Malezyalı uzmanlar ASEAN'ın bölgesel serbest ticaret anlaşması imzalamasını olumlu karşıladı
Malezyalı uzmanlar, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliğinin (ASEAN) 37. Liderler Zirvesi'nde, müzakereleri uzun yıllar süren Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) anlaşmasına varılmasının bölge ülkeleri için çığır açıcı bir gelişme olduğunu belirtti.
Kuala Lumpur
Malezya Parasal Adalet Hareketi Başkanı Prof. Dr. Kamil Mydin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının kısıtlayıcı şartlarına rağmen ASEAN zirvesinin etkili sonuçlar verdiğini kaydederek, "Özellikle ekonomi ve sağlık politikaları bakımından bölge ülkeleri somut teklifler ortaya koydu. Kovid-19 salgınına dair sunulan çözüm önerileri ise oldukça yapıcı ve gerçekçiydi." dedi.
Kamil, 8 yıl süren müzakereler sonucu RCEP anlaşmasının imzalanmasını büyük bir başarı olarak niteledi ve "Bu tür kapsamlı serbest ticaret anlaşmalarının iyi tarafları olduğu gibi olumsuz tarafları da vardır. Anlaşma kapsamındaki ülkeler arasında gümrük vergilerinin kaldırılması, ticari ürünlerin bu ülkeler arasında kolayca dolaşmasını sağlar. Tüketici için de ithal ürünleri ucuz fiyata temin etme kolaylığı yaratacaktır. Fakat yerel üreticiler, rekabete dahil olamadığı sürece bu anlaşmadan zararlı çıkabilir. Hindistan bu yüzden RCEP müzakerelerinden çekildi." şeklinde konuştu.
RCEP, Kovid-19'dan zarar gören ekonomiler için büyük bir fırsat
Serbest ticaret anlaşmasının, bölgede üretim kapasitesi düşük ülkeler için de dışa bağımlılık riski oluşturabileceğini öne süren Kamil, "Malezya özelinde konuşacak olursak, tarım üretiminde Malezya rekabetçi bir konuma gelememiştir. Gıda ithalatımız hala çok yüksek. Kovid-19 döneminde bazı ülkelerin Malezya'ya gıda ihracatını durdurması, Malezya'yı çok zor durumda bıraktı." ifadelerini kullandı.
Kamil, bir takım risklere rağmen RCEP anlaşmasının, salgın döneminde zarar gören ekonomiler için büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.
RCEP anlaşmasının ASEAN-ABD ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceği sorusuna ise Kamil, "ASEAN, ABD ile Çin arasındaki rekabette tarafsız tutumunu sürdürecektir. RCEP anlaşmasının Çin'in bölgedeki ekonomik etkisini artırması kaçınılmazdır fakat ASEAN ülkeleri ABD ile ilişkilerini riske atmayacaktır." cevabını verdi.
Çin, RCEP'in yarattığı avantajları kendi lehine kullanacak
Malezya Bilim Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmed Fevzi Abdul Hamid ise RCEP anlaşmasını, ABD'nin Asya-Pasifik'teki etkisinin kademeli olarak azalmasının bir sonucu olarak yorumladı.
Ahmed Fevzi, Güneydoğu Asya'da ekonomik etkisini giderek artıran Çin'in nasıl bir politika izleyeceğinin merak konusu olduğunu belirterek, "Çin'in ABD'den doğan boşluğu doldurması, bir ekonomik hakimiyet veya hegemonya ile mi sonuçlanır, bilemeyiz fakat Çin, RCEP'in yarattığı avantajları Güney Çin Denizi'ndeki hakimiyet iddialarını ve Kuşak Yol Projesi idealini güçlendirmek için kullanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
ASEAN ülkelerinin RCEP anlaşmasını 2 yıllık bir sürecin ardından onaylayacağını hatırlatan Ahmed Fevzi, "Anlaşmanın sunacağı ekonomik avantajlara rağmen ASEAN üyeleri RCEP'i uysalca onaylamamalı, siyaset ve ulusal güvenlik açısından etraflıca değerlendirip kendi şartlarını sunarak serbest ticaret anlaşmasına girmelidir." dedi.
Ahmed Fevzi, bu süreçte ASEAN'ın her zamankinden daha çok diyaloğa ve birlikte hareket etmeye ihtiyaç duyduğunun altını çizdi.
"ASEAN, süper güçlerin rekabeti karşısında tarafsız kalmayı sürdürecektir"
İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Ahmed Azam Abdul Rahman, ASEAN zirvesinden çıkan sonuçları bölge ve uluslararası camia için olumlu bulduğunu ifade ederek, "Arakan'daki insani kriz ve Kovid-19 salgını gibi konular ASEAN'ın öncelikleri arasında. Arakan meselesinde Malezya'nın dışında üye ülkelerin yapıcı çözüm önerilerini görememiş olsak da Kovid-19 aşısının geliştirilmesine dair son derece yapıcı ve çözüm odaklı fikirler ortaya atıldı." diye konuştu.
RCEP anlaşmasını değerlendiren Ahmed, "Uzun süren görüşmelerin ardından varılan bu anlaşma 2,1 milyarlık bir nüfusu ve küresel gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 30'unu kapsıyor. Şüphesiz bu anlaşma, Asya-Pasifik'teki ekonomik entegrasyonu geliştirecek ve farklı alanlarda çeşitli iş birliklerinin de kapısını açacaktır." şeklinde konuştu.
Ahmed, ekonomik gücünü artırma eğilimindeki ASEAN'ın gelecek vadeden bir yapılanma olduğunu belirterek, "ASEAN, bölgesel menfaatler için pragmatist yaklaşımını korumayı ve süper güçlerin rekabeti karşısında tarafsız kalmayı sürdürecektir." ifadesini kullandı.