HÜDA PAR’dan içki firmasının kültür mirasımızı reklam aracı yapmasına tepki
Bir içki firmasının kültür mirasımızı kullanarak içki reklamı yapmasına tepki gösteren HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu, benzer suiistimalleri önlemek için yasal tedbirlerin alınması çağrısında bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, yaptığı açıklamada; tarihi dini mekânlara yapılan hakaretler ile üretim ve yatırımı tehdit eden faiz artışı gibi gündemin öne çıkan konularını değerlendirdi.
Tarihi dini mekânlara hakaret son bulmalıdır
Tarihi dini mekânlara yapılan hakaretleri değerlendiren Yapıcıoğlu, “Şemdinli’nin Nehri köyündeki tarihi Seyyid Taha En-Nehri El-Hakkâri Dergahının resminin bir içki firması tarafından bira kutularına işlenmesi tarihi yapıları itibarsızlaştırma girişimlerinin farklı bir versiyonudur. Bu son olay yakın zamanlarda Mardin Kasımiye Medresesi ile İshakpaşa Sarayının, kıyafetlerden ziyade kadınların bedenlerini teşhir eden defileler için podyum olarak kullanılması ile birlikte değerlendirildiğinde, kültürel değerlerimizin sistematik bir saldırı altında olduğu görülecektir. İdarecilerin bu tarihi yapıların korunması noktasında gösterdikleri zafiyet ve vurdumduymazlık, hatta kimi zaman bu projeleri desteklemeleri esef vericidir. Bu mekânların aslına uygun bir şekilde restore edilmesi, ilmi-siyasi ve kültürel mirasımızın canlı tutulması adına tarihi bir sorumluluktur.” dedi.
“Benzer suiistimalleri önlemek için yasal tedbirler alınmalıdır”
Yasal tedbirlerin alınması çağrısında bulunan Yapıcıoğlu, “Bölgedeki medrese, tekke ve dergâhların faaliyetleri, sadece tasavvuf alanıyla sınırlı kalmamış, ilmi, içtimai ve siyasî alanlarda da kendisini göstermiştir. Tarihi Nehrî Dergâhı da yıllarca ilim irfan faaliyetlerinin merkezi olmuştur. Osmanlı-Rus savaşlarında da memleketin savunmasında önemli bir işlev gören dini bir mekânın dinin haram kıldığı bir üründe reklam amaçlı kullanılması inanç değerlerimize hakarettir. Bölge halkının inancı, manevi değerleri ile kadim tarihine yapılan bu çirkin saldırı sona erdirilmeli, benzer suiistimalleri önlemek için yasal tedbirler alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Faiz artışı, üretim ve yatırımı tehdit etmektedir
Faiz artışına ilişkin de konuşan Yapıcıoğlu, “Merkez Bankasının geçtiğimiz ay faizleri 475 baz puan artırmasının ardından yılın son toplantısında 200 baz puan daha artış yapması, ekonominin faiz, kur ve enflasyon sarmalına mahkûm kaldığının resmidir. Kur artışını yüksek oranlarda faiz artırımı ile kontrol etmeye çalışmak, sermaye sahiplerinin ekonomi yönetimi üzerindeki etkisini göstermektedir. Üretim ve istihdamı artırmaya yönelik bir ekonomi politikası yerine faizleri artırmayı tercih etmenin iyi bir sonuç vermesi mümkün değildir. Tam aksine, faizleri artırmak ekonominin dışarıya ve faiz lobisine daha fazla mahkûm kalmasına neden olacaktır. Faiz artırımını tek çare olarak görmek, zihinsel olarak kapitalist sömürü düzenine teslim olunduğunu göstermektedir.” dedi.
Yapıcıoğlu son olarak, “Dünyada faizlerin sıfıra indirildiği bir dönemde Merkez Bankasının faizi bu kadar yukarıya taşıması ön görülen hedeflere ulaşmayı imkânsız hale getirecektir. Faiz, üretimi ve yatırımı tehdit etmekte; maliyet artışı, enflasyon ve işsizlik olarak piyasaya geri dönmektedir. Finans çevrelerinin ekonomi yönetimi üzerinde oluşturduğu baskıya teslim olmak, ekonomiyi bir girdaba çekmiştir. Bu politika, ekonomik krizi her geçen gün daha da derinleştirecektedir. Önceki hatalara düşülmeden ve hiç zaman kaybetmeden istihdam ve üretim alt yapısı güçlendirilmelidir. Şimdiye kadar piyasaya verilen mesajların az da olsa oluşturduğu güven, hayal kırıklığına dönüşmemelidir.” şeklinde konuştu. (İLKHA)