gördükleri Türkiye sınırına sığınan siviller burada yaşam mücadelesi veriyor.

Başlarını sokacak çadır dahi bulamayan siviller, battaniye, hasır, eski kıyafet parçalarını dikerek kendilerine çadır yapıyor. Son derece dayanıksız olan çadırlar çetin kış şartlarında soğuk ve yağmura karşı dayanıksız hale geliyor.

Aileleriyle İdlib'deki kamplara sığınan kadınlar ellerine aldıkları iğne, iplik ve çeşitli malzemelerle zarar gören çadırlarına yama yapıyor. Serakib ilçesinden göç eden 8 çocuk annesi Ayşe Um Ahmet, yaptığı açıklamada, battaniyeleriler ve minderlerden yaptıkları çadırlarda yaşadıklarını, geceleri çok üşüdüklerini söyledi.

DONDURUCU SOĞUKTAN MUZDARİBİZ. İHTİYACIMIZI KARŞILAYACAK PARAMIZ YOK

Um Ahmet, "Çadır, battaniye, gıda gibi ürünler çok pahalı. Yağmur yağdığında çadırlarımız su altında kalıyor. Yağmurdan korunmak için çadırlarımızın yırtılan yerlerini battaniye veya minderlerle yamıyoruz." dedi. Battaniyeleri satın aldıklarını bazen de komşulardan temin ettiklerini dil getiren Um Ahmet, "Dondurucu soğuktan muzdaribiz. İhtiyacımızı karşılayacak paramız yok, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Sağanak yağışlarda eşyalarımız sular altında kalıyor." şeklinde konuştu.

Halime Muhammed de "Çadırlarımız eski. Yağmurluklarımız çürümüş. İğne iplikle çadırlarımıza yama yapıp yağmurdan ve soğuktan korunmaya çalışıyoruz." ifadesini kullandı. Ayrıca Muhammed, çadırlarda yaşayan aileler için battaniye, yağmurluk ve odun yardımı çağrısında bulundu. Çadırların briket evler gibi olmadığını belirten Muhammed, burada tüm zorluklara rağmen hayatlarını süründürdüklerini ve yardımseverlerin desteğini beklediklerini belirtti.

ÇOCUKLARIMIZ SÜREKLİ HASTALANIYOR

İdlib'de bir hastanede iç hastalıkları uzmanı olarak görev yapan Dr. Usame Ammouri, yaptığı açıklamada, kamplarda ısınmak için kullanılan malzemenin astım, bronşit gibi çeşitli solunum yolu hastalıklarına sebep olduğunu söyledi. Ammouri, "Özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının patlak verdiği şu günlerde halkımızın bu tür yakacaklardan uzak durmasını tavsiye ederim." dedi. İdlib’in kuzeyindeki Sadaka kampı sorumlusu Ahmet Derviş de yakacak bulunmaması nedeniyle ailelerin, tezek, plastik, ayakkabı, eski elbise ve naylon yakarak ısınabildiklerini belirtti.

Derviş, "Çadırda yaktığımız maddeler kampta sık sık yangınlara ve insanlarda nefes darlığı ve astım gibi birçok hastalığa yol açıyor." diye konuştu. Kampta yaşayan Um Ahmet de "Burada tezek ve plastikle ısınıyoruz. Bu da çocuklarda nefes darlığı ve göğüs hastalıklarına neden oluyor." dedi. Doktora gidecek parası olmadığını belirten Um Ahmet, "Çocuklarımız sürekli hastalanıyor. Yakacak almaya paramız yok. Bu malzemeyi yakmak zorundayız." ifadelerini kullandı.

İDLİB'DEKİ DURUM

Türkiye, Rusya ve İran arasında 4-5 Mayıs 2017'de gerçekleşen Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu.

Ancak rejim ve İran destekli gruplar, Rusya'nın hava desteğiyle 4 bölgeden 3'ünü ele geçirip İdlib'e yöneldi. Türkiye, Eylül 2018'de Rusya ile ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı. Rusya ve rejim güçleri, Mayıs 2019'da tüm bölgeyi ele geçirmek için operasyonlara başladı ve İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi içinde çok sayıda büyük yerleşimi ele geçirdi.

Son olarak Türkiye ile Rusya arasında 5 Mart'ta Moskova'da yeni bir mutabakat sağlandı. Rejim güçlerinin zaman zaman ihlal ettiği ateşkes büyük ölçüde korunuyor. 2017-2020 döneminde yaklaşık 2 milyon sivil, Rusya ve rejim güçlerinin saldırılarında Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmek zorunda kaldı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir