Bütün kötülüklerin anası: Alkol
Hazreti Muhammed'in (Salallahu Aleyhi Vesellem) "bütün kötülüklerin anası" olarak tanımladığı içki, büyük felaketlere yol açıyor.
Şüphesiz, Peygamber Efendimiz'in (Sallahu Aleyhi Vesellem) 14 asır önce söylediği mesajlara bu asır insanının da ihtiyacı var.
İnsan vücuduna oldukça zarar veren alkol, özellikle bağımlılık yaptığından dolayı sağlığı tehdit eder. Tüketildığinde de anlık ve kalıcı olarak birçok zarar verir.
Yapılan araştırmalara göre, dünyada yaklaşık 2 milyar kişi alkol tüketiyor. İçkiyi su gibi tüketen ülkelerin suç oranlarına bakıldığında bunların yüzde 75'inin alkolden kaynaklandığı görülüyor. Suç oranları nedeniyle bazı ülkeler, içki kullanımını sınırlandırıyor.
Toplumda genelikle psikolojik açıdan problemleri olan kişilerin yöneldiği bu kötü alışkanlığın zararı herkes tarafından biliniyor. İradeyi zayıflatan alkol bir süre sonra kişiyi uyuşturucu madde kullanımına açık hale getirir, bu nedenle alkol kullananların yüzde 57'si uyuşturucu bataklığına saplanıyor.
Alkolün zararları herkes tarafından bilinmesine rağmen maalesef yeterince önlem alınmadığı görülüyor. Alkolle mücadele noktasında farkındalık oluşturmak için devlet yetkilileri ile sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşüyor.
Alkolün zararları
Alkolün azının da çoğunun da insan vücuduna zararlı olduğunu belirten bilim insanları, içkinin zararları göz önünde tutulduğunda, uyuşturucudan daha tehlikeli olduğunu belirtiyor.
Alkolün, kanser riskini çok büyük oranda artırdığına dikkat çeken uzmanlar; yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserlerine davetiye çıkardığı gibi kalp hastalıkları ve kalpte ritim bozukluğu ile kalp yetmezliğine neden olduğunu söyledi.
Erkek ve kadının üreme sistemine zarar veren alkol kullanımı, anne karnındaki bebekte fetal alkol sendromuna sebep olarak bebeğin beyin ve kalp gelişimine zarar verir.
Görme bozukluğuna da neden olan alkol kullanımı, beyinden göze giden görme sinirlerini tesiri altına alır. Göz bebeğinde sararma, uyuşmaya sebep olur, görme bozuklukları ile körelmeye kadar varır.
Kandaki oksijen orarını azaltan alkol, beyin fonksiyonlarını kaybetmeye neden olur. Oksijen yetersizliği nedeniyle kişinin denge, görme, işitme gibi beyinsel fonksiyonların azalması sonucu kas kontrolü ve dikkati azalır.
Her yıl yaklaşık 3,5 milyon insan alkole bağlı nedenlerden dolayı hayatını kaybediyor. Türkiye'de sadece 9 Ekim'den bu yana 73 kişi içtikleri alkol nedeniyle öldü.
Alkolün zararı gelirinden daha fazladır
Tüm dünyada alkolün maddi ve manevi zararları bilinmesine rağmen alkol fabrikası sahiplerinin para kazanması uğruna "bütün kötülüklerin anası" olan alkolün üretimine çıkar sahipleri halkın sağlığını düşünmeden izin veriyor. Oysa alkolden doğan maddi zarar alkolden elde edilen gelirden çok daha fazladır.
İçki nedeniyle eğitimde başarısızlık, suça eğilim, sağlık problemleri alkol kullanımıyla doğru orantılı olarak artıyor.
İslam'da alkol neden haram kılınmıştır?
Hazreti Muhammed (Salallahu Aleyhi Vesellem) şöyle buyurmaktadır: Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır. İslam âlimleri içkiyi haram kılan illetin isminde değil sarhoş edici özelliği bulunmasında saklı olduğuna hükmetmiştir.
İçkinin haram kılınmasının sebebi sarhoş edici olmasıdır. Fazla tüketildiğinde sarhoş eden her türlü alkollü içeceğin azı da haramdır. İlk dönemlerde sadece hamr/şarap olarak anılan bütün içki çeşitleri, daha sonra hangi türden yapıldığına binaen farklı isimlerle anılmaya başladı. Peygamber Efendimizin, genel bir kaide özelliği taşıyan "Sarhoş edici her şey içkidir. Her içki de haramdır" (Müslim) hadisine binaen İslam âlimleri içkiyi haram kılan illetin isimde değil sarhoş edici özelliği bulunmasında saklı olduğuna hükmetti. Dolayısıyla sarhoş eden her türlü içecek haramdır.
Alkolsüz içki diye piyasaya sürülen ve yine aynı içki firmaları tarafından üretilen bira vb. içecekler şu iki sebepten dolayı caiz değildir;
-Alkolsüz diye satılan biraların içerisinde belli yüzdelik oranında yine alkol bulunmaktadır. Zira normal biralarda bulunan alkol oranı yüzde 5 iken çeşitli ilaçlamalarla bu oran yüzde 1'lere kadar düşmektedir. Alkol oranının düşmesi onu içki olmaktan çıkarmaz. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyuruyor: Çoğu, sarhoşluk veren içkinin azı da haramdır (Tirmizî, Ebu Dâvud).
-Fıkıh kitaplarında içkinin sirkeye dönüşmesi bahsi ele alındığında kendiliğinden (uzun müddet bekleyerek veya sık sık yerini değiştirerek) sirkeye dönüşen içkinin helal, her hangi bir ilaçlama/mayalama yöntemiyle sirkeye dönüştürülen içkinin ise haram olduğu söylenir. Dolayısıyla ilaçlama yöntemiyle alkol oranının düşürüldüğü içki çeşitleri de aynı şekilde haram sayılır (Nevevî, Minhacü't Tâlibîn s.54).
İçecekler sarhoş edici özellik taşıyorsa içkidir. Eğer bu özelliği taşımıyorsa mübah olan diğer içecek türleriyle aynıdır. Bu tür içeceklere haram olan içkilerin ismini vermek uygun değildir. Zira sarhoş ediciliği bakımından içecek türleri ya “içkidir" ya da içki değildir. Dolayısıyla içkiden dönüşmediği sürece tamamen alkol özelliğini yitiren her türlü temiz sıvıyı tüketmekte bir sakınca yoktur. (İLKHA)