Midyatlı vatandaşlardan Macron’a tepki: Fransız kanunlarını boykot etmeliyiz
Fransa Cumhurbaşkanı İslam düşmanı Macron’un İslam’a yönelik söz ve eylemlerine tepki gösteren Midyatlı vatandaşlar herkesi İslam’a sahip çıkmaya davet etti.
Macron’un İslam’a yönelik küstah ve hadsiz saldırısına tepkiler gelmeye devam ediyor. Macron’un İslam’a savaş açması İslam aleminde büyük bir tepkiye yol açarken bir tepki de Mardin’in Midyat ilçesindeki vatandaşlardan geldi. Tepkilerini dile getiren vatandaşlar, tüm Müslümanlara İslam’a sahip çıkması çağrısında bulundu.
İLKHA mikrofonuna konuşan vatandaşlar, Allah Teâlâ'nın yardımı isteniyorsa O’nun dinine sahip çıkılması gerektiğini dile getirdiler.
Azim-Der Başkanı Nureddin Ayyıldız, küfrün üstüne düşeni yaptığını, buna karşılık Müslümanların da üzerlerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.
“Bize düşen bunlara karşılık dinimize daha çok sarılmaktır”
Ayyıldız, “Makron ve diğer İslam düşmanı tüm kafirlerin yaptıkları açıklamalar, eylemler ve İslam’a düşmanlıkları onlardan beklenen bir harekettir. Onlar görevlerini yapıyor. Müslümanlar olarak onlardan farklı bir tutum beklemek yanlış olur. Önemli olan biz üstümüze düşeni yapıyor muyuz? STK olarak bize düşen görevler var. Bize düşen, dinimize daha çok sarılmak ve Hazreti Muhammed’in (Salallahü aleyhi vesellem) sünnetini anlayarak yaşamak. Tabi yine de tepkimizi hem vatandaş hem STK Başkanı olarak göstererek onları lanetliyoruz ve 'zalimler için yaşasın cehennem' diyoruz.”
İslam ülkeleri ve hükümetin verdiği tepkinin cılız kaldığını ifade eden Ayyıldız, “Bunlara verilen tepki azdır. Onlar en ufak bir olayda dünyayı ayağa kaldırırken İslam’a saldırı söz konusu olunca özellikle STK, parti, hükümet ve Arap liderlerinden fazla ses çıkmıyor.” ifadelerini kullandı.
“En anlamlı boykot Fransız kanunlarını boykot etmektir”
Macron’un bir figüran olduğunu ve Avrupa’nın İslam’a düşmanlığının aşikâr olduğuna dikkati çeken Esnaf Abdulkadir Arbağ, duygularını şöyle dile getirdi:
"Kısa ve öz olarak söylemek gerekirse Cumhurbaşkanımız boykota çağırdı. Ancak asıl boykot edilmesi gereken Fransa’nın kanunları olması lazım. Avrupa’nın kanunları olması lazım. Yani şu an onların kanunlarıyla yönetiliyoruz. En büyük tehlike budur zaten. Ne zaman ki biz kanunlarını terk ettik, o zaman onlardan kurtulmuş olacağız. Macron, bir figürandır. Bu gider başkası gelir. İlk günden beridir Avrupa, İslam’a karşı bir mücadele içerisindedir. Belki şeytanın sağdan yaklaşması gibi, işte demokrasi, insan hakları gibi bize yaklaşıyorlarsa da asıl hedefleri İslam’ı ve Müslümanları yok etmektir. Macron ve Avrupa biliyor ki daha önce de Arap ülkelerinin liderlerinin çoğu onların yandaşlarıdır. Bunlar, onların dinlerini kabul etmiş insanlardır. Yani bizim içimizde münafıklar olarak duruyorlar. Artık İslam’a topyekûn ve açık açık saldırıyorlar. Daha önce gizli bir savaş vardı ama şu an açık bir savaş içine girmişlerdir.”
“Yapmamız gereken İslam’ı tüm yaşantımıza yansıtmaktır”
İslam’a yapılan saldırılara verilebilecek en iyi cevabın İslam’ı her alanda yaşatmak olduğunu ifade eden Arbağ, “Müslüman olarak öncelikle yapmamız gereken çocuklarımızı İslam ile yetiştirmek, ahlakımızı ve ticaretimizi İslam yapmaktır. Daha sonra gerçek Müslümanlarla beraber olmaktır. Yani şucu bucu demeden. Müslümanların birbirini sevmesi ve sahip çıkması gerçekten İslam’a sahip çıkmaları gerekir. Onun dışında yapacak bir şey yok. Biz İslam olursak, en büyük gördüğümüz güçler inşallah önümüzde yere serileceklerdir.” diye konuştu.
“Hakaretin özgürlüğü olamaz”
Esnaf Hüseyin Ece, “ Macron’u bu hareketlerinden kınıyor ve lanetliyorum. Bunları söyleme cesaretini kesinlikle Müslümanların, İslam dünyasının birlik olamayışından alıyorlar. İki milyar Müslüman’ın gözlerinin içine baka baka hem Peygamber Efendimize (Sallallahu aleyhi ve sellem) hem İslam’a hakaret teşebbüsünde bulunabiliyorlar. Tabi ki, bu tamamen bizim bir olamamamızdan, Müslümanların var olan güçlerinin bir araya gelememesinden dolayıdır. Yani bugün Müslümanlar bir olduğu zaman, İslam dünyası bir araya geldiği zaman, dünyanın süper güçleri dâhil çıkıp bunu söyleme cüretinde bulunamaz. Bunu söyledikleri zaman özgürlük adı altında yapıyorlar. Bu kendilerine göre özgürlük(!), hâlbuki hakaretin özgürlüğü olmaz. Hele ki bu bir dinin mensuplarına, dinin peygamberine ve dinin kendisine hiçbir şekilde hiçbir insan hakarette bulunamaz. Buradan sesimiz duyabilecek bütün liderlere seslenmek istiyorum. Bugün güçlüyüz ama bir değiliz, güç birlikten doğar. Güç silahların olması değil, tabi bu da önemlidir ama temel güç birlikten doğuyor. Benim tüm İslam liderlerine çağrım ve hayalim küfre karşı bir olmalarıdır.” dedi.
“Allah’ın yardımını umuyorsak O’nun dinine sahip çıkmalıyız”
Alaaddin Işık adlı vatandaş ise, “Biz Müslümanlar uykudayız maalesef. Ama alemlerin Rabbi, kafirler istemese de nurunu tamamlayacaktır. Biz de biliyoruz ki dünya imtihan yeridir, dünya İslam ve küfür yeridir. Tüm zamanlarda İslam’a karşı duranlar çok olmuştur. Peygamber Efendimiz de onlarla çok mücadele etti. Ebu Cehil’ler, Ebu Leheb’ler gibi büyük müşriklerle mücadele etti. Ve Allah o’na yardım etti. Biz de eğer Müslümanız diyorsak O’nun peygamberliğine ve Allah’a iman etmiş isek biz de Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) gibi biraz eziyet çekmeliyiz. Başımız İslam için kırılmalıdır. Bu yol da bizim de ayaklarımıza dikenler batmalıdır. Rabbimiz buyuruyor ki, “Eğer siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah’ta size yardım eder.” Bu nedenle, eğer gerçekten biz Allah’ın yardımını umuyor isek O’nun dinine sahip çıkmalıyız. Ama maalesef biz bunu gerçekleştirmiyoruz. Çünkü yaşantımızla İslam’dan uzaklaşmışız. Nerde eski komşuluklar, nerde eski sözler ve nerde eski yardımlaşmalar. Tüm İslam alemine çağrımız, küfre karşı birlik olalım. Eğer küfre karşı birlik olmasak teker teker yok olacağız, bu açıktır.” şeklinde konuştu.
Mehmet Emin Aslan da “İslam’a yapılan bu saldırıyı kınıyorum. Ve tüm Müslümanlar kınamalıdır. Nasıl ki Suudi Arabistan Türkiye ürünlerine boykot uyguluyor. Bizler de liderlerden Fransa ürünlerine boykot koymalarını isteriz. Müslümanların birlik olmamalarından dolayı bu cesareti gösteriyorlar. Hepimiz bir olup, tepki ve yürüyüş eylemlerinde bulunmalıyız.” dedi (İLKHA)