• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bağdat (AA)
Mali Açık ve Borçlanma Yasası, 7 gün önce Irak Meclisi'nde gece yarısı Kürt vekillerin boykotuna rağmen Şii ve Sünni vekillerin oyuyla geçirildi.

Bu yasaya göre, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), petrol ve diğer gelirlerini Bağdat'a göndermedikçe aylık yaklaşık 266 milyon dolarlık bütçeden mahrum kalacak. Yasanın geçtiği günden beri Kürt yetkililer Bağdat'a karşı tepkilerini sürdürüyor ve "IKBY halkının açlıkla imtihan edildiği" tezini öne sürüyor.

Eski IKBY Başkanı ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesut Barzani, 12 Kasım'da yaptığı açıklamada, söz konusu yasanın IKBY hükümetine baskı amacı taşıdığını söyleyerek, "Kürt halkının sırtından hançerlendiğini ve bütçenin bir tehdit kartı olarak kullanıldığını" ifade etti.

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani de 15 Kasım'da yaptığı açıklamada, yasayı eleştirerek bunu "ülkenin yönetilmesi konusunda kaydedilen en büyük başarısızlık" olarak niteledi. Barzani, Birleşmiş Milletler'e (BM), bu meselede üzerine düşen rolü oynaması ve Erbil ile Bağdat arasındaki sorunu çözmesi için çağrıda bulundu. IKBY olarak Bağdat ile her türlü diyalog ve anlaşmaya hazır olduklarına işaret eden Barzani, "Eğer Bağdat, Kürdistan Bölgesine aylık 900 milyar dinar (750 milyon dolar) vermeyi kabul ediyorsa buyursun tüm petrolü alsın." ifadelerini kullandı.

Irak Hükümet Sözcüsü Ahmed Molla Talal ise 16 Kasım'da yaptığı açıklamada, borçlanma yasasının, IKBY'deki memur maaşlarını kapsamadığını belirterek, Bağdat'ın IKBY'nin günlük 250 bin varil petrol gelirini bölge bütçesinden kestiğini vurguladı.

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi de 17 Kasım'daki basın toplantısında, Bağdat ile Erbil arasında borçlanma yasası nedeniyle gerilen ilişkilere değinerek, "IKBY, (Bağdat'taki) daha önceki hükümetlere ve mevcut hükümete karşı izlediği ve başarılı olmayan bazı politikalarını gözden geçirmeli ve değiştirmeli." dedi.

Bağdat ile Erbil arasında 25 Kasım 2019'da yapılan anlaşmaya göre, IKBY'nin, Ocak 2020'den itibaren ihraç ettiği günlük 250 bin varil petrolün gelirini Bağdat'a teslim etmesi gerekiyor.

IKBY Başbakanı Mesrur Barzani, 17 Ağustos'ta Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Irak Başbakanı Kazımi ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Bağdat'ın federal bütçeden IKBY'ye aylık 320 milyar Irak dinarı (yaklaşık 266 milyon dolar) göndermeyi kabul ettiğini belirtmişti.

Ancak Erbil'in aylık petrol ihracatından elde ettiği gelirleri Irak Devlet Petrol Pazarlama Şirketi'ne (SOMO) ödemediği gerekçesiyle Bağdat'ın bütçe ödemelerinde kesintiler yaşanabiliyor.

Bağdat-Erbil ilişkilerinin geleceği
Borçlanma yasası sonrası yaşanan yeni gelişmelerin ardından, "Başbakan Kazımi hükümetince rayına oturtulmaya çalışılan Bağdat-Erbil ilişkilerinde gerilme ve kopma meydana gelir mi?" sorusu sorulmaya başlandı.

Irak Siyasi Düşünce Merkezi Başkanı İhsan eş-Şammari, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bağdat ile Erbil arasında borçlanma yasasından dolayı gerilen ilişkilerin geleceğine ilişkin, "KDP tarafından yapılan açıklamalar sertleşse de bundan öteye gidemeyecek. KDP, mali krizden dolayı patlamak üzere olan (IKBY'deki) sokağın coşmasından çekiniyor. Kürt sokağı da Bağdat ile ilişkilerin gerilmesinden artık hiçbir fayda sağlanamayacağını idrak ediyor. Bağdat ile Erbil arasındaki ilişkiler daha fazla gerilmeyecek. IKBY, borçlanma yasasıyla ilgili tavrını sadece açıklamalar üzerinden bir süre daha sürdürecek." değerlendirmesinde bulundu.

IKBY'nin Bağdat'a karşı anayasal hükümlülüğü yerine getirmediğini savunan Şammari, Erbil'in sattığı petrol ile gümrük kapıları ve havalimanlarından elde ettiği gelirleri merkezden sakladığını söyledi.

Irak Eski Başbakanı Haydar el-İbadi'nin eski Siyasi Danışmanı da olan Şammari, "KDP ile bölgedeki diğer siyasi partiler arasındaki gerginlik ve soğukluk da KDP'nin Bağdat ile ipleri koparma yolunu seçememesine neden oluyor." dedi.

Şammari, şunları kaydetti:

"Kürtlerin petrolü merkeze sormadan ihraç etmeye geri dönmesi (eski Başbakan) Adil Abdulmehdi döneminde yeniden başlamıştı. Bağdat'ı ziyaret etmesi beklenen Kürt heyeti, söz konusu krizin çözümünün Bağdat'ta olduğunu biliyor. IKBY'deki petrol ihracatının SOMO tarafından denetlenmesi ve havalimanlarıyla sınır kapısı gelirlerinin merkez tarafından yönetilmesi halinde sorun çözüme kavuşabilir. IKBY, orta vadede merkezi dikkate alarak yol haritası belirlemeli."

Önümüzdeki günlerde IKBY'den üst düzey bir heyetin Bağdat'ı ziyaret etmesi bekleniyor.

IKBY, ayrılmayı yeniden gündeme getirir mi?
IKBY'nin yeniden Irak'tan ayrılma plan ve düşüncesinde olmadığını dile getiren Şammari, bunun için gereken bölgesel ve uluslararası desteğin bulunmadığını söyledi.

Şammari, "IKBY, daha önce deneyip hasar aldığı ve zararlı çıktığı ayrılma hamlesini yeniden yapamaz ve oradaki halkın da böyle bir eğilimi bulunmuyor. Kürt partileri, etnik temelli söylem geliştirmeye başladı ve seçim çalışmasına soyundu. Borçlanma yasasının Kürt halkını hedef aldığı söylemleri gerçeği yansıtmıyor." ifadelerini kullandı.

"Erbil-Bağdat ilişkilerini belirleyen Anayasa değil, sahadaki güç dengesi"
Erbil'deki Salahaddin Üniversitesi Öğretim Üyesi Kamaran Palani de Erbil ile Bağdat arasındaki bütçe anlaşmazlığıyla ilgili birçok teknik, yasal ya da idari soruna rağmen, söz konusu anlaşmazlığın bir bağlam içerisinde yaşandığını ve bunun tek başına anlaşılamayacağını belirtti.

Palani, "Büyük resme bakarsak, IKBY ile Irak hükümeti arasındaki çatışma veya ihtilafın özünde, Kürtlerin siyasi özerklik arzusunu ve Irak'ın merkezi kontrol arzusunu yansıttığını görürüz." diye konuştu.

2005 Anayasası'nın bu tür anlaşmazlıkları ele almak için iyi bir referans noktası olduğuna ancak iki çelişen görüşü de koruduğuna dikkati çeken Palani, buna rağmen, Erbil ile Bağdat arasındaki ilişkileri belirleyen ve şekillendirenin Anayasa değil, sahadaki güç dengesi olduğunun altını çizdi.

Palani, bahsi geçen sorunlar nedeniyle, IKBY'nin Irak'ın ulusal bütçesindeki katkısı ve payı konusunda iki hükümet arasında daimi ve kalıcı bir anlaşmaya varmanın çok zor hale geldiğini kaydetti.

Bağdat ve Erbil'in hala anlaşma şansı var
Irak Meclisi'nde kabul edilen borçlanma yasasına ilişkin IKBY'deki partilerin tepkilerini değerlendiren Palani, şunları kaydetti:

"Kürdistan Bölgesi'ndeki siyasi yelpaze boyunca, Irak parlamentosunun borçlanma tasarısını geçirme şeklinin sadece adaletsizce değil, aynı zamanda çok tehlikeli olduğu yönünde bir fikir birliği var."

Palani, borçlanma yasasının geçiş şeklinin, 2003 sonrası siyasi süreci, güç dengesini ve güç paylaşımını şekillendiren "denge" ve "uzlaşma" ilkelerine yönelik bir tehdit olarak da görüldüğünü dile getirdi.

IKBY'li liderler ve Irak Başbakanı Kazımi arasında daha iyi bir ilişki olduğu için, iki hükümet arasında hala anlaşma şansı olduğunu vurgulayan Palani, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kürt partileri, Meclisin oylamasını, İran yanlısı grupların IKBY ve Kazımi'nin önünde sorun ve engeller yaratma girişimi olarak da gördü. IKBY-Kazımi anlayışı veya ilişkisi ABD tarafından destekleniyor. Bu da bize hükümetler arasındaki mevcut bütçe anlaşmazlığı motivasyonlarının, Kürdistan Bölgesi'nin Irak bütçesindeki payı, hakları, görevleri ve katkısıyla ilgili yasal, teknik ve idari sorunların ötesinde olduğunu gösteriyor."