IRKÇILIK İFLAH OLMAZ BİR HASTALIKTIR
Dünyayı kasıp kavuran ırkçılık hastalığı, çirkin yüzünü en üst perdeden bir daha gösterdi. Geçtiğimiz gün oynanan Paris Saint Germain ile Medipol Başakşehir maçında UEFA hakeminin yardımcı bir antrenöre yönelik ırkçı sözleri infial uyandırdı. Irkçılığın iflah olmaz bir hastalık olduğunu kanıtlayan bu çirkin olaydan sonra, dünyada ve Türkiye’de ırkçılık karşıtı mesajlar yükselmeye başladı. İki cihan serveri Hz. Muhammed Mustafa (S.a.v) bir hadisinde bu hastalığa yakalananları şöyle uyarıyor; “Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna savaşan bizden değildir. Irkçılık davası uğruna ölen de bizden değildir.” Sevgili Peygamberimizin hadisi bu hastalığın ne derecede tehlikeli olduğunu gözler önüne seriyor.
HABER MERKEZİ
Dünyayı kasıp kavuran ırkçılık hastalığı geçtiğimiz gün oynanan spor müsabakasında kendini bir kez daha gösterdi. Paris Saint Germain ile Medipol Başakşehir maçında hakemin siyahi antrenöre yönelik ırkçı söylemleri dünyanın gündemine oturdu. İnsanların ten renklerinden, konuştuğu dillerinden dolayı uğradığı ırkçılık, geçmişten günümüze uzanan ve tek çözümü İslam şiarlarında gizli olan iflah olmaz bir hastalıktır. İslam hiçbir zaman insanlar arasında tenlerinden dolayı, konuştuğu dillerinden dolayı ayrım yapmamış ve üstünlüğü takvaya bağlamıştır.
IRKÇILIK HASTALIĞI…
Irkçılık Amerika’da, Avrupa’da siyah beyaz ayrımı üzerinden kendini gösterirken, Almanya’da Neonazilerin Türkler başta olmak üzere mültecilere uyguladığı faşist zorbalık olarak ortaya çıktı. Kimi zaman ise ülkemizde Türk, Kürt ayrımı üzerinden kendini gösterdi.
AMERİKAN IRKÇILIĞI
Amerika'da, 1861-1865 yılları arasında süren iç savaşın ardından kölelik kağıt üzerinde kaldırıldı.
Hemen ardından siyahi düşmanlığının simgesi ırkçı Ku Klux Klan topluluğu kuruldu. Ancak siyahiler Amerika Birleşik Devletleri'nde hep ikinci sınıf vatandaş olarak kaldı. Katliam ve işkenceler uzun yıllar devam etti. Evleri yakıldı, yüzlerce siyahi katledildi. Ayrımcılığa hem yerel hem de merkezi yetkililer göz yumdu. Siyahilerin birçok yere girişi yasaktı. Bunlar arasında Üniversiteler bile vardı.
Hatta otobüslerde oturdukları koltukları beyazlara vermek zorundaydılar. 1950'lerden sonra siyahilerin haklarını kazanması için yapılan boykot ve ayaklanmalar giderek yayıldı.
NEFRET SUÇLARI ARTIŞTA
ABD'de ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) her yıl açıkladığı Genel Suç Raporu istatistiklerine göre de son yıllarda ülke genelinde işlenen nefret suçlarında da önemli bir artış göze çarpıyor. Son olarak 2016 yılı raporunu açıklayan FBI'a göre, ABD genelinde bir yılda kayıtlara giren nefret suçu sayısı 2016 yılında 321 artış göstererek toplam 6 bin 121'e yükseldi. İşlenen suçların motivasyonunda yüzde 57,5 ile ırk, etnik köken ve nesep unsurları büyük farkla ilk sırada yer alırken yüzde 21 ile din, yüzde 17,7 ile cinsel tercihler etkili oldu.
TÜRKİYE’DE IRKÇILIK
İsveçli bir grup ekonomist tarafından yürütülmüş ve Washington Post adlı gazetede yayımlanmış Dünya Değerleri Araştırması'na (World Values Survey) göre Türkiye'den ankete katılmış 1.605 kişinin %35.8'i "Kimle komşu olmak istemezsiniz?" sorusuna "başka ırktan biri ile", %36.8'i "başka dinden biri ile", %30.5'i "göçmenler/yabancı işçiler ile", %30'u ise "başka dil konuşan insanlar ile" cevaplarını vermiştir. Ankete katılan kişilerin %62.3'ü işverenlerin ülkede yaşayan milleti yabancı göçmenlere karşı önde tutması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca toplumun %61.7'si diğer dinlerden, %60'ı diğer milletlerden insanlara kısmen veya tamamen güvenmediklerini belirtmiştir. Türkiye Gençlik STK'ları Platformu tarafından Türkiye'de 8 bin genç ile bir anket çalışmasında, ankete katılan kişilerin %32'sinin "başka ırk, renk ve milletten insanlarla komşu olmayı" istemediklerini ortaya koymuştur. Aynı soru "Suriyeliler" olarak sorulduğu takdirde istememe oranı %70'e çıkmıştır.
AVRUPA'DA 15 ÜLKEDE IRKÇILIK ANKETİ!
Almanların üçte biri Müslüman bir kişiyi, beşte biri de bir Yahudi’yi ailesinin üyesi olarak görmek istemiyor. 15 ülkede yapılan çalışmaya göre, Müslüman aile üyesine karşı olanların sayısının en fazla olduğu ülke İtalya. Her üç Almandan birisi ailesinde Müslüman bir üyenin olmasını istemiyor. Yahudi aile bireyi söz konusu olduğunda ise bu oran her beş Almandan birine düşüyor. Bu veriler Pew Araştırma Merkezi'nin 15 Batı Avrupa ülkesinde yürüttüğü araştırmanın sonuçlarına ait.
Araştırmaya göre "Bir Müslümanı aile üyesi olarak kabul etmek ister misiniz?" sorusuna Almanya'dan cevap verenlerin yüzde 33'ü olumsuz olarak cevaplandırdı. Avrupa ülkeleri arasında Müslüman aile bireyine en fazla karşı çıkanlar, İtalya'da araştırmaya katılanlar oldu. İtalyanların yüzde 43'ü bu soruya olumsuz cevap verirken, İtalyanları yüzde 36 ile İngilizler ve yüzde 34 ile Avusturyalılar takip etti.
GAYRIMÜSLİMLERİN IRKÇILIĞI
Müslüman bir bireyi aileye kabul etme konusunda Hristiyan mezhepleri arasında farklılık tespit edildi. Katolik inancına sahip Almanların yarısından fazlası bir Müslümanı aileye kabul etmeyeceklerini belirtirken, Protestan inancına sahip Almanlarda ise bu rakam yüzde 16 olarak kaydedildi.
Yahudi bir bireyin aile üyesi olarak kabul edilip edilmeyeceği sorusuna ise Müslüman aile bireyi sorusuna kıyasla Avrupa genelinde daha düşük oranlarda "Hayır" cevabı verildi. Almanya'da Yahudi bir kişiyi aile bireyi olarak görmek istemeyenlerin oranı yüzde 19 iken, bu oran yüzde 25 ile İtalya'da en yüksek oldu. Araştırmaya cevap veren İngilizlerin yüzde 23'ü ve Avusturyalıların yüzde 21'i Yahudi aile bireyine karşı çıkarken, bu oranın en düşük olduğu ülkeler yüzde 3 ile Hollanda ve Norveç oldu.
IRK (العرق) KELİMESİ ARAPÇA’DA “KÖK, BİTKİNİN GÖVDESİ, YAPRAĞIN SAPI, DAMAR…”
Yaşanan ırkçılıklarla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan İTTİHADÜL ULEMA alimlerinden Molla Cemal Çınar, “Irk (العرق) kelimesi Arapça’da “kök, bitkinin gövdesi, yaprağın sapı, damar, asıl, irsî özellik, nesep, menşe, ata” gibi anlamlara gelir (Lisânü’l-ʿArab, “ʿarḳ” md.; Tâcü’l-ʿarûs, “ʿarḳ” md.). İbn Manzûr’un naklettiği bir beyit eski Araplar’da ırk kelimesinin “soy üstünlüğü ve asalet” anlamında kullanılabildiğini göstermektedir. Câhiliye döneminde, aralarında baba tarafından kan bağı bulunan akrabanın oluşturduğu topluluğa “asabe”, bu topluluğun bütün fertlerini birbirine bağlayan ve herhangi bir dış tehlikeye karşı koymak veya saldırıda bulunmak söz konusu olduğunda bütün topluluk üyelerinin harekete geçmesini sağlayan birlik ve dayanışma ruhuna da “asabiyet” denilmekteydi. Asabiyet, esas itibariyle soy (nesep) birliğinden kaynaklandığından, aynı soydan olanlar arasında organik yakınlık (kurbü’l-luhme قرب اللحمة) arttıkça asabiyet de güçlenir.” İfadelerini kullandı.
“IRKÇILIK BİR HASTALIKTIR”
“Irkçılık genel manada insanlık suçudur.” İfadelerini kullanan Çınar son olarak şunları dile getirdi; “Ayeti kerimeden hareketle ırkçılık bir kişinin, gurubun ya da toplumun karşı tarafa bir üstünlük taslama zilletidir. Allaha karşı isyana götürücü sebebi olarak net görülmektedir. Bir ırkçının Allah’a inanıp inanmamdan çok kendini üstün görme körlüğüdür. Bunu yeryüzünde ilk yapan şeytan olduğunu net bir şekilde ifade edildiğini görüyoruz. O zaman ırkçılık en eski bir cahiliyet adeti, şeytanın ilk isyanı, secdeye varmaya mani bir toplumsal hastalıktır. Bunun çaresi toplumun kendi şahsi kişisel gurupsal ve toplumsal kimliğinden çıkıp ümmet üst kimliğinde olgun bir şahsiyet kazanımı ile ancak atlatabilecek bir hastalıktır. Irkçılık davası üzerine öleni ümmetten kabul etmeyen bir Peygamberin ümmetine büyük işler düşüyor.”
BAŞAKŞEHİRLİ ANTRENÖRE IRKÇI SALDIRI
Paris Saint-Germain ile Medipol Başakşehir'in karşı karşıya geldiği UEFA Şampiyonlar Ligi H Grubu 6'ncı ve son maçında, 4'üncü hakem Constantin Sebastian Coltescu'nun Medipol Başakşehir'in yardımcı antrenörü Pierre Webo'ya ırkçı söylemlerde bulunmasına başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere siyasi parti liderlerinden tepki yağdı.
“HAYATIN TÜM ALANLARINDA IRKÇILIĞA VE AYRIMCILIĞA KAYITSIZ ŞARTSIZ KARŞIYIZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maçın dördüncü hakeminin yardımcı antrenör Webo'ya ırkçı söylemde bulunmasına tepki göstererek, "Temsilcimiz Başakşehir’in teknik ekibinden Pierre Webo'ya karşı sarf edilen ırkçı sözleri şiddetle kınıyor, UEFA tarafından gereken adımların atılacağına inanıyorum. Sporda ve hayatın tüm alanlarında ırkçılığa ve ayrımcılığa kayıtsız şartsız karşıyız. #Notoracism" ifadeleri kullandı.
HÜDA PAR’DAN IRKÇILIĞA TEPKİ
Sosyal medya hesabından ırkçılıkla ilgili açılan #NoToRacism tagına yazan HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam şu ifadeleri kullandı; “İslam, asırlar öncesinden her türlü ırkçılığı ayaklar altına aldı. Batı, bugün ırk taassubunu kullanarak bütün dünyaya kaos ihraç ediyor. Bu fitnenin topraklarımızdan defolmasını istiyorsak her türlü ayrımcılığı ve ırkçılığı ayaklarımızın altına almalıyız. #NoToRacism”
Medipol Başakşehir'in sosyal medya hesabından "Irkçılığa Hayır, Saygı" mesajını alıntılayan HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu da "Irkçılığa Hayır" ifadelerine yer verdi. Yapıcıoğlu, mesajında İngilizce olarak "Saygı ve Irkçılığa Hayır" etiketlerini de kullandı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI OKTAY'DAN IRKÇILIK TEPKİSİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, yardımcı antrenör Pierre Webo'ya yönelik ırkçılıkla ilgili tepki gösterdi. Oktay, sosyal medyadan "Irkçılık tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur! Bu onurlu duruşunuzda yanınızdayız" açıklamasını yaptı.
“IRKÇI İFADELERİNİ KINIYOR, HER ALANDA BU AYRIMCILIĞI LANETLİYORUM”
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Başakşehir maçında yaşanan ırkçılık olayına tepki gösterdi.
Şentop, "Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden temsilcimiz Başakşehir futbol takımımızın Yardımcı Antrenörü Pierre Webo’ya yönelik, maçın 4. Hakemi, Romanya Futbol Federasyonu'ndan Sebastian Costantin Coltescu’nun ırkçı ifadelerini kınıyor, her alanda bu ayrımcılığı lanetliyorum" dedi.