• DOLAR 34.296
  • EURO 37.572
  • ALTIN 3021.492
  • ...
Leyla Aydemir davasının İstinaf Mahkemesi'nde görülmesi için başvuru yapıldı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Leyla Aydemir ailesinin avukatı Erdoğan Tunç, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu itiraz dilekçesinde dosyaya giren HTS kayıtlarına bakıldığında bazı sanıkların yalan söylediğinin anlaşıldığına dikkati çekerek aynı kayıtlara bakıldığında sanıkların olay gününden itibaren birbiriyle iletişim halinde olduklarının görüleceğini vurguladı.

 

Tunç, dilekçesinde istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek beraat eden sanıklar bakımından mahkemenin hükmünün bozulmasını, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep ederek beraat eden 6 sanığa "ağırlaştırılmış müebbet" hapis talebinde bulunduklarını vurguladı.

Erdoğan Tunç, 14 sayfalık dilekçesinde Leyla'nın amcası Yusuf Aydemir'in "Kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, "Cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan da 4 yıl hapis cezasına çarptırıldığını, diğer sanıklar Y.A, B.D, H.D. ve M. Aydemir, M.A. Aydemir ve A.A'nın da delil yetersizliğinden beraatine hükmedildiğini hatırlattı.

Tunç, itiraz dilekçesinde şu tespitlere yer verdi:

Bu ölüm olayında kişinin en az 6-7 gün önce ölmüş veya öldürülmüş olduğu, böceklerin cesede ilgisinin az olmasının nedeninin ise bir süre soğuk bir ortamda tutulması ve/veya sonrasında suya atılması sonucu olduğu kanaatinin oluştuğunun, bu verilere göre bu ölüm olayının 26-27 Haziran 2018 tarihlerinden önce gerçekleşmiş olduğu düşünülmektedir.

"Leyla bir süre köyde tutulduktan sonra köy dışına çıkarıldı"

Leyla'nın kaybolduğu süre ile kaybolduğu alan üzerine hesaplama yapıldığında bir süre köyde tutulduktan sonra köy dışına çıkarıldığının mümkün olacağına dikkat çeken Tunç, "Leyla'nın nerede ve hangi koşullar altında tutulduğuna ilişkin kesin bir bilgi olmamakla birlikte, birkaç mantıksal önerme ile bir sonuca varmamız bize göre mümkündür. Şöyle ki, tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, Leyla'nın kaybolma anı ile kayıp olduğunun farkına varılması arasında 10-15 dakika gibi çok kısa bir zaman dilimi vardır. Bu zaman dilimimden hemen sonra neredeyse bütün köy halkı aramaya başlamış ve hemen her yere bakılmıştır. Dolayısıyla maktulün bir dakikada yürüyebileceği ortalama mesafe hesaplanıp 10-15 ile çarpılırsa maktulün çok fazla uzaklaşmasının mümkün olmadığı anlaşılacaktır. Bu önermeden hareketle Leyla'nın kaybolmayıp kaçırılmış olduğunu tespit edebiliriz. Bu durumun önemi ise Leyla'nın kaçırıldığı çemberin köy içinde kalmasıdır. Olayın hemen akabinde jandarma ekipleri ve daha bir çok arama kurtarma ekibi olay yerine intikal ettiğinden dolayı o kargaşada faillerin maktulü köyden çıkarmasının düşük bir olasılık olduğunu, Leyla'nın köyde bir süre tutulduktan sonra köy dışına çıkarıldığı kanaatimizce daha güçlü bir olasılıktır." dedi.

"Suçu işleyenler arama ekiplerini yanlış yönlendirerek zaman kazanmışlardır"

Tunç, dilekçesinde işaret ettiği hususları şöyle anlattı:

İlk andan itibaren bu suçu işleyenler sürekli olarak veyahut zaman zaman arama kurtarma faaliyetlerine katılıp hem şüphe çekmemek hem de tüm gelişmelerden haberdar olup süreci kontrol altında tutmak istemişlerdir. Kolluk birimleri de dahil olmak üzere ilgili tüm birimlerden bilgi alarak aynı zamanda kendilerine bilgi veren suç ortakları sayesinde an be an gelişmeleri takip etmişlerdir. Arama ekiplerini yanlış yönlendirerek zaman kazanmışlardır. Böylece fiil üzerinde hakimiyet kurmaları kolaylaşmıştır. Adli tıp kurumu raporunda belirtildiği üzere, çocuğun zehirlenme, cinsel istismar, boğularak ölme, darp veya açlıktan öldüğüne dair veri yoktur. Ancak mide ve kalın bağırsaklarda hiç bir besin bulunmamıştır. Bu durumda ölümünden önce uzunca bir süre aç ve susuz bırakıldığı anlaşılmaktadır.

Sanıkların iletişim halinde oldukları HTS kayıtları ile mevcut

Erdoğan Tunç, dilekçesinde dosyaya giren HTS kayıtlarına işaret ederek, sanıklarını olaydan itibaren sürekli olarak birbirleri ile irtibatlı olduklarını söyledi.

6 sanığa "Ağırlaştırılmış müebbet" hapis talebi

Tunç, beraat eden sanıklar bakımından mahkemenin hükmünün bozulmasını, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep ederek, "Hükmün bozulması yerine davanın Bölge Adliye Mahkemesinde yeniden görülmesine karar verilirse, ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılması ve duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yeniden hüküm kurularak ilk derece mahkemesinde beraat eden tüm sanıkların, mahkumiyetine hükmedilen Yusuf Aydemir ile 'fikir ve eylem birliği' içinde atılı suçları işledikleri gözetilerek, TCK'nin 37/1 maddesi delaletiyle 'kasten öldürme' suçunu düzenleyen ve ağırlaştırılmış müebbet hapsi öngören TCK 82/1 gereği ayrı ayrı cezalandırılmalarını ve TCK 53/1 kapsamında belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına karar verilmesini talep ederiz." şeklinde konuştu.

Söz konusu davada sağlıklı bir yargılama yapılamadığının altını çizen Tunç, şunları söyledi:

Ben istinaf dilekçesinde özellikle İstinaf Mahkemesine bu konuda uyarıda bulundum. Olayın medyatik olması ve basında yer alması kesinlikle sürecin bir an önce bitirilmesi gibi bir sonuç doğurmaz. Önemli olan sürecin net ve sağlıklı biçimde sonuçlanmasıdır. İşletilecek bazı yasal prosedürlerle bir takım delillerin yeniden gündeme getirilmesi söz konusudur. Bu ve benzeri taleplerle daha ciddi bir yargılamanın istinaf mahkemesinde yapılarak tatmin edici bir sonucun çıkmasını hedeflemekteyiz.

Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği karardan tatmin olmadıklarını söyleyen Erdoğan Tunç, "Bu suçu bir kişinin işlemesi mümkün değildir. Kesinlikle bu bir ekip işidir. Birileri bu işi çok ciddi kafa yorarak yapmış. Yerel mahkemenin 'iş birlikçilerini tespit edemedik' şeklindeki gerekçesi kabul edilebilir bir şey değil. Bunların tespit edilmesi, cezalandırılması gerekiyor. Diğer türlü olayın o şekilde kapanması bizim ve halkımızın adalet duygularını zedeleyecektir. Bundan sonraki süreçte biz duruşmalı bir şekilde İstinaf Mahkemesinin yapılmasını talep ettik. Yapılacak olan duruşmalara katılacağız. Orada da sözlü ve yazılı her türlü beyanımızı dile getireceğiz. Bu şekilde daha etkin bir yargılama olacağı kanaatindeyim. İstinaf süreciyle beraat eden sanıkların da cezalandırılması yönünde bir karar çıkacağını umuyorum." diye konuştu.

Ne olmuştu?

Ağrı'da 15 Haziran 2018'de Ramazan Bayramı dolayısıyla ailesiyle dedesine ziyarete gittiği Bezirhane köyünde kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir kaybolmuş, cesedi 18 gün sonra köye 2 kilometre mesafede, kent merkezine giden yolun yakınında akarsu kenarındaki ağaçların arasında bulunmuş, vücudunda darp ya da yara izine rastlanmayan çocuğun cenazesi Bezirhane köyünde defnedilmişti. (İLKHA)











Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir