HÜDA PAR Tarihin Dönüm Noktası
Mûsâ dedi ki: "Rabbim! Gönlüme ferahlık ver." "İşimi bana kolaylaştır." "Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar." Biz şunu biliyoruz ki tarih hep tekerrür eder tabi şairin dediği gibi…
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
`Tarih`i `tekerrür` diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Mehmet Akif’in şiirinde de dediği gibi eğer ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi tarih? Ne kadar yüce ruhlu şairmiş ki bu gün bile olanları sanki özetlemiş şiirinde. Demek ki ibret alınmıyor .
Bazı arkadaşlar (güya islami hassasiyetli olan) 1350 yıldır haricilerin yaptığını yapıyorlar… Her yeniliğe itiraz . Ama şunu biliyoruz ki bu zihniyettekiler ümmetin hiçbir derdine merhem olmamışlardır. Sadece Emevi, Abbasi ve diğer tağuti sistemlerin ömrünü uzatmışlardır.
Yönetime biz geçelim küfür ise; halkın ve hakkın hakkını yiyorlar, ne olacak?
Sadece dillendirdikleri “Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerdir, zalimlerdir, fasıklardır (Mâide: 44,45,46) tamam da bana bu dünyada bu sistemin içinde ne vaad ediyorsun benim bildiğim İslam yaşatmak için var ama sen sadece ölmek ve öldürmekten tekfirden başka bir şey vaad etmiyorsun. Sadece İslami camialara muhalefet… Bu da tağuti sistemlerin işine gelmiş bu güne kadar tağuti sistemler bu fikirleri beslemişler; hakkın ve halkın hakkını talep edenlerin önünü kesmişler ve buna gayret etmişler.
Bu gün bunu Mısır’da, Filistin’de, Tunus’ta, Kürdistan’da ve Diyarıbekir’de de görebiliyoruz. Gelin görün ki bu fikirleri besleyen Abd, Suud, Katar… küfrün elebaşları bunları bahane ederek her gün bir yerleri işgal ediyorlar. Allah’ın izni ile yüzyıl önce bu coğrafyada bunların peşine takıldığı için 100 yıldır tağuti sistemlerden gördüğümüz zülmü inşallah bir daha görmemek için Hüda Par ile geliyoruz. Bu selin önünde inşallah hiç kimse duramayacaktır. Bir Yüz yıl da Kürt tağuti sistemlerin kölesi olmayacağız inşallah. Önce kendimizi, sonra bu halkı sonra tüm insanlığı kurtaracağız. Biz buna inanmış müminler olarak çalışacağız, hakkımızı arayacağız. Şimdi bazıları sorabilir bunların peşine nerden takıldık, şöyle ki: İslam’da siyaset yoktur! Hocaların siyasette ne işi olur?...
Bizi yönetimden bilerek ve bilmeyerek uzaklaştırdılar. Tağuti sistemin işine geldi ve bugün ‘öz yurdunda garipsin öz vatanında parya’ durumuna geldik.
Sözün özü biz Müslümanlar olarak karşımızda ki komünistlere karşı kendimizi savunabiliriz. Ama kendini Müslüman diye tanımlayan sığ kafalıların sadece Mustaz’af ve Hüda Par etrafında koğuşlanıp, hem de sadece onunla uğraşmaları bizi üzmektedir. Allah rızası için herkes kendi işine baksın bizim tavrımız bunlara karşı şu olsun (Onlar boş sözü işittikleri vakit ondan yüz çevirirler ve, "Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size. Selam olsun size (bizden size zarar gelmez). Biz cahilleri istemeyiz" derler.
Evet aynı tavrımız bu olmalı bu tarihin dönüm noktasında eğer iyi mevzi alamazsak görevimizi iyice yerine getiremezsek ne bu halk ne bizden sonra gelenler ne de Allah bizi affedecektir. Sorumluluk sahibi olanlardan olabilmek dileği ile Allah’ın rahmet bereket esenliği tüm müminlerin üzerine olsun…
Nizamettin EKİNCİ