• DOLAR 34.555
  • EURO 36.602
  • ALTIN 2915.131
  • ...
Sağlam: Faşist yönetimlere karşı ortak tavır alınmalı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HABER MERKEZİ

HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, 16 Kasım 2020 tarihli haftalık iç ve dış gündem değerlendirmesinde; yargı mekanizması, okullarda ilk ara tatil, Avrupa’nın planlı İslam düşmanlığı, ümmetin sorunlarını omuzlaması gereken İslam âlimlerinin vazifeleri gibi konu başlıklarını masaya yatırdı.

Sağlam’ın değerlendirmeleri şu başlıklarda oldu:

“ADALETSİZLİK, TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ İKİNCİ SORUNU”

“Cumhurbaşkanının ardından Adalet Bakanı A.Hamit Gül de yeni reformlara işaret ederek hukuk güvenliğinin vatandaş lehine korunması ile tutukluluğun istisnaya dönüştürülmesine dair güçlü adımlar atılacağını ifade etti.

Bu beyanatlar geleceğe dair olumlu bir mesaj içerirken ülkenin içinde bulunduğu adalet krizinin artık sürdürülemez boyutlara ulaştığının da ifadesidir.

Hukuki delilden yoksun dosyalarda bile uzun tutukluluk süreleri yargının itibarını zedelemektedir. Oysa devletin yegane meşruiyet kaynağı adalettir.

Son anketlerde adaletsizliklerin; Türkiye’nin en önemli ikinci sorunu olarak çıkması ve yargıya olan güvenin % 10’lara kadar düşmesi hayli düşündürücüdür.

Sayın Cumhurbaşkanı ile Adalet Bakanının altını çizdiği hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri, hukuk devletinin ön koşullarıdır.”

“HIZLI BİR ŞEKİLDE TOPLUMSAL TALEBE UYGUN REFORMLARA GİDİLMELİ”   

“Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güveni zedelemekten kaçınmasını gerekli kılar. Belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını gerektirir.

Bu ilke ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu hukuki mekanizmaları ifade etmektedir. Bugün ülkemizde yargı bağımsızlığı, kişi özgürlüğü, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri teorik tartışmaların ötesinde, güçlü toplumsal bir talebe dönüşmüştür.

Siyasi iktidarın hızlı bir şekilde bu talebe uygun reformlara gitmesi, ülkenin en acil ihtiyaçlarından biridir.”

EĞİTİMDEN İSTENİLEN VERİM ALINAMADI

“Bir hafta sürecek olan ilk ara tatil 16 Kasım Pazartesi yani bugün başladı. Tüm öğrenci, öğretmen ve velilerimize hayırlı olsun.

Salgının bir an önce kontrol altına alınmasını ve pandemi nedeniyle sadece uzaktan eğitim alabilen 6, 7, 10 ve 11. Sınıfların da yüz yüze eğitime geçmelerini temenni ediyoruz.

Teknik alt yapının yetersizliği ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle uzaktan eğitimden istenilen verim alınamadı. Uzaktan eğitimin oluşturduğu stres ve kaygı; yüz yüze eğitime kısmen geçilmesi ile aile ve öğrencilerde bir ümit ve heyecana dönüştü.  Az bir süre de olsa öğrenciler yüz yüze eğitimden istifade ettiler.”

“UZAKTAN EĞİTİM FIRSAT EŞİTLİĞİNİ ORTADAN KALDIRARAK MAĞDURİYETLERİ KATLADI”

“İmkan sahibi veliler, çocuklarını özel okul ve etüt merkezlerine gönderebildiler. Bu durum diğer öğrencileri dezavantajlı duruma düşürdü. Uzaktan eğitim fırsat eşitliğini ortadan kaldırarak mağduriyetleri katladı.”

“SINAVLARDA BİR BAŞARI BEKLEMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Canlı derse katılımın %50’nin altında kaldığı bir realitedir. Neredeyse hiç işlenmemiş derslerden sınav yapılması ayrıca ciddi bir sorun kaynağı olmuştur. Bu sınavlarda bir başarı beklemek mümkün değildir.

Okullarda yapılan yazılı sınavlar ile LGS ve YKS sınavlarında ortaya çıkacak sonuçlar hem aileler ve hem de öğrenciler üzerinde ciddi olumsuzluklar oluşturacaktır. Bütün bunları gidermek için yüz yüze eğitimin alt yapısı bir an önce tamamlanmalıdır.”

“DEVLET İDEOLOJİSİNE GÖRE BİR ‘AVRUPA İSLAMI’ ARZULANIYOR”

“Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, ‘terörü’ önlemenin yolu olarak imamları eğitmek için bir Avrupa enstitüsünün kurulması çağrısında bulundu.

İslam ve Müslüman karşıtlığının adım adım tırmandırıldığı Avrupa’da her gün Camilere ve İslami kuruluşlara sistematik fiili saldırılar yapılmaktadır.

Ancak bunlar, yönetimler tarafından ‘bireysel eylemler’ olarak değerlendirilip örgütlü yönü örtülmektedir.

Avrupa’da ‘teröre karşı’ bir İmam enstitüsü kurulması, devlet ideolojisine göre bir ‘Avrupa İslamı’ arzulandığının açık göstergesidir.”

“FRANSA’DA ‘TERÖR VE NEFRET’ KONUSUNDA BİZZAT DEVLET YETKİLİLERİ EĞİTİLMELİDİR”

“Kanunların suç saydığı bir fiili işlemeleri halinde bile gözaltına alınmaları yasal olarak mümkün olmayan 10 yaşındaki çocukların hakaret karikatürlerini tasvip etmediklerini söyledikleri için gözaltına alındıkları Fransa’da ‘terör ve nefret’ konusunda bizzat devlet yetkilileri eğitilmelidir. Zira Müslümanlara karşı nefret ve şiddet devlet politikası haline getirilmek isteniyor.

FAŞİST YÖNETİMLERE KARŞI ORTAK TAVIR ALINMALI

“Almanya başta olmak üzere Avrupa’da artışa geçen ve Camileri hedef alan ırkçı saldırılara karşı İslam dünyası harekete geçmeli, faşist yönetimlere karşı ortak tavır alma konusunda inisiyatif geliştirmelidir.

Aksi takdirde Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanların ibadet, fikir ve yaşam özgürlüğüne karşı saldırılar artmaya devam edecektir.”

İSLAM DÜŞMANLARINA ŞİRİN GÖRÜNMEK İÇİN…

“Suudi Arabistan Kıdemli Alimler Konseyi, 10 Kasım'da yaptığı yazılı açıklamada, "İhvan, İslam'ı temsil etmeyen, sapkın, yöneticilere karşı çıkan, fitne çıkaran, şiddet yanlısı terörist bir gruptur" ifadelerini kullandı.

Hem siyasi hem de ilmi anlamda hiçbir etnik ve mezhebi farklılığa takılmadan, İslam Ümmetinin yol göstericiliğini yapması gereken ilmi mercilerin, İslam düşmanlarına şirin görünmek için ümmetin meşru kurumlarına düşmanlık yarışına girmesi acı bir durumdur.”

“SİYASİ, ANLAMDA TARİHİNİN EN KÖTÜ DÖNEMİ”

“İslam Ümmeti, siyasi, anlamda tarihinin en kötü dönemini yaşamaktadır. Başta Filistin, Kudüs ve Keşmir gibi yerler olmak üzere birçok İslam beldesi işgal altındadır.

Yemen, Suriye, Afganistan, Libya gibi birçok yerde de iç ihtilaflar ve çıkar çatışmaları nedeniyle Müslümanlar birbirleri ile savaşmaktadır.

Yine Yemen, Suriye, Arakan, Güney Afrika, Sudan, Somali’de bu iç savaş ve ambargolar nedeniyle açlık ve hastalıklarla boğuşan milyonlar varlık-yokluk mücadelesi vermektedir.”

“İSLAM ALİMLERİ ÜMMETİN SORUNLARINI OMUZLAMALIDIRLAR”

"Bütün bunlar yaşanırken âlimlerin görevi; ümmetin izzet ve onuru için yıllardan beri mücadele veren İhvan, Hamas ve diğer İslami hareketlerin aleyhinde konuşmak, onları terörist ilan etmek değildir.

Âlimlere düşen; İslam coğrafyasını işgal eden emperyalistlere, Kudüs’ü işgal eden Siyonist rejime karşı durmak, ümmeti düşmanlarına karşı birliğe çağırmak ve bu mücadelenin ön saflarında yer almaktır.

Müslüman âlimlerin sorumluluğu; başta Fransa olmak üzere Peygamber (Sav)’a ve İslami değerlere savaş açanlara karşı mücadele etmek, ihtilaflar ve iç savaşları bitirmek için çabalamak, ümmetin birlik ve beraberliğini kurmaya çalışmak olmalıdır.”

Bu haberler de ilginizi çekebilir