• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

ANKARA

Bir hastanede çalışan güvenlik görevlisi, taşeron işçilerin sürekli işçi kadrosuna geçmelerini sağlayan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamedeki düzenleme kapsamında kadro aldı. Taşeron şirkette asgari ücretin yüzde 28 fazlasına çalışan güvenlik görevlisinin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları kadroya alındığı günden 31 Aralık 2018'e kadar aynı şekilde devam etti.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 1 Şubat 2019'daki taşerondan kadroya geçenlerin ücret artışını içeren yazısı kapsamında iş yeri, güvenlik görevlisinin ücretini o yılki asgari ücret seviyesine çekti ve bu ücrete yüzde 4 zam uyguladı.

Bunun üzerine güvenlik görevlisi, ücretinin eksik ödendiğini ileri sürerek dava açtı.

Mahkeme, davacının önceki aldığı yüzdelik oranına karşılık gelen ücretinin tespit edilerek bu ücrete yüzde 4 oranında zam yapılarak ücretinin belirlenmesine hükmetti.

Bu karar, istinaf mahkemesince hukuka uygun bulundu. Temyiz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise kararı bozdu.

GEREKÇEDEN

Kararda, hizmet alım sözleşmelerinde yüklenici tarafından istihdam edilen işçilerin ücretlerinin asgari ücretin katları ya da asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde belirlenmesinin hizmet alım sözleşmelerinin devam ettiği dönemi kapsayan bir uygulama olduğu vurgulandı.

696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ye eklenen geçici 23 ve 24. maddeler uyarınca sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılacağını vurgulanan kararda, şu tespitlere yer verildi: "Sürekli işçi kadrolarına geçişle, hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışanların daha önce ücret ile diğer mali ve sosyal haklarını asgari ücretle irtibatlandıran uygulamalara son verildiği açıktır. Yükleniciler tarafından istihdam edilip de sınavla sürekli işçi kadrolarına geçen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının yeni süreçte Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin uygulanmasıyla oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağına ilişkin yasal düzenleme karşısında, İş Kanununun 22. ve 62. maddesi hükümlerinin ihlalinden söz edilemez. Sürekli kadroya geçirildikten sonra kamu kurum ve kuruluşlarınca bireysel iş sözleşmesinin yapılmamış olması da varılan bu sonuca etkili değildir."

"İŞ SÖZLEŞMESİNDE ASGARİ ÜCRETİN BELLİ BİR ORANI SEVİYESİNDE ÜCRET ÖDENECEĞİ AÇIKÇA ÖNGÖRÜLMEMİŞ"

Dairenin 19 Ekim 2020'de başka bir dosyada verdiği onamanın hatırlatıldığı kararda, söz konusu dosyada davacı işçinin kadroya geçişi aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde açıkça asgari ücretin yüzde 25 fazlasının ödeneceğinin kararlaştırıldığı vurgulandı.

Kararda, "Kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırılmışsa söz edilen kural, her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlar. Bu nedenle dairemizin onamaya dair kararında iş sözleşmesinin açık hükmü gereği ücret farkı ile diğer fark işçilik alacaklarının kabulü sonucuna gidilmiştir. Davaya konu uyuşmazlıkta davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği açıkça öngörülmediğinden onama kararı somut uyuşmazlıkta emsal niteliğinde değildir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Kaynak, AA