• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
Gayri Meşru Hayatı Özendirme Projesidir Sevgililer Günü
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
ADANA - 14 Şubat Sevgililer Günü`nün Müslümanların ahlaki yapısını bozarak gayri meşru hayata özendirme projesi olduğuna dikkat çeken yazar ve STK yetkilileri, toplumumuzun bu tuzağa düşmemesi için uyarılarda bulundu.

Evlilik kurumu tahrip ediliyor
Sevgililer günü ve tehlikelerine dikkat çeken Yazar Mustafa Ökkeş Evren, "Sevgililer günü, modernizmin Müslümanların ahlakını bozma ve gayri meşru hayatı özendirme projesidir. Batı tarafından üretilmiş ve kapitalizmin ekmeğine yağ süren; anneler günü, babalar günü, yılbaşı gibi kutlamaların hiç biri İslami hayat tarzına uygun kutlamalar değildir. Bunların en tehlikelisi de sevgililer günüdür. Bu günü kutlamak maalesef bir zorunluluk haline getirilmiştir. Toplumumuzda ilkokul seviyesine kadar düşen sevgili olma/bulma yaşı, aynı zamanda ahlaksız ve gayri meşru hayata alıştırıyor çocuklarımız. Flört etme adı altında işlenen ahlaksızlıklar, evlilik kurumunu da ciddi manada tahrip etmektedir" dedi.

Sevgi üzerinden sömürülüyoruz
14 Şubat Sevgililer Günü`nün her yıl olduğu gibi bu yıl da insanların gündemine girdiğine dikkat çeken Özgür Der Adana Şube Başkanı Hakan Yalınız; "Tarihimize baktığımız zaman Sevgililer Günü`nün tarihimizde olmadığını görüyoruz. Sevgililer Günü sonradan Batı`dan ithal edilmiş, Batı`dan getirilmiş bir şey. Sevgililer günüyle beraber bizim gerek sosyal hayatımızdaki ilişkilerde gerekse de tüketim kültürü pozisyonuyla çokça değişiklikler olduğuna şahit oluyoruz. Mesela sevgililer günü insanlar alış veriş yapıyorlar, birbirlerine hediyeler veriyorlar. Bu günde özellikle kadın erkek arasındaki ilişkilerin çok ön plana çıkartıldığı ve bununla beraber gündüz alış-veriş yapılıyor, hediyeleşiliyor. Ama bunun gece versiyonunda ise çok daha kirli ilişkilerin ön plana çıktığını görüyoruz. Mesela insanların bu günde gece hayatı, eğlence kültürüne çok fazla odaklandıklarını görüyoruz. Medya yoluyla, basın aracılığıyla, veya hakim kültür tarafından sürekli Sevgililer Günü bilinç altına yerleştiriliyor. Bilbordlarda görüyoruz, işte `14 Şubat Sevgililer Gününde Sevgilinize Ne Alıyorsunuz?`diye. Dolayısıyla içkinin, ahlaksızlığın diz boyu olduğu gece hayatı karşımıza çıkıyor. Sabahlara kadar insanların eğlendiğine şahit oluyoruz. Bu boyutuyla bakıldığında bizler Müslüman insanlarız, hayatımızda bunun olmadığını bilmemiz ve buna karşı da bir duruş sergilememiz gerekiyor. Bizim kendimizi, eşimizi ve çocuklarımızı bu eğlence kültürünün esaretinden ve ateşinden korumamız gerekiyor. Bunun için Müslüman`ım diyen bizlere çokça görevler düşüyor.

İşin bir diğer tarafından da Dünya`da müthiş bir kapitalist sistem var. Türkiye`de bu boyutuyla her yönüyle etkilenmiş, tüketim kültürü çılgınca yaşanıyor. Adana`da ise bu boyutuyla alış-veriş merkezlerinin çokça olduğu ve insanların alış-verişe sürüklendiğe şahit oluyoruz. Bu boyutuyla sanki sevgi üzerinden bizler sömürülüyoruz. Değerlerimiz sömürüldüğü gibi ahlakımız, edebimiz sömürüldüğü gibi bir taraftan da ekonomik anlamda da birileri para kazansın diye bizi adeta sömürüyorlar. Buna karşı bir `DUR` dememiz gerekiyor. Bu `DUR`u biz, bireysel olarak kendi hayatımızda, eşimizde ailemizde ve toplumumuzda da bu bilgiyi yaygınlaştırmamız gerekiyor, diye düşünüyorum" dedi.

Sevgililer günü neden hayatımıza girdi?
"Neden sevgililer günü hayatımıza girdi?" şeklindeki soru üzerinden konuyu ele alan Mavi Marmara Gazisi Muhyeddin Yıldırım, "Bu önemli bir sorudur. Bunun birden fazla boyutu vardır. Bundan bir tanesi ekonomik, bir tanesi de kültürel ve ahlaki boyutudur. İkisi de toplumumuza, kültürümüze ve inancımıza yakışmayan ve yaraşmayan yaklaşımlardır. Bizim dinimiz bize tasarrufu emrediyor, bu tür günlere yönelik; bu anneler günü olur, babalar günü olur, sevgililer günü olur sürekli yeni günler oluşturuluyor, bu günlerin temel amacı, toplumun tasarruf duygularına zarar vermektir. Yani insanları tamamıyla tüketime zorlamaktır.

Diğer boyutu da bizim geleneğimiz var, göreneğimiz var, örflerimiz var. Biz bayanla erkeğin birbirine bakmasından bile kaçınan bir toplum iken şu anda el-ele, kol-kola ve farklı boyutlardaki ilişkilere yönlendiriliyoruz, bu sevgililer günüyle. Gençlerimiz, toplumumuz tamamıyla yozlaşmış. Her türlü ahlaki yapıdan uzak bir hale gelmiş. Biz en basiti parklara, alış-veriş merkezlerine giderken bile haya ediyoruz, utanıyoruz o gençlerin o hareketlerini gördüğümüz vakit. Ve sevgililer günü sebebiyle bu tür hareketler, çok olağan hale geliyor. İşte toplumumuzun değişik yaş gurubundaki kızları çok rahat bir şekilde, tabi bu ilkokula kadar sirayet etmiş, kol-kola, el-ele bir erkekle dolaşabiliyor. Oysaki bu bizim geleneğimize göre, örfümüze göre, adetlerimize göre sağlıklı bir yaklaşım değildir ve tamamıyla bizim toplumumuza ve aile yapısına zarar veren yaklaşımlardır" şeklinde konuştu. (Ayhan Kaya-İLKHA)
 
 
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir