Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), 3 Kasım'da yapılacak olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 59. başkanlık seçiminin tüm boyutlarıyla ele alındığı "2020 ABD Başkanlık Seçimi" başlıklı raporunu yayımlandı.

SETA'dan yapılan açıklamaya göre Kılıç Buğra Kanat ve Elif Gültekin tarafından kaleme alınan raporda, seçimlere doğru ABD iç politika gündemi, ABD başkanlık seçim sistemi, başkan olmak için gereken temel nitelikler, partilerin aday belirleme süreçleri, ön seçimler, seçimin temel kuralları, parti kongreleri ve seçim öncesi anketler hakkında bilgilere yer verildi.

Kritik bir seçim

Yapılacak seçimin hem Washington yönetiminin uluslararası sistemdeki rolü hem de ABD iç politikası açılarından en önemli ve kafa karıştırıcı seçimlerden birisi olacağına dikkat çekilen raporda, Kovid-19 salgınının tam ortasında gerçekleşmesi ve pandeminin yarattığı ekonomik darboğaz sebebiyle 2020 başkanlık seçiminin ABD tarihi için de kritik bir seçim olacağı belirtildi.

Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Donald Trump ve Demokrat Parti adayı Joe Biden'ın yerel ve küresel ölçekte gündem teşkil eden önemli konularda birbirlerinden oldukça farklı noktada oldukları vurgulanan raporda, şunlar ifade edildi:

"ABD'de yaşanan toplumsal gerilim ve siyasi kutuplaşma iki adayın da söylemine yansımış durumda. Bu gerilimin 3 Kasım'da yapılacak seçimlerden sonra ortadan kalkmasına kimse ihtimal vermiyor. Trump'ın seçimi kaybetmesi durumunda dahi "Trumpism" olarak adlandırabileceğimiz sağ popülizm ABD'de var olmaya devam edecek. Aynı şekilde Biden'ın kaybetmesi durumunda protestolar, hashtag aktivizmi ve Z kuşağı hareketliliği kendini göstermeye devam edecek. İki aday şu an ABD'de mevcut tüm fay hatlarının hareketlendiği bir dönemde oldukça çekişmeli bir yarışın içinde hedefledikleri ve hayal ettikleri ABD için seçmenlerin oyuna talip olmuş durumdalar."

Raporda, Başkan Trump için kongrede süren azil sürecinin beraat ile sonuçlanmasının kendisi açısından en büyük seçim malzemelerinden biri haline geldiği ve Ocak 2020'de ABD'de işsizlik oranının son 50 yılın en düşük düzeyi olan yüzde 3,5 seviyesine gerilediği vurgulanırken, Demokrat adaylar arasında uzun süren ön seçim yarışının başkan aday adaylarını epey hırpaladığı ve bu durumun Demokratlar arasında 2020 seçimi için karamsar bir senaryonun ortaya çıkmasına neden olduğu ifade edildi.

Ocak ayında Trump'ın lehine işleyen bu sürecin koronavirüs krizinin ortaya çıkmasıyla bir anda belirsizliğe sebep olmaya başladığı, Başkan Trump'ın ilk andan itibaren bu salgınla ilgili sorular karşısında ilgisiz ve endişesiz bir görüntü sergilediği belirtilen raporda, pandemi krizinin Demokratları, Trump yönetimine karşı en önemli birleştirici öge haline getirdiği kaydedildi.

Seçimde son düzlük olarak kabul edilen ekim ayına girildiğinde anketlerin Biden'ı, Trump karşısında önde gösterdiğine işaret edilen raporda, şöyle devam edildi:

"Ancak bu durum yarışın henüz sona erdiği anlamına gelmiyor. Birincisi Ekim 2016'da Clinton ve Trump arasında da ulusal anketlerde en az beş puan Clinton lehine bir fark bulunuyordu. Fakat yarışı Trump kazandı. Dahası ABD'de Demokratlar lehine olan demografik dönüşüm, ABD'deki seçim sistemi sebebiyle tam olarak başkanlık yarışında Demokrat adayın ipi göğüslemesi için yeterli olmuyor. 1992'de yapılan başkanlık yarışından bu yana 2004 seçimi haricinde tüm başkanlık seçimlerinde ulusal anlamda Demokratlar yarışı önde kapatıyor. Ancak bu durum 2000'de George W. Bush'un ve 2016'da Donald Trump'ın Cumhuriyetçi Parti adayı olarak başkan olmasını engellemedi. Dolayısıyla Biden, bu anketlerde ulusal çapta Trump'a fark atmış bile olsa Amerikan seçim sisteminden dolayı kararsız eyaletlerin ve kilit demografik yapıların etkisi seçim sonucunu belirleyecek."

Raporda ayrıca seçim öncesi anketlere ilişkin detaylı grafik ve analizlere de yer verildi.

Raporun tam metnine SETA'nın internet sitesi www.setav.org adresinden ulaşılabilir.