Suç mağduru çocukların kimliklerini ifşa edenlere para cezası
Yüksek Mahkeme, süreli yayınlarda suç mağduru çocukların kimliklerini açıklayacak ya da tanınmalarına yol açacak şekilde yayın yapanlara para cezası verilmesini öngören kanun hükmünü anayasaya uygun buldu
Anayasa Mahkemesi (AYM), süreli yayınlarda, suç mağduru çocukların kimliklerini açıklayacak ya da tanınmalarına yol açacak şekilde yayın yapanlara para cezası verilmesini öngören kanun hükmünün anayasaya aykırı olmadığına karar verdi.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi baktığı bir dava kapsamında, Basın Kanunu'nun 21. maddesinde yer alan ve 18 yaşından küçük suç mağduru kişilerin kimliklerini açıklayacak ya da tanınmalarına yol açacak şekilde yayın yapanlara ağır para cezası verilmesini hükme bağlayan kuralın anayasaya aykırı olduğunu ileri sürerek iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Yüksek Mahkeme, söz konusu kuralın, anayasaya aykırı olmadığına hükmetti.
Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde, itiraz konusu kuralın ifade ve basın özgürlüğünü sınırladığı ancak bunun temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması ve basın hürriyetinin düzenlenmesiyle ilgili hükümler çerçevesinde yapıldığı ifade edildi.
İfade özgürlüğünün başkalarının şöhret veya haklarının korunması amacıyla ve ilgili maddede belirtilen diğer nedenlerle sınırlanmasının mümkün olduğuna dikkati çekilen gerekçede, itiraz konusu kuralla mağdur çocukların şöhret ve haklarının korunmasının amaçlandığı, öngörülen sınırlamanın anayasal anlamda meşru bir amaca dayandırıldığı kaydedildi.
Gerekçede, sınırlamanın, devletin her türlü istismara karşı çocukları koruyucu tedbirleri almasını öngören anayasanın 41. maddesindeki yükümlülükle de uyumlu olduğu vurgulandı.
Cezai yaptırımla küçüklerin korunmasının amaçlandığı belirtilen gerekçede, "Bu itibarla kural demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırılık taşımamaktadır. Kural ile öngörülen sınırlama, hedeflenen amaca ulaşma bakımından elverişlidir. Öte yandan kuralda adli para cezasının tercih edilmesi ile cezanın alt ve üst sınırları için belirlenen miktar göz önünde bulundurulduğunda ifade özgürlüğü ile basın hürriyetine getirilen sınırlamanın orantısız olmadığı sonucuna ulaşılmıştır." tespiti yapıldı.
Kaynak: AA