Eğitimde kayıp nesil korkusu
Araştırmacı Yazar Sadullah Aydın, Doğruhaber gazetesindeki köşesinde "Eğitimde kayıp nesil korkusu" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Köşe yazısında öğrencilerin iki yıla yakındır örgün eğitimden uzak kaldıklarını belirten Aydın, velileri uyararak eksikliklerin giderilmesi konusunda ciddi çaba sarf edilmediği takdirde eğitimde kayıp bir neslin varlığının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Her eve giren sosyal medya konusunda da uyarıda bulunan Aydın, velilerin tehlikeyi görmesi, internet kullanımı konusunda mutlaka denetim mekanizmasının geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
Aydın’ın köşe yazısı şöyle:
Eğitim konusunda tehlike çok büyük! Her geçen zaman kapatmamız çok daha zor olacak olan eğitimsel bir gedikle karşı karşıyayız. İki yıla yakındır çocuklarımız okullarından, örgün eğitimden uzakta yaşıyorlar. Özellikle ilkokul, ortaokul ve lise birlerde okuyacak öğlenciler ciddi bir altyapıdan tamamen yoksun. Eğitimde kayıp bir nesil yetişiyor. Yarın öbür gün bu çocuklar, gençler mezun olsalar bile herhangi bir gelecekten yoksun olacaklar.
Biz bu tehlikenin farkında değiliz. Anne-babalar olarak bu tehlikeyi önemsemiyoruz. Şartlarımızı zorlayarak bu sıkıntılı dönemi en az zararla kapatmamız gerekirken, çocuklarımızın geleceği için endişelenip çözüm yolları aramamız lazımken ne yazık ki biz de işi oluruna bıraktık.
Kabul edelim ki halk olarak çoğumuz asgari ücretle çalışıyoruz, bazılarımız bunu da bulamıyor. O yüzden özel öğretmen tutma gibi bir lüksümüz yok. En azından çoğumuz için bu lüks yok. Ama uzaktan eğitime daha çok önem verebiliriz. Evlerimizde çocuklarımız için özel ortamlar hazırlayarak onların uzaktan eğitime daha fazla katılımda bulunmalarını sağlayabiliriz. Eğitim videoları getirerek çalışmalarına yardımcı olabiliriz. Okulların dağıttığı ders kitaplarına çalışmaları için çaba sarf edebiliriz.
Biz anne-babalar, veliler olarak bu işi ciddiye almalıyız. Çocuklarımızı motive etmeliyiz. Ne yazık ki öğrencilerin çoğu uzaktan eğitime gereken önemi vermiyorlar, bir tatil hayatı yaşıyorlar. Bizler de onlara bakarak işi oluruna bırakıyoruz. Bu çok kötü bir durum… Yarım eğitim almış, başarısız, dünyevi anlamda gelecekleri olmayan bir nesil yetişecek. Uzaktan eğitimden ciddi anlamda yararlanırsak belki bu kötü süreci az bir zararla atlatmış olacak, daha çok telafi imkânı bulacağız.
Eğitim konusunda zamanı geriye döndürmek mümkün değil, her geçen zaman çocuklarımızın zararına. Yarın öbür gün bu çocuklar bir yerlere gelseler, iş güç sahibi olsalar bile akranlarından geri olacaklar. Mesleklerini yarım yamalak öğrenmiş olacaklar. Topluma faydadan çok zararları dokunmuş olacak. Başları hep eğik olacak, eziklik hissedecekler. Belki onlar bu durumun farkında değil ama biz bunun farkında olmalıyız.
Burada diğer bir tehlikeye de dikkat çekmek istiyorum. Mütedeyyin insanlar, veliler olarak çoğumuz ahlaki yozlaşmadan korktuğumuz için evlerimize şimdiye kadar internet çekmemiştik. Çocuklarımızı sosyal medyanın, internet ortamının tuzaklarından uzak tutmaya çalışmıştık. Lakin artık hepimizin evinde internet var. Uzaktan eğitim için… Ancak çocuklarımızın çoğu uzaktan eğitimden çok başka şeyler için kullanıyorlar interneti. Biz aileler olarak işin ucunu kaçırdık. Aman dikkat! Eğitimde eksikliğin üzerine ahlaki bozukluk da gelmesin. Çifte acıyı birden yaşamayalım.
Veliler olarak, anne-babalar olarak hem eğitimsel hem de ahlaki olarak kayıp bir nesle sahip olma tehlikesini görüp ona göre davranalım.(İLKHA)