Eğitim sendikaları “eğitim reformu” için somut adım atılması çağrısında bulundu
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dile getirdiği “eğitim reformu” söyleminin içinin doldurulması, toplumun inanç ve değerlerini esas alan bir eğitim modeline geçilmesi gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreni'nde “18 yılda her alanda tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı eğitim, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum.” diyerek Türkiye'nin eğitim-öğretim reformuna ihtiyaç duyduğuna dikkat çekmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özeleştiri niteliğindeki bu sözlerini İLKHA’ya değerlendiren Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, bu gerçeğin yıllardan beri dile getirildiğini ancak bu konuda her hangi bir adım atılmadığına dikkat çekti.
Gök, mevcut eğitim sisteminin Batı’nın tesirinden kurtarılması ve yönünün değiştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “eğitim-öğretimde reform” için somut adımlar atılması ve bu konuda çalışmalara hiç zaman kaybedilmeden başlanılması çağrısında bulundu.
“İnşallah bu talep sadece konuşma ile sınırlı kalmaz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kanayan bir yaraya parmak bastığını ifade eden Gök, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizim de uzun yıllardır bahsettiğimiz konuları yüksek sesle ifade etmiş oldu. İnşallah bu talep sadece bir eğitim kurumunun akademik açılış merasiminde yapılan bir konuşma olarak kalmaz, bir an önce hayata geçer. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız çok önemli mevzulara değindi. Çocuklarımızın aileden başlayarak ortaokul, lise, lisans, yüksek lisans ve doktora gibi her kademeyi belirleyerek, her kademenin sınırını çizerek aslında sadece bir reformu işaret etmedi, aynı zamanda reformun çerçevesini de çizdi.” dedi.
Eğitimin ailede başlaması gerektiğini belirten Gök, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği mesajların çok önemli olduğunun altını çizerek, eğitim-öğretimde yaşanan bütün sorunların çözüme kavuşturulması için eğitim sisteminin yönünün değiştirilmesi, toplumun kendi inanç ve ahlak değerlerini temel alan bir eğitim sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi.
“Bizi biz yapan, inancımızı, kültürümüzü, değerlerimizi ve medeniyet tasavvurumuzu yeniden canlandırmak mecburiyetindeyiz”
Yaklaşık 200 yıldır “modernleşme, çağdaşlaşma ve batılılaşma” adı altında tamamen taklitçi bir nesil yetiştirildiğine ve halen de bu yanlış uygulamaya devam edildiğine dikkat çeken Gök, “Batı taklitçiliği ile çağdaşlaşacağımızı modernleşeceğimizi düşündük. Batı’nın özellikle Rönesans’ından veya Fransız ihtilalinden sonra tamamen pozitivist bir anlayışa teslim oldim, Zaten bilimi bile ‘pozitif ve negatif’ şeklinde ikiye ayırmışlar. Böyle bir durum ifade edilmiyor ama insanın algısında ister istemez bu oluşuyor. Bizim inanç değerlerimiz ilmi, ‘zahiri ilimler ve batini ilimler’ şeklinde ikiye ayırıyor. Zahiri ilimleri ‘pozitif’ ilimler olarak gösteriyor. Batini ilimleri ise elinin tersiyle tamamen itiyor, o kısmını hiçbir şekilde bilimden saymıyor. Dolayısıyla bu anlayışı bütün kurumlarımızı bu şekilde transfer etmişiz ve körü körüne bir ‘batılılaşma’ adı altında bunu çağdaşlık zannettiğimiz için bir kanadımızı kırmışız. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği nesiller ortaya çıkmış. Bunu tersine döndürmenin yolu da yeniden kırılmış olan kanadımızı tamir etmekten geçer. Yani bizi biz yapan, inancımız, kültürümüz, değerlerimiz ve medeniyet tasavvurumuzu yeniden canlandırmak mecburiyetindeyiz. Bununla ilgili ne gerekiyorsa yapılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Eğitim alanını yeniden şekillendirmemiz gerekiyor”
Eğitim reformu için seferberlik başlatılması gerektiğini belirten Gök, “Üniversitelerde belki kürsüler kurulması gerekiyor. Eğitim fakültelerinde özellikle eğitim reformuna çalışılması gerekiyor ve bize ait bir eğitim reformu olması lazım. Yani bir yerlerden bulup taklit edeceğimiz bir reform değil, tamamen bize ait olması, bizim değerlerimizle uyuşması gerekiyor. Yani öyle bir nesil yetiştirmemiz gerekiyor ki Mevlana'nın Pergel Metaforu’ndaki gibi bir ayağı bizim kadim medeniyetimizle, inancımızla, kültürümüzle, değerlerimizle sabit kalacak. Diğer ayağıyla dünyanın dört bir yanındaki teknolojik gelişmeleri bilimi, takip edecek ve en iyisini alacak, en iyisini öğretecek, en iyisini yapacak bir nesil yetiştirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla özümüze dönüp inancımızdan, kültürümüzden, geleneğimizden gelen değerlerle eğitim alanını yeniden şekillendirmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Kökten bir eğitim reformu gerektiğini belirten Gök, eğitim reformu için acilen harekete geçilmesi gerektiğini, bu konuda kaybedilecek zamanın olmadığını vurguladı.
Gök, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlara hemen talimat vermesi gerektiğini, bu talebin de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce dile getirdiği "Dindar nesil yetiştireceğiz" söylemi gibi içinin boş kalmaması gerektiği uyarısında bulundu.
“Manevi değerlerimiz bütün dünyaya örnek olabilecek niteliktedir”
Değerler eğitimine önem verilmesi gerektiğini belirten Gök, “Bizim özümüze dönmemiz lazım. Bizim özümüzde zaten o güzellik var. Manevi değerlerimiz bizim zaten bütün bu dünyaya örnek olabilecek değerlerdir. Dolayısıyla biz kendi özümüzden beslenecek bir yapıya dönersek bütün sorunlar da ortadan kalkar, böyle ekstra bir şeye gerek kalmaz. Özümüze dönmemiz kâfidir. Yeniden hem müfredatı hem de tüm eğitim-öğretim parametrelerini gözden geçirip milli ve manevi değerlerimize uygun bir eğitim sistemine tekrar geçmemiz gerekiyor. Bunu da dışarıda aramaya gerek yok.” diye konuştu.
“Ne zaman kendi değerlerimizden, inancımızdan vazgeçmişsek zillete düşmüşüz”
Gök, Batı’nın değerlerine göre tanzim edilmiş batıcı bir sistemin yanlış olduğunu ve eğitim sisteminin toplumun kendi değerleri üzerine inşa edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Batı dünyası o karanlıktan kurtulmanın yolunu, bozulmuş dinden uzaklaşmaya bağlamış. Eğitimin her alanından sadece eğitim değil, daha doğrusu hayatın her alanında maneviyatı çıkarma yolunu seçmiş, aynısını bize de empoze etmiş. Biz de sorgusuz sualsiz bunu almışız. Biz manevi değerlerimizi bir kenara atmışız. Batı adamının gittiği yoldan gidelim diye kendi zihin dünyamızı, fikir dünyamızı bırakıp batı adamının zihin dünyasını ve fikir dünyasını almışız. Biz ne zaman kendi değerlerimizden, inancımızdan vazgeçmişsek işte o zaman zillete düşmüşüz.” dedi. (İLKHA)