Hastanelere yapılan Covid-19 başvuruları düşüyor
Geçtiğimiz aya kadar Türkiye'nin en çok Coronavirus (Covid-19) vakalarının görüldüğü illerden biri olan Gaziantep’te son bir ay içerisinde vaka sayıları düşüşe geçti.
Son aylarda yaşanan Coronavirus vaka artışlarıyla gündeme gelen Gaziantep'te hayata geçirilen ciddi tedbirlerle rakamlarda aşağı yönlü hareketlenme yaşanıyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz hafta, “Gaziantep’te son dönemde vaka sayısı yarı yarıya indi. Covid-19 polikliniğine müracaat eden hasta sayısı üçte bir oranında düştü. İlimizdeki yatak doluluk oranımız ise yüzde 58 ve yoğun bakım doluluk oranı yüzde 77. Solunum cihazına bağlı hasta sayımız ise yüzde 33. 241 filyasyon ekibimiz sahada.”diyerek kentte vaka oranlarının düştüğüne dikkat çekmişti.
Salgının ilk gününden itibaren Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda, Gaziantep Valiliğinin öncülüğünde ciddi çalışmaların hayata geçirildiği kentte, geçtiğimiz aylarda ise vakaların artmasıyla denetimler ve tedbirler maksimum seviyeye çıkarıldı.
Bu kapsamda cadde ve sokaklardaki Covid-19 denetimlerinden taviz verilmeyen Gaziantep'te ayda yaklaşık 90 bin kişiye cezai işlem uygulandı. Vaka sayılarının artış gösterdiği dönemde Covid-19 testi pozitif çıkan vatandaşların hastalıkla ilgili bilgilendirilmesi, izolasyonu, hastalara çabuk müdahale edilmesi ve gereken durumlarda test yapılması gibi işlemler hızlı bir şekilde gerçekleşiyor.
İzolasyonun tavizsiz sağlanması ve temaslı hastaların takiplerinin mahalle temelli yapılması amacıyla Sağlık Bakanlığı filyasyon sistemi dışında kaymakamlık bünyesinde kurulan mahalle filyasyon çalışması da tüm hızıyla devam ediyor.
Her bir mahallede kurulan filyasyon takip kurulu ile okul müdürleri, öğretmenler, mahalle muhtarları, azaları ve din görevlileri filyasyon takip sistemine dahil edilerek, karantinada olan hasta ve temaslıları mesafe kuralları çerçevesinde kontrol edilerek ihtiyaçları öğreniliyor ve karantina kurallarına uyması sağlanıyor.
Konu ile ilgili İLKHA muhabirine açıklamalarda bulunan Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Prof. Dr. Cuma Yıldırım, kentte vaka artış hızında ciddi bir azalma olduğunu ve Covid-19 endişesiyle polikliniklere başvuran kişi sayısının da düştüğüne dikkat çekti.
“Vatandaşlarımız kuralları dikkate almaya başladı”
Pandemi sürecinin devam ettiğini anımsatan Yıldırım, “Haliyle toplum olarak da belli bir eğitim ve öğretimin içinden geçiyoruz. İnsanlar alışkanlıklarını değiştiriyorlar. İnsanlar maske takmayı, sosyal mesafeyi öğreniyorlar. Haliyle bu çok zor bir eğitim. Ama insanımız sağ olsunlar, bu konuda çok gayretli ve hevesliler. Diğer ülkelere kıyasla daha kısa sürede maske kullanımı, sosyal mesafe ve diğer kuralları öğrendiler. Bazı istismarlar olsa da sosyal alışkanlıklarından daha çok vazgeçtiler.” dedi.
“Filyasyon takip sistemi ile vakalar düştü”
Yaz aylarında Covid-19 vakalarında pik yaşandığını ve hasta sayısının arttığını hatırlatan Yıldırım, “Ama eylül ayı ile birlikte hasta sayımızda azalmalar olmaya başladı. Tabi bu azalmaların değişik nedenleri de var. Bunların başında sahada filyasyon ekiplerinin çok daha başarılı çalışmalar yaptığını biliyoruz. Hepsine çok teşekkür ediyoruz. Gaziantep'te 200 filyasyon ekibi var. Bu ekipler sahada çalışıyor. Hepsi çok gayretli ve hevesliler. Bir evde bir kişi Covid-19 vakası olunca o hasta ile birlikte daha önce evdeki herkes hastaneye getirilir, hastanede test ve tedavileri yapılırdı. Ama bu son süreçte filyasyon ekipleri bu vakaları hastaneye getirmiyor. Bu hastaların testlerini ve tedavilerini evde yaptıklarından dolayı hem hastanelere başvurular azaldı hem de sahada testi pozitif olup da gezen hasta sayısında azalma olduğundan dolayı kişiden kişiye bulaşmalarda bir azalma olduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Vaka sayılarında ve hastanelere başvuruların düşmesiyle birlikte Covid-19 vakası olan ve durumları ciddiyetini koruyan hastalara daha çok zaman ayırdıklarını ifade eden Yıldırım, insanlara faydalı oldukça mutlu olduklarını belirtti.
Grip, nezle ve soğuk algınlığı ile Covid-19’un bazı belirtilerinin birbirine çok benzediğine dikkat çeken Yıldırım, grip vakalarını Covid-19’dan ayıran en önemli belirtinin ise tat alma duyusunun olmaması ve solunum sıkıntısı olduğunu ifade etti.
“Covid-19 virüsü aşırı derecede saldırgan bir virüs”
Sonbahar ile birlikte Covid-19 vakalarında bir azalma olduğunu ifade eden Yıldırım, “Fakat önümüzde çok ciddi problemler bizi bekliyor. Gribal enfeksiyon hastalıkların mevsimine giriyoruz. Standart bir şekilde her sene gördüğümüz gribal enfeksiyon belirtileri ile Covid-19 belirtileri birbirlerine benziyor. Sonuçta Covid-19 da grip virüsüdür. Fakat Covid-19’un semptomları çok ağır geçiyor. Biz normal grip vakalarında tat alma duyusunun kaybolduğunu görmüyoruz. Ciddi kas ağrıları görürüz ama bu kadar olmaz. En önemlisi de bu kadar ciddi akciğer bulgusu ortaya çıkmaz. Normal gribal enfeksiyonlarda hapşırma, öksürme, burun akıntısı, geniz kaşıntısı, hafif halsizlik ve çok düşük miktarda ateş olur. Bu hastalarımız istirahat ile birlikte tedavi olunca bir hafta içerisinde iyileşirler. Ama Covid-19 virüsü aşırı derecede saldırgan bir virüs. Ciddi derecede insanların akciğerine saldırıyor.” ifadelerini kullandı.
Covid-19’u gripten ayıran en belirgin özelliğin alt solunum yollarından akciğerlere çok daha hızlı inip yayılması olduğuna dikkat çeken Yıldırım, önümüzdeki günlerde pek çok kişinin “Grip miyim, Covid-19 mu?” endişesine kapılacağını ve bu durumun yapılacak test ile ortaya çıkacağını belirtti.
Covid-19 virüsünün en küçük bir ihmali affetmediğinin altını çizen Yıldırım, pandemi sürecinin devam ettiğini, vatandaşların maske, sosyal mesafe ve temizlik kurallarına uyarak tedbirleri kesinlikle elden bırakmamasının önemine dikkat çekerek, Covid-19’a karşı daha duyarlı olunmasını istedi.
“Keşke tıbbi etik kurallarına uysa da hastalarımızın durumlarını insanlara gösterebilseydik”
Covid-19 hastalarının nefes alamamasının çok acı olduğunu aktaran Yıldırım, “Bir hafta önce Covid-19 tedavisi gördüm, 15 gün evde karantinada kaldım. Covid-19 kitapta yazıldığı veya anlatıldığı gibi değil. İnsan ancak yaşadığında anlayabilir. Şiddetli kas ağrısı ve nefes darlığı insanı mahvediyor. Keşke tıbbi etik kurallarına uysa da hastalarımızın durumlarını insanlara gösterebilseydik. Yani öyle zannedildiği gibi hastaneye yattı, entübe edildi, ilaç alıp iyileşti. Bu süreç çok ağır geçiyor. Aileyi psikolojik olarak etkiliyor, hastayı da çok ağır etkiliyor.” şeklinde konuştu.
Covid-19 hastalarının gerçekten nefes alamadıkların ve aldıkları nefesin onlara yetmediğini ifade eden Yıldırım, insanların solunum sıkıntısı çeken hastaların çırpınışlarını görmeleri durumunda bu hastalığı basite almayacaklarına dikkat çekti.
Covid-19 virüsünün uzun dönem etkilerinin halen tam olarak bilinmediğine dikkat çeken Yıldırım, bu hastalığın basite alınmaması gerektiğini söyledi.
“Şu anda en önemli tedbir hastalanmamaktır”
Her şeye rağmen hayatın bir şekilde devam ettiğini ve devam etmesi gerektiğini belirten Yıldırım, son olarak şunları söyledi:
“Eğitim süreci devam edecek. Çünkü hayat devam ediyor. Biz bu şekilde eğitim yapmayı öğreneceğiz. Uzaktan eğitime biraz daha alışmamız gerekiyor. Bu bizim için yeni bir sistem ve eğitimi çok severiz. Fakat yeni dünya düzeninde ve eğitim modelinde bir miktar daha online yaşamamız gerekiyor ve bir süre daha hayatımızda birçok şeyi online yapmak zorunda kalacağız. Coronavirus sadece okullarda bulaşacak, dışarıda bulaşmaz gibi bir algı var. Halbuki toplumun her alanında bulaş riski çok fazladır. Biz genç yaş grubunu sadece taşıyıcı olarak görüyoruz ama son zamanlarda genç yaşlarda çok ciddi vakalar ve vefatlar gördük. Dolayısıyla ‘ben gencim, bana bir şey olmaz’ psikolojisi ile hareket etmek çok yanlıştır. Şu an doğduğu andan itibaren herkesin hasta olma durumu var. Çünkü biz bu virüsün uzun süreli komplikasyonlarını bilmiyoruz. Bu virüs 15 yıl sonra sosyal hayatınızı hatta evliliğinizi bile etkileyebilir. Şu anda en önemli tedbir hastalanmamaktır.” (İLKHA)