Cumhurbaşkanı Erdoğan: Aşı olma konusunda herhangi bir sıkıntım yok
Aşı olma konusunda herhangi bir sıkıntısının söz konusu olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü burada sağlık söz konusudur, sağlığın söz konusu olduğu yerde bizler de sağlığımızı korumak için ne gerekiyorsa bunu yapmak durumundayız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu hafta Cuma namazını Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri'nin kıldırdığı imamlığında Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde eda etti.
Namazın ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya’da Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci tarafından geliştirilen aşının İngiltere’de onaylandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin Türkiye’nin bu aşıyı tercih edip etmeyeceğini sorması üzerine aşı tercihinde çeşitlilik olduğunu söyledi.
Almanya’da aşıyı geliştiren Şahin ile bizzat görüştüğünü, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da görüşme gerçekleştirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin ve Rusya ile de aşı görüşmelerinin yapıldığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsen benim de aşı olma konusunda herhangi bir sıkıntım söz konusu değil, çünkü burada sağlık söz konusudur, sağlığın söz konusu olduğu yerde tabi ki bizler de sağlığımızı korumak için ne gerekiyorsa bunu yapmak durumundayız. Hele hele kovid noktasında ülkede tüm vatandaşlarımıza örnek olma noktasından bir defa böyle bir adımı atmamız gerekiyor. Temennimiz, bir an önce bu tedavi yollarıyla vatandaşlarımızı bu beladan kurtarmaktır.” açıklamasında bulundu.
Bir gazetecinin "CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na avukatınız aracılığıyla 500 bin liralık manevi tazminat davası açtınız. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan bir kişi olarak her şeyden önce eleştiri değil, hakaret seviyesine çıkan ifadeleriyle hukuk içerisinde tabii ki bu kişiye gerekli hesap sorulmalıdır. Edep denilen bir şey var. Haddini bilmesi lazım ve bu ülkede Cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanlığı makamına nasıl konuşulur, nasıl oraya mesajlar verilir bunu da öğrenmesi lazım. Şu anda avukatlarımın yaptığı budur.” diye konuştu.
Bir başka gazetecinin, “CHP'li yerel yönetimlerde taciz ve tecavüz vakaları ortaya çıktı. Bu konudaki yorumunuz nedir?” şeklindeki soruya da Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“Bu konularla ilgili başından itibaren her zaman temiz belediyecilik, ahlaki belediyecilik vesaire... Bu tür şeyleri konuşan bu zat, ne yazık ki bir defa tabanına, seçtiği elemanlarına sahip olamadığı, çok açık net uygulamasını ortaya koymuş vaziyettedir. Hatta daha da ileri gidiyorum şu anda İstanbul İl Başkanlığı’nı yürüten bayan biliyorsunuz çok ciddi bir cezai durumla karşı karşıyadır ve istinaftadır, buradan da ne çıkacağı belli değildir. Şu çok açık net ortadadır, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir defa şirazesi kaybolmuştur. Şirazeden çıkmış bir siyaset anlayışıyla CHP istikametini kaybetmiştir ve bu istikameti de toparlaması da bu saatten sonra artık çok çok zordur. Terör örgütleriyle dirsek dirseğe, kol kola yürüyen, Ankara'dan İstanbul'a bir CHP ile bu dönemde tanıştık ve Millet İttifakı adı altında ne bulursa yanına alıp, burayla bir şeyler oluşturmaya gayret eden CHP. Bundan sonraki süreçte de inanıyorum kendisini toparlayamayacaktır.”
“Minsk grubu bir arabulucu gruptur”
Bir gazetecinin, Fransa’nın Minsk Grubu’nda bulunduğunu anımsatarak, Fransa Ulusal Meclisi'nin hükümete, sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'ni tanıması çağrısında bulunan kararı onaylamasına ilişkin bir soru üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Her şeyden önce Minsk Grubu bir arabulucu gruptur, arabulucu olan bir grubun kalkıp da bağlayıcılığı olmayan böyle bir yola tevessül etmiş olması manidardır. Yani Fransa’nın bir defa arabulucu hüviyeti bu saatten itibaren zaten kaybolmuştur. Niye? Sen arabulucusun, öbür tarafta arabuluculuk yaptığın yerle alakalı kendi meclisinde; tabi bu meclisin bir defa devlete bir tavsiye kararıdır aynı zamanda. Fakat Macron tabi Fransa’nın başına beladır, Macron’la Fransa aslında çok çok tehlikeli bir dönemi yaşıyor. Temennim odur ki, bir an önce Macron belasından Fransa kurtulsun, aksi takdirde Sarı Yelekliler’den kurtulamayacak. Bu Sarı Yelekliler daha sonra kırmızı yeleklilere dönüşebilir, böyle bir belayla karşı karşıya. Ve şu anda kendileri yönetim olarak ne tür bir karar alacaklar, onu da göreceğiz. Nitekim bakanlar içerisinden de zaten şu anda olumsuz karar alanlar var biliyorsunuz.”
“Karabağ Azerbaycanlı kardeşlerimizin topraklarıdır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Fransızlara bir tavsiyesi olduğunu anımsatarak, “Ne dedi? Ermenileri bu kadar seviyorlarsa Marsilya’yı Ermenilere versinler dedi. Aynı tavsiyede ben de bulunuyorum, çok seviyorlarsa Marsilya’yı Ermenilere versinler, olay bu kadar basit. Karabağ Azerbaycanlı kardeşlerimizin topraklarıdır. Bu topraklar 28 yıldır işgal altında. Tabi göbeğini bizzat Azeri kardeşlerimiz kendileri kestiler ve şu andaki duruma gelindi, hayırlı olsun diyoruz ve salı günü nasip olursa ben de oradaki törenlere inşallah eşimle beraber katılacağım.” dedi. (İLKHA)