• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi "Öğretmenlik Meslek Kanunu" hakkında açıklamalarda bulundu
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısında öğretmenlerin beklentilerini dile getiren Deniz, eğitimde örnek gösterilen ülkelerde olduğu gibi, öğretmenliğin kamu sistemi içerisinde tanımlanmış eğitim-öğretim hizmetleri sınıfından müstakil bir Meslek Kanununa kavuşturulması hususunun artık daha fazla ötelenmemesi gerektiğini dile getirdi.

Deniz yaptığı açıklamada, "Eğitimde örnek gösterilen ülkelerde olduğu gibi, öğretmenliğin kamu sistemi içerisinde tanımlanmış eğitim-öğretim hizmetleri sınıfından müstakil bir Meslek Kanununa kavuşturulması hususu artık daha fazla ötelenmemelidir. Mesleğin hak ettiği şekilde tanımlanması, sosyal zeminde öğretmenlerin itibarının, haklarının korunması ve artırılması, yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet ve liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için Meslek Kanununun ivedilikle yürürlüğe konulması gerekmektedir." dedi.

"Talebemiz doğru, tepkimiz de haklıdır"

Taleplerinde haklı olduklarını dile getiren Deniz, "Ülkemizde resmî ve özel eğitim kurumlarında fiilen görev yapan 1 milyon 200 bin öğretmen var iken, öğretmenin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alan bir Öğretmenlik Meslek Kanununun olmaması; hukuki açıdan boşluk, mesleki açıdan ise yoksunluktur. Söz konusu kanun, hedefler ve gerçekler bağlamında uluslararası standartlara uygun bir kariyer mesleği niteliğini taşımalı; öğretmenin etkinliğini artıracak, itibarını yükseltecek hükümler içermelidir. Meslek Kanununun yapılması için gereken talep de yazılması için gereken birikim de var. Bundan sonra bir tek şeye ihtiyaç var. O da kanunun çıkarılmasını hızlandıracak irade. Bizler Türkiye’nin bütün illerinden hep birlikte o iradeyi harekete geçirmek için sesleniyoruz; artık Meslek Kanunumuzu istiyoruz, daha fazla beklemek de istemiyoruz. Talebemiz doğru, tepkimiz de haklıdır." ifadelerini kullandı.

"Meslek Kanununun çıkarılması noktasında niyet ve kararlılığın kamuoyuna deklare edilmesi üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, bugüne kadar kamuoyuna net, açık ve kesin bir içerik paylaşımı yapılmış değildir." şeklinde konuşan Deniz şöyle devam etti:

Millî Eğitim Bakanlığınca yürütülen çalışma, hazırlanan taslak, öngörülmüş bir tasarım mutlaka başta yetkili sendika olmak üzere, tüm paydaşlarla iş birliği içinde ele alınarak olgunlaştırılmalıdır. Bu noktada, öğretmenlik mesleğine, öğretmenlere, eğitime ve öğrencilerimize dair hassasiyetlerimizi, önceliklerimizi, talep ve beklentilerimizi şekillendiren, Meslek Kanununa dair çerçeve beklentimizi ifade eden hususlara da dikkat çekmek istiyoruz. Eğitim çalışanlarının en güçlü sesi, genel yetkili sendikası olarak, gerek akademik yayınlar, gerek raporlar, gerekse de alan ve teşkilat taramalarıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu noktasında gündemin oluşmasını sağladık. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da gündemi belirledik. Nelere ihtiyaç duyulduğu, Meslek Kanununun hangi nitelikte olması gerektiği hususlarını 2018 yılında hazırladığımız Öğretmenlik Meslek Kanunu İhtiyaç ve Öneriler başlıklı raporla kamuoyuna açıkladık. Öğretmenlik Meslek Kanunu, 'Öğretmene Destek Kanunu Olmalı' üst başlığıyla kamuoyunun dikkatini çekmeyi, içeriğe ve olması gerekenlere ilişkin farkındalık oluşturmayı hedefledik. Yaptığımız çalışmaların, araştırmaların, yayınlarımızın ve hazırladığımız raporların ürettiği birikimi esas alarak 'Nasıl bir Meslek Kanunu olmalı', 'Meslek Kanununda neler olmalı?' sorularına verilecek cevaplarımızı netleştirdik.

"Öğretmenlerin özlük haklarının uluslararası standartlar çerçevesinde tanımlanmasını ve geliştirilmesini istiyoruz"

Öğretmenlerin hakları konusundaki isteklerini dile getiren Deniz, "Öncelikle resmî veya özel eğitim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayacak, öğretmenlik mesleğinin bütün boyutlarını ele alacak bir yasal düzenlemeye duyulan ihtiyaç konusunda geniş bir toplumsal mutabakatın varlığı herkesçe kabul edilmelidir. Bu mutabakatın faydalı bir sonuç doğurması, Meslek Kanununun öğretmenlerin statüsünü, toplumsal itibarını yükseltebilecek, haklarda kazanç sağlayacak, çalışma şartlarını iyileştirecek, şiddeti de önleyecek türden bir içerikle uygulamaya konulmasıyla mümkündür. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun eğitimin niteliğinin artmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlayacak pek çok düzenlemeye yasal dayanak oluşturma potansiyeli bulunmaktadır. Biz, Meslek Kanununda, öğretmenlerin özlük haklarının uluslararası standartlar çerçevesinde tanımlanmasını ve geliştirilmesini istiyoruz. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi haksız ve çözüm yerine sorun üreten uygulamaları ortadan kaldırmayan bir düzenlemenin Meslek Kanunu niteliği kazanamayacağına inanıyoruz. Resmî eğitim kurumlarındaki bütün öğretmenlerin kadrolu istihdamını emredici şekilde düzenlemeyen bir kanunun, öğretmene itibarını korumada yetersiz olacağını hatırlatıyoruz." şeklinde konuştu.

"Zorunlu hizmet gibi dayatmalara son verilmeli"

Öğretmenlerin mesleki ilerlemelerini sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesinin Meslek Kanunu iddiasının ispatı için şart olduğunu düşündüklerini dile getiren Deniz "İstihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere, zorunlu hizmet gibi dayatmalara son verecek, öğretmeni motive ve teşvik etmeye, imkânlar, fırsatlar ve artırımlı haklarla ödüllendirmeye dair hükümlerin mesleği özendirmeye, mesleği yürütenleri güçlendirmeye ilişkin ön şart olduğunu biliyoruz. Öğretmenlerin atamadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkânlarından kariyer fırsatlarına, ehliyetten liyakate her konuda belirsizlikten, ayrımcılık ya da ayrıcalık kusurlarından kurtarmaya dönük hükümler Meslek Kanununun olmazsa olmazıdır. Eğitim ve öğretim süreçlerindeki vazgeçilmez unsurlardan biri olan eğitim kurumu yöneticiliği ve eğitim liderliği konusu bir sorun olarak değil, bir konum olarak Meslek Kanunu kapsamında düzenlenmeli, yöneticilik ve liderlik süreçlerine katılım, bu pozisyonlardaki mali, sosyal ve özlük hakları da mutlaka kanuni bir dayanak ve güvenceyle tanımlanmalıdır." dedi.

"Salgın süreci, okulun da öğretmenin de değerini bir kez daha ortaya koymuştur"

Covid-19'un ortaya çıkmasının ardından eğitim ve öğretimin öneminin bir kez daha anlaşıldığını belirten Deniz, "Öğretmenin itibarının, statüsünün, hak ve imkânlarının, fırsat ve yetkilerinin artırılmasına dayanak yapılması gereken Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerin ve eğitim kurumu yöneticilerinin mali haklarında, hak, yetki, sorumluluk ve toplumsal beklenti ekseninde gerçekleştirilmesi kaçınılmaz görünen artış gerekliliği, kamu maliyesi dengesi, bütçe olanakları ve benzeri bahanelerin arkasına sığınılmadan çıkarılmalıdır. Aksi hâlde, eğitimde istenilen başarının sağlanamayacağı, Meslek Kanunundan beklentinin karşılanamayacağı bilinmelidir. Salgın süreci, okulun da öğretmenin değerini; yokluğunun, eksikliğinin telafi edilemez niteliğini, toplumsal yapının ana direklerinden biri olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur. Salgın sebebiyle eğitim-öğretim faaliyetlerinde bilinen ve alışılagelen usullerin zorunlu olarak terkedilmesi, öğretmenlerimizin fedakârlıkları, azimleri, çabaları olmasa, bu zorlu sürecin, öğrenme kayıpları başta olmak üzere, giderilmesi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceğini bugün çok net görebiliyoruz." ifadelerini kullandı.

Deniz son olarak "Eğitim çalışanlarımız, yılda bir gün övgü cümleleriyle geçiştirilen anma günlerini beklemiyor. 24 Kasım’da öğretmenlerimize verilebilecek en büyük müjde, haklarını koruyup geliştirecek, çalışma şartlarını iyileştirecek, uğradıkları şiddeti önleyecek, sorunlarına çözüm üretecek ve mesleklerinin itibarını hak ettiği yere taşıyacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun TBMM gündemine getirilmesidir. Zaman, vaatleri gerçeğe dönüştürme, hedefleri sonuca ulaştırma zamanıdır diyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak, bu hususlar temelinde çıkarılacak Öğretmenlik Meslek Kanunu’na katkı ve destek sunacağımızı bir kez daha ifade ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi ve bakanlığı bu konuda somut adım atmaya çağırıyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)

 







Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir