• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.825
  • ...
İshak Sağlam'dan ABD’nin rüşvet talebine boyun eğen Sudan'a çağrı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, yaptığı haftalık dış gündem değerlendirmesinde Afganistan’da medrese saldırıları, Sudan’dan ABD’ye rüşvet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istişare çağrısı gibi gündemin öne çıkan başlıklarını masaya yatırdı.

Afganistan’da medreselere saldırılar devam ediyor

Afganistan’da medrese saldırılarına değinen Sağlam, “Afganistan, jeopolitik konumuyla yüzyıllar boyu Orta Asya'da İslam’ın en önemli kalelerinden biri olmuştur. 1979 yılında dönemin süper gücü Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Afganistan’ı işgal etmeye yeltenmiş, 9 yıl boyunca devam eden işgal, Sovyetlerin tarihe karışmasında etkili olan yenilgisiyle sonuçlanmıştır. 11 Eylül 2001 saldırısından sonra bu kez ABD Radikalizmle savaş adı altında Afganistan’ı işgal etmişti. 20 yıl boyunca çarşı-pazar, cami-medrese, taziye evi-düğün konvoyu ayırt etmeden sayısız sivili katletti. Bunca acımasız vahşete ve harcadığı devasa bütçeye rağmen tutunamadı ve Afganistan’ı terk etmek zorunda kaldı.  Ancak geride bıraktığı katliam kültürü hala devam etmektedir. Geçen hafta Afgan Hava Kuvvetleri Takhar vilayetindeki bir medreseye saldırı düzenledi. Saldırıda 12 sivil katledildi, 14’ü de yaralandı. Devlet bu olayla ilgili sansür uygulayarak haber yapılmasını engelledi.” dedi.

“41 yıldır devam eden savaş ile milyonlarca insan mülteci konumuna düştü”

Sağlam şöyle devam etti: “41 yıldır devam eden savaş ile milyonlarca insan mülteci konumuna düştü. Yüzbinlerce insan öldü ve daha fazlası sakat kaldı. Halen devam eden çatışmalar ölü ve yaralı sayısını artırmakta, var olan mağduriyetlere yenilerini eklemektedir.  Bu çatışma ve savaşın bir an önce bitmesi, ülkede emniyet ve güvenin tesis edilmesi bütün kesimlerin öncelikli hedefi olmalıdır. Taraflar, aralarındaki sorun ve problemleri çözmek için müzakere ve diyalog yolunu seçmeli, bütün tarafları adil bir şekilde temsil edecek bir yönetim tesis edilmelidir.”

Sudan’dan ABD’ye rüşvet!

Sudan’ın ABD’ye rüşvet ödemesini değerlendiren Sağlam, “Sudan, ABD’nin kendisini teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarması karşılığında 335 milyon dolar rüşvet ödedi. ABD Başkanı Trump’ın Sudan’ı teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarması karşılığında rüşvet talebinin yanı sıra güven göstergesi olarak, işgal rejimiyle normalleşme şartını da dayatmaktadır. Küresel haydut ABD; tehdit, şantaj ve yaptırımlarla dünya siyasetini dizayn etmeye çalışmaktadır. Önce Sudan’ı bugünkü tabloya getirmek için ülkede karışıklığı körüklemiş ardından oluşan yeni siyasi düzeni tamamen kendi lehine çevirmiştir. ABD, kendi çıkarlarını korurken aynı zamanda başlattığı Siyonist işgal rejimiyle normalleşme çalışmasıyla işgal rejiminin de güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır.” dedi. 

ABD’nin rüşvet talebine boyun eğen Sudan’ın, işgal rejimiyle normalleşmemesini umut ettiklerini söyleyen Sağlam, “Çıkarlarını zedeleyen ülkeleri ekonomik yaptırıma ve siyasi yalnızlığa mahkûm eden ABD, yaptırımları sonlandırmak için ise rüşvet talep etmektedir. ABD hâkimiyetindeki küresel siyaset, her an her devletin yaptırım veya işgale maruz kalabileceğini ortaya koymuştur. Bu haydutluğa karşı ortak bir irade ortaya koyulamazsa yeni düşman ve dost listesi ABD eliyle güncellenmeye devam edecektir. ABD’nin suni düşman listesinden çıkabilmek için rüşvet talebine boyun eğen Sudan Cumhuriyeti, diğer bir talep olan işgal rejimiyle normalleşme talebine karşı meclisin direneceğini umut ediyoruz.” ifadelerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istişare çağrısı

Erdoğan’ın istişare çağrısını değerlendiren Sağlam, “Sayın Cumhurbaşkanı Müslümanların yüzleştiği terör, açlık, iç kavgalar, tefrika gibi sorunlara ilişkin diyalog ve istişare çağrısı yaptı. Müslümanların dünyanın her yerinde baskı ve zulme maruz kaldığı, İslam ülkelerinin açlık ve iç çatışmalarla mücadele ettiği bir süreçte bu çağrı değerlidir. İhtilafların derinleştiği, Siyonist işgal rejimiyle normalleşme yarışına girildiği bu süreçte, İslam dünyasının iç muhasebesini yapması, sorunlara karşı ortak hareket ederek çözüm odaklı bir istişare süreci başlatması büyük önem arz etmektedir.” dedi.

“Türkiye’nin milliyetçi söylemlere dayalı siyaset anlayışının yerine birleştirici bir tutum ortaya koyması gerekmektedir”

İslam dünyasının birleşmesi gerektiğine vurgu yapan Sağlam, “İslam dünyası için en öncelikli gündem olması gereken istişare süreci, mezhebi ve kavmi taassuptan uzak İslam’ın birleştirici değerleri etrafında gerçekleşmelidir. Küresel güçlerin İslam ülkelerini ulusal sorunlara mahkûm ettiği bir süreçte İslam ümmeti en kısa zamanda bu kısır döngüden kurtulmalı, ulusal çıkar politikalarını aşarak meselelere ümmet perspektifinden bakmalıdır. Bu sürece öncülük etmek isteyen Türkiye’nin de milliyetçi söylemlere dayalı siyaset anlayışının yerine birleştirici bir tutum ortaya koyması gerekmektedir.” şeklinde ifade etti. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir