İzmir'de yaşanan depremin ardından 91. saatte minik Ayda’yı kurtaran ekibin Tekbir getirmesi bu ülkede birilerini fena halde rahatsız etti.

Zaten depremle beraber öyle bir kudurdular ki parmak uçlarını ısıracaklar herhalde.

Kimisi imamlara hakaret ederken kimisi kurtarma ekibinin sevinç anında tekbir getirmesini bile sindiremiyor.

Sekülerizmin idraksizleştirmesi sonucu haddi aşan paylaşımlarda bulunuyorlar. Acaba yazarken beyinlerine oksijen gitmeden mi yazıyorlar diye düşünmeden edemiyor insan.

Örnekler çok

Sosyal medyada “Çocukcağızı ihhciler kurtarmış tekbir getiriyorlar.Ellerim titriyor” paylaşımına tepkiler gösterilirken bir sorumsuzluk örneğide İYİ Partili siyasetçiden geldi.

Dikkat ettiyseniz iki paylaşımcının görselinde de İstanbul Sözleşmesi yaşatır sloganı var.

Bu slogan mezkur şahısların hangi fikirden insanlar olduğu konusunda bir yargı oluşturabiliyor. Sözde kadın haklarına duyarlı bu insanların dindar insanlara karşı ne kadar kindar oldukları paylaşımlarından belli oluyor

Bir örnek de Milliyetçi yönü bilinen İYİ Partiden verelim

 Ajansların bildirdiğine göre Muhammet Güllük İYİ Parti Stratejik İletişim Merkezi’nde çalışan biri...

Güllük deprem bölgesinde günlerdir canla başla çalışan ekibi kutlamala iken şu ifadeleri kullanıyor:

“Ayda Bebeğin başında savaşa gidermiş gibi tekbir getiren bu tipler kim? Bu neyin kafası? İlla dini tabir kullanacaksan ‘Bismillah’ diyeceksin”

Şu üstenci akla bakar mısınız?

Kendisi deprem bölgesinde mi açıkçası bilemiyorum ama sosyal medya hesabına bakılırsa orada değil, çalışmalara katılan insanların nasıl sevineceklerine karar verme yetkisini kendisinde görüyor.

Muhammed Güllük sahabei Kiramın sevinç anlarında tekbir getirdiğini biliyor mu acaba?

Bilmiyorsa bu dini konularda ahkam kesme özgüveni nerede geliyor acaba.

Peki ya tekbir getirilince elleri titreyen şahsa ne demeli.

Günde 5 vakit namaz vaktinde okunan ezanlar da ellerini titretiyor mu?

Tekbir sesi neden sizi bu kadar kudurtuyor?