Genç evliler unutuldu!
Eşleri suçsuz yere cezaevinde tutulan kadınlar adalet arıyor. Genç yaşta evlendikleri için cezalandırılan ailelere defalarca söz verildi ancak o sözler tutulmadı. Söz verilmesine rağmen mağdurların beklediği yasa bir türlü çıkarılmadı. 8 bin kadın kocasına 16 bin çocuk ise babasına kavuşmayı bekliyor.
DOĞRUHABER
Tek suçları genç yaşta nikah kıyarak evlenmek olan genç evliler adalet bekliyor. Genç yaşta evlendikleri gerekçesiyle eşleri, cinsel istismar suçuyla cezaevine atılan kadınlar, eşlerinin bir an önce salıverilmesini ve yaşadıkları mağduriyetin son bulmasını istiyor. Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen mağdur aileler, mağduriyetlerinin giderilmesi için söz almışlardı. Genç evlilik mağduru binlerce aile şimdi verilen sözlerin tutulmasını ve hükümetin ‘Erken yaşta evlilik’le ilgili yapacağı kapsamlı düzenlemeyle mağduriyetlerin topyekûn çözüme kavuşturulmasını bekliyor.
“KADIN HAKLARINI SAVUNANLARA SORUYORUM: BEN KADIN DEĞİL MİYİM?”
2011 yılında kendi isteğimle yuva kurdum diyen Merve Tıraş, başından geçenleri şöyle anlattı: “Evlendikten 9 yıl sonra cinsel istismar suçundan 10 sene 10 ay hapis cezası verildi. Nasıl olur da resmi nikâhlı eşim istismarcı olabilir? Cezaevine görüşe gittiğimde istismarcımla değil ‘resmi nikâhlı’ eşimle görüşüyorum. Bizleri mağdur eden yasa ailelerimizi yıktı. Kızım Zeynep babasız büyüyor. Maddi ve manevi olarak çaresiz durumdayız. Bizim için düzenlenecek yasaya karşı çıkan çevreleri anlayamıyorum. Bizim hikâyelerimizi hiç duymadılar mı? Kadın haklarını savunduklarını söylüyorlar. Ben kadın değil miyim? İstismar suçundan ceza verdikleri adam benim tecavüzcüm değil resmi nikâhlı eşim. Onlara şunu sormak istiyorum: Sizin hiç vicdanınız yok mu?”
"EŞİMİ ÇOCUKLARIMIN GÖZÜ ÖNÜNDE ALIP CEZAEVİNE ATTILAR"
Eşi Rıdvan Bekdaş ile 2007 yılında lisede tanıştıklarını ve ardından evlendiklerini söyleyen Berfu Bekdaş, "Ailem önce duruma rıza göstermedi. Ancak hamile kaldığımda ailelerimiz onay verdi ve düğün yaptık. Doğum için hastaneye gittiğimizde hastane çalışanları tarafından şikâyet edildik. Şikâyetin ardından mahkeme süreci başladı. Bir düzen oturtmuş kendimize ev bile yapmıştık. 2011 yılında ikinci çocuğum dünyaya geldi. 2014 yılında davamız sonuçlandı ve eşime 5 yıl 6 ay 20 gün ceza verildi. Eşimi çocuklarımın gözü önünde alıp cezaevine attılar." Dedi.
"ÇOCUKLARA HEM ANNE HEM DE BABALIK YAPMAK KOLAY DEĞİL"
2 çocuk sahibi olan bir başka mağdur Ayşe Erdoğdu ise şöyle konuştu: "2012 yılının haziran ayında 15 yaşındayken evlendim. Eşim o zaman 21 yaşındaydı. 2014 yılında resmi nikâhımızı yaptık. 1 ve 2 yaşında iki oğlum var. 2012 yılında açılan dava sonrasında eşim cezaevine girdi. 7 ay içeride kaldıktan sonra resmi nikâh yapma şartı ile serbest bırakıldı. Nikâhımızı yaptık ama ardından tekrar dava başladı. Uzun süre devam eden mahkemelerin sonucunda 6 yıl 4 ay aldı. Eşim 14 Ocak 2019’da tutuklandı. Dışarıda hayatım çok zor devam ediyor. 2 evladıma hem anne hem baba olmak zorundayım. Onlara, eşime bakmak zorundayım. Çocuklarım küçük olduğu için çalışamıyorum. Faturalarımı ödemekte zorluk çekiyorum. Devletten herhangi bir yardım da alamıyorum. Çocuklara hem anne hem de babalık yapmak kolay değil. Yaşamayan bilemez."
“EVLATLARIMIN BABASININ BU ‘SUÇLA’ YARGILANMASINI HAZMEDEMİYORUM”
2010 yılında ilk çocuğunu hastanede dünyaya getiren Gamze Soysal, yasalara göre küçük yaşta evlendiği ortaya çıkınca hastane çalışanlarının bildirmesi üzerine eşi Yılmaz Soysal hakkında dava süreci başladı. "Bu, bize bir iftiradır" Eşinin, telaffuz etmekten dahi utandığı bir suçtan hüküm giydiğini ifade eden Soysal, "Her zaman bu sıkıntı önümüze çıkacak ve bize engel olacak. O kadar utanç verici bir madde ki. Bu, bize bir iftiradır. Biz bunu kaldıramıyoruz. Ben bir eş olarak eşimin, evlatlarımın babasının bu şekilde bir şeyle yargılanmasını hazmedemiyorum. Eşimin hiçbir suçu yokken şerefiyle namusuyla evlenmiş, baba olmuş bir insanın alnına kara bir leke sürdüler." Kendilerine bir düzen kurduklarını ve biri 10 yaşında diğeri 1,5 yaşında 2 kız çocuğunun olduğunu söyleyen Soysal, kendisi gibi birçok kişinin olduğunu, bu nedenle mağduriyetlerini giderilmesini istedi.