• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
HÜDA PAR Hukuk İşleri Başkanlığı:  STK’LARI PASİFLEŞTİRECEK TEKLİF ONAYLANMAMALI
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Haber Merkezi

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” yoğun itirazlara rağmen oy çokluğuyla kabul edilip yasalaştı. HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı sosyal medya hesabından, yasalaşan maddelerle ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. BMGK’nin terörizm aleyhine konuşabilecek son yapı olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “TBMM’de görüşmeleri süren ‘Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesi’ konulu kanun teklifi, insani yardım gönüllüsü her vatandaşı ve sivil toplum kuruluşunu hayati anlamda ilgilendiren bir boyuta sahiptir. Hukuk dışı düzenlemeleri olağanüstü bir perdeleme ile meşruiyet elbisesine büründürmeye çalışan ilgili teklif, özetlemek gerekirse idari ve yargısal egemenliğin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne devredilmesi kanunundan ibarettir.

GÜVENLİK KONSEYİ, DÜNYADA TERÖRİZM ALEYHİNE KONUŞABİLECEK EN SON YAPIDIR

Güvenlik Konseyi’nin daimî üyeleri, bugün yeryüzündeki pek çok şiddet eyleminden sorumludur. Gerek finansman gerek lojistik gerekse de politik manipülasyonlarla uluslararası barış ve güvenliği birinci elden tehdit eden bu ülkelerin küresel terörizm adı altında gayrı meşru yaklaşımlarının kabul görüyor olması dünya devletleri açısından bir acziyettir. Her türlü savaş suçunun faili olarak karşımıza çıkan, pek çok terörist organizasyonun hamisi olan, iç savaşları kışkırtarak dünyayı dizayn etmeyi arzu eden, emperyalizmin vücut bulmuş hali bir yapı olan Güvenlik Konseyi, dünyada terörizm aleyhine konuşabilecek en son yapıdır.” denildi.

“TÜRKİYE, EGEMENLİK YETKİLERİNİ BU YAPIYA DEVRETMEMELİDİR”

“Türkiye, egemenlik yetkilerini hukuk dışı işleyen bu yapıya devretmemelidir.” denilen açıklamada, “Güvenlik Konseyi’nin kendi çıkarlarına hizmet eden kararları, Türkiye’nin çıkarlarına hizmet edecek değildir. Sorunlarımızın emperyalizmin ajandasına göre çözümü kaostan başka hiçbir şey getirmeyecektir. Teklifin kanunlaşması ve yürürlüğe girmesi durumunda, dünya genelinde insani yardımın öncüsü olarak kabul gören sivil toplum kuruluşlarımızın Güvenlik Konseyi tarafından terörle ilişkilendirilmeyeceğinin garantisi yoktur. Kesinleşmiş yargı kararı olmadan bu kurumlara idarece uygulanacak tedbirler de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasaya aykırı olacak, sivil toplum ruhunu zedeleyecektir. Her türlü faaliyetine bildirim zorunluluğu getirilen, mal varlıklarının dondurulması veya kayyum atanması ile tehdit edilen sivil toplum kuruluşlarının faaliyet yürütmesi imkânsız hale gelecektir.” ifadelerine yer verildi.

“BU TEKLİF KANUNLAŞIRSA, STK’LAR VE YÖNETİCİLERİ CEZALANDIRILACAK VE PASİF HALE GETİRİLECEKTİR”

Teklif ile birlikte yardım kuruluşlarının terörist yaftası ile karşı karşıya kalacaklarına dikkat çekilen açıklamada, “Siyasal iktidarın, sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerini kontrol altına alma ve faaliyetlerine keyfi müdahalesine yasal kılıf imkânı sunacaktır. Her şeyin devlet kontrolünde olduğu bir sivil toplum anlayışı, AİHS’nin örgütlenme özgürlüğü içerisinde nerede konumlanacaktır? 'Örgütlenme Özgürlüğü' sadece STK kurma hakkı anlamına gelmemektedir. Aynı zamanda STK’ların yasal engellerle karşılaşmadan amaçları çerçevesinde özgürce faaliyet gösterebilmeleri hakkını da kapsamaktadır. Güvenlik Konseyi, Türkiye ve muhatap ülkelerdeki sivil toplum kuruluşlarının insani yardım faaliyetlerini kontrol altına alma ve onları savunmasız hale getirme çabası içerisindedir. Dünya genelinde on binlerce yetim ve yoksulun iaşesinin, eğitiminin, kültürel ve insani ihtiyaçlarının Müslümanların kurdukları STK’larca karşılandığı düşünüldüğünde, bunun güç kırma niyeti taşıdığı da aşikârdır. Doğu Türkistan, Kafkasya, Balkanlar, Filistin, Yemen, Suriye ve diğer ülkelerde yardım faaliyetleri yürüten kuruluşlar, yaptıkları yardım çalışmaları nedeniyle Güvenlik Konseyinin terör finansörü beşlisince terörist yaftası ile karşı karşıya kalacaklardır. Bu teklif kanunlaşırsa, beşli çetenin talebiyle Türkiye’de herhangi bir yargı kararı olmadan ülkedeki STK’lar ve yöneticileri cezalandırılacak ve pasif hale getirilecektir.” denildi.

“AVUKATLIK MESLEĞİNİN ÖZÜNE AYKIRI OLAN BU DÜZENLEME; MÜDAFAA HAKKINI ONARILMAZ BİR BİÇİMDE ZEDELEYECEKTİR”

Teklifin avukatlık mesleği için de aykırı maddeler içerdiğine dikkat çekilen açıklamada, “Avukat ile müvekkil arasındaki ilişki ve bu vesile ile öğrenilen bilgiler avukatlık yasası ile koruma altına alınmıştır. Mahrem olan bu avukatlık ilişkisinin özüne dokunmak suretiyle, avukatı öğrendiği sırlarından ötürü müvekkilini ifşa etmeye ve ihbara zorlamak, hukuk devleti iddiasında olan bir devletin mevzuatı içerisinde yer alamaz. Hukuk devleti ilkesinin ve avukatlık mesleğinin özüne aykırı olan bu düzenleme; vatandaşın, avukatı ile olan güven ilişkisini sona erdirecek, müdafaa hakkını onarılmaz bir biçimde zedeleyecektir. ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek uluslararası siyasette Güvenlik Konseyinin beşli çetesine meydan okuyan anlayışın, bugün BMGK beşlisine teslim anlamına gelen bu yasa teklifini kabul etmesi bir mağlubiyet ilanı olacaktır. Örgütlenme özgürlüğüne büyük bir darbe vuracak olan bu yasa teklifine karşı çıkan siyasi partilerin, baroların ve diğer sivil toplum kuruluşlarının çağrılarına kulak verilmelidir. Ülkenin egemenlik hakkının hiçbir yapıya devredilmemesi için söz konusu teklif geri çekilmelidir.” şeklinde ifade edildi.

SAĞLAM: TÜRKİYE EGEMENLİK YETKİLERİNİ BMGK'YE DEVRETMEKTEN VAZGEÇMELİ

HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, TBMM'de kabul edilen "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" konusunda twitter hesabından yayımladığı mesajında şöyle dedi: "Pek çok terörist organizasyonun hamisi olan BMGK'nin 5 daimi üyesi, terörizm aleyhine konuşabilecek en son devletlerdir. Türkiye, yapılan çağrılara kulak vermeli; egemenlik yetkilerini bu yapıya devretmekten vazgeçmelidir. HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu da kanun teklifine ilişkin şu paylaşımlarda bulundu; “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi, kitle imha silahlarına sahip olan ülkelerin talebiyle kanunlaşıyor. Teklifte hukukun temel ilkelerine, insan haklarına aykırı hususlar var ve yoğun itirazlara rağmen maddeler bir bir geçiyor. Avukatlara ihbar zorunluluğu getiren 20. madde küçük bir değişiklik ile genel kuruldan geçti. Tekrar söylüyorum: ‘Avukatlar muhbir değildir.’ Bu hukuksuzluğu kabul etmeyecektir. ‘Üstünlerin Hukuku" kendini dayatıyor.’ ‘Hukukun Üstünlüğü’ adım adım geriliyor. Bu kanun teklifine olumlu oy verenler! Kendi elinizle yaptığınız kanunla elinizi bağlıyor ve kendilerini herkesten üstün gören ırkçı emperyalistlerin eline aleyhinize kozlar veriyorsunuz.”

Öte yandan söz konusu teklif TBMM Genel Kurulunda yasalaştı

Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesi Teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

Kanunla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarında belirtilen organizasyonların veya bunlar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak kontrol edilen ya da bunların adına veya hesabına hareket eden kişi veya kuruluşların yasaklı işlem ve faaliyetlerde bulunduklarına ilişkin makul sebeplerin varlığı halinde, Türkiye'deki mal varlıkları gecikmeksizin dondurulacak. BMGK kararlarında belirtilen madde, malzeme ve ekipmanın ithali, ihracı, transiti ve teknolojinin transferi veya nükleer faaliyetlere ya da nükleer silah atma sistemlerinin geliştirilmesine katkı sağlanması veya destek verilmesi yasak olacak. Kanunun uygulamasıyla ilgili Denetim ve İşbirliği Komisyonu oluşturulacak. İnternet ortamında izinsiz yardım toplanmasının engellenmesi ile toplumda var olan yardımlaşma duygusunun istismar edilmesinin önlenmesi amacıyla valilik veya İçişleri Bakanlığının talebi üzerine hakim kararıyla söz konusu faaliyetlere ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi kararı verilebilecek. İzinsiz yardım toplayanlara 5 bin Türk lirasından 100 bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilecek. İnternet ortamında izinsiz yardım toplanması halinde 10 bin Türk lirasından 200 bin Türk lirasına kadar idari para cezası uygulanacak. İzinsiz yardım toplanmasına yer ve imkan sağlayanlar, uyarılmalarına rağmen bu faaliyeti sonlandırmazsa 5 bin Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılacak.

KİŞİ, KURULUŞ VEYA ORGANİZASYONLARIN TÜRKİYE'DE BULUNAN MAL VARLIĞI DONDURULACAK

Ticaret Bakanlığı, pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterinin elektronik ortamda tutulmasını zorunlu kılabilecek. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, yürütülen soruşturma veya kovuşturmalar bakımından muhafaza altına alınan veya el konulan mal varlığı değerlerinin kıymeti tespit edilecek. Mahkemelerce terör örgütü olduğuna kesin olarak karar verildikten sonra terörizmin finansmanı suçu kapsamına giren fiilleri gerçekleştirdiği hususunda makul sebeplerin varlığına istinaden kişi, kuruluş veya organizasyonların Türkiye'de bulunan mal varlığının dondurulmasına karar verilebilecek.

CEZALAR ARTTIRILACAK

Terörizmin finansmanı suçu, örgütü kuran veya yöneten ya da örgüt üyesi tarafından gerçekleştirilmesi halinde, bu kişiler hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları uyarınca verilecek ceza üçte birine kadar artırılacak. Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunda yer alan "mal varlığı" tanımı uluslararası alanda kabul görmüş tanımlar ile uyumlu hale getiriliyor. Türkiye’de bulunan mal varlığının dondurulmasına karar verildiği takdirde ilgililer hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca soruşturma açılması talebiyle suç duyurusunda bulunulmasına Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından karar verilecek. Soruşturma ve kovuşturma sonucunda verilen kararlar Değerlendirme Komisyonuna sunulmak üzere Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına gönderilecek. Hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, 31 Aralık 2021'e kadar Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilmek üzere pay senetleri ile birlikte anonim şirkete başvuracak.

Bu haberler de ilginizi çekebilir