Sağlam'dan Çin ve Rusya’nın BM İnsan Hakları Konseyine seçilmesine tepki
HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, insan Hakları ihlalleri sabit olan Çin ve Rusya'nın, caydırıcı yaptırımlarla cezalandırılmak yerine son kararla adeta ödüllendirildiğine dikkat çekti.
HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, haftalık dış gündem değerlendirmesinde Suriye rejimi ve Rusya'nın İdlib’de savaş suçu işlemesi, Çin ve Rusya’nın BM İnsan Hakları Konseyine seçilmesi, Gazze’deki yoksulluk gibi konulara değindi.
İnsan Hakları İzleme örgütünün (HRW), Suriye ve Rusya’nın İdlib’de sivil yerleşim birimlerini bombaladığını, bunun “İnsanlığa karşı savaş suçu” kapsamına alınabileceğini açıkladığını hatırlatan Sağlam, Türkiye, Rusya ve İran'ın mutabakatı ile 2017 yılında çatışmasızlık bölgesi ilan edilen bölgenin bugüne kadar silahtan arındırılamadığına dikkat çekti.
Astana mutabakatının aksine sivil güvenliğinin sağlanamadığı bölgede hastane okul gibi merkezlerin bilinçli olarak hedef alınarak onlarca sivil katledildiğini belirten Sağlam, "2011’den bu yana yüz binlerce sivilin yaşamını yitirmesine sebep olan Suriye iç savaşı ABD ve Rusya arasında bir vekalet savaşına dönüşmüş ancak çözüm yine ABD ve Rusya’nın inisiyatifine bırakılmıştır. 9 yıldır devam eden iç savaşın sona ermesi için başta Türkiye ve İran olmak üzere bölge ülkeleri inisiyatif alarak İdlib ve tüm Suriye’de çatışmaların durdurulması ve tüm unsurların dahil edildiği bir müzakere sürecinin başlatılmasını sağlamalıdır. Aynı zamanda Suriye’de sivillere yönelik savaş suçu işleyen unsurların uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde cezalandırılmaları sağlanmalıdır." dedi.
Çin ve Rusya’nın BM İnsan Hakları Konseyine seçilmesi
Büyük insan hakları ihlali gerçekleştiren Çin ve Rusya BM İnsan Hakları Konseyi’ne seçilmesine tepki gösteren Sağlam, "Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde inşa ettiği toplama kamplarında etnik ve dini asimilasyon politikası uygulayan, Müslüman ailelerin aile yaşamına müdahale eden, farklı etnik kökenlere karşı kötü muameleyi yaygın ve sistematik hale getiren Çin’in insan hakları konseyine dahil edilmesi mevcut uluslararası sistemin içinde bulunduğu açmazı bir kez daha açığa çıkarmıştır. Aynı zamanda Çeçenistan, Afganistan, Kırım ve son olarak Suriye’de sivillere karşı sayısız insan hakları ihlali gerçekleştiren Rusya’dan İnsan Hakları Konseyi’ne ne tür bir katkı beklenmektedir?" ifadelerini kullandı.
Sağlam, "İnsan Hakları ihlalleri sabit olan devletler, caydırıcı yaptırımlarla cezalandırılmak yerine son kararla adeta ödüllendirilmiştir. İdeolojik ve askeri yayılmacılığı esas alan devletlerden, söz konusu konseyde ihlalleri tarafsızca ortaya koymaları ve caydırıcı bir çözüme katkı sunmaları beklenemez. Son karar İnsan Hakları Konseyi’nin misyonunun sorgulanmasına neden olmuş, bundan sonraki süreçte de taraflı davranacağını ortaya koymuştur." değerlendirmesinde bulundu.
Gazze’deki yoksulluk
Filistin'deki Gazze şeridinin, yüzde 71'inin mültecilerden oluşan iki milyonluk bir nüfusa sahip olduğunu söyleyen Sağlam, "Kilometrekareye düşen 5521 kişi ile dünyada nüfus yoğunluğu en fazla olan yerlerden biridir. Siyonist rejim tarafından 2004’ten beri hava, kara ve denizden abluka altına alınan Gazze’de İnsanlar en temel ihtiyaçları olan gıda, su, eğitim ve sağlık imkânlarından yoksundurlar. Gazze halkının yüzde 65'i yoksulluk sınırının altında, yüzde 30 ‘u ise aşırı yoksulluk içerisinde yaşıyor. Hastalar tedavi edilemiyor. İlaç ve tıbbi malzeme sıkıntısı had safhadadır. Genel işsizlik yüzde 41,7, genç nüfustaki işsizlik ise yüzde 66,8’dir. Geçmişte üç büyük saldırı yaşamış ve halen ara ara devam eden Siyonist rejimin hava saldırıları, Gazze’deki insani kriz ve trajediyi içinden çıkılmaz hale getirmiştir." diye belirtti.
Sağlam, "En son geçen hafta BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'nın (UNRWA) Başkanı Philippe Lazzarini’nin açıklamış olduğu raporda, Filistinlilerin tarihlerinde görülmedik bir yoksulluk yaşadığını, Lübnan, Suriye, Ürdün, Gazze ve diğer yerlerdeki Filistinli mültecilerin pandemi nedeniyle her zamankinden daha büyük bir trajedi içinde olduklarını, insanların çöplerden ekmek toplar hale geldiğini ifade etti. Tarihin en uzun abluka ve ambargosu olan bu fiili durum, her açıdan büyük bir zulüm ve insanlık suçudur. Bu ambargonun kalkması için BM, Uluslararası kurum ve kuruluşlar ve ümmet bütün imkanlarını seferber etmeli, Refah Sınır Kapısı’nın açılması için Mısır’a her türlü baskı yapılmalıdır." dedi. (İLKHA)