Birlik Partisi lideri olan Doorn, Fransa'da Macron yönetiminin son zamanlarda Müslümanları ve ibadet yerlerini hedef almasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Doorn, Fransa'daki Müslümanlara yönelik saldırının endişe verici olduğunu fakat bunun yeni olmadığını belirterek, "'Aşırılıkla mücadele' bahane. Yapılanlar 'aşırılık' ile ilgili değil İslam’la ilgilidir. Macron için bu seçim malzemesi olabilir fakat özellikle 'modern', 'liberal' veya 'Batılı' bir İslam anlayışı oluşturmaya yönelik bir Avrupa gündemidir. Oluşturulan bu İslam anlayışı, Müslümanları tam anlamıyla asimile etmeyi ve İslami kimliği yok etmeyi hedefliyor." diye konuştu.

Müslümanları karalama konusunda Fransa'nın, Hollanda, Danimarka ve Macaristan ile Avrupa'nın ön saflarında yer aldığını ifade eden Doorn, şunları kaydetti:

"Dediğim gibi Fransa'nın tutumu bir istisna değil bu konuda. Fakat Fransa, imamları kovarak, camileri kapatarak ve İslam okullarını devletin doğrudan gözetimi altına alarak 'özgürlük' ve 'eşitlik' maskesini düşürdü. Bu nedenle Fransa, Avrupa'nın Müslüman karşıtlığı güden siyasi planları için bir test alanı olarak görünmektedir. Başbakan Rutte'nin, Macron'un Müslüman karşıtı açıklamalarını açıkça desteklemesi bunu kanıtlıyor. Hollanda, İslam karşıtı ülkeler arasında ilk 3'te yer alıyor."

İslam ülkeleri tarafından atılması gereken çok ciddi adımlar olduğunu dile getiren Doorn, "Fransız ürünlerini boykot etmeye devam edin ve Fransız diplomatik baskısına boyun eğmeyin. Gerekirse büyükelçileri geri çağırın. Müslümanların artık bu sefer ciddi olduğunu gösterin. Yeter artık." dedi.

Doorn, Müslümanların artık uyanması gerektiğini belirterek, "Topluluğumuzda para veya statü için doğrudan veya dolaylı olarak hükümetin gündemine hizmet eden birçok insan olduğunun da farkında olmalıyız. Müslümanların haklarının baltalanmasıyla mücadele etmek ve İslami kimliği korumak için hukuk, medya, siyaset, eğitim gibi bu alanlarda faaliyet gösteren kolektifleri birleştirmeli ve kurmalıyız." diye konuştu.

Fransa'da Macron yönetiminin son zamanlarda Müslümanları ve ibadet yerlerini hedef almasıyla ülkenin farklı şehirlerinde benzer uygulamalar görülmeye başlandı.