6-8 Ekim saldırılarının tanıkları: Hedefte İslam ve Müslümanlar vardı
PKK/HDP'lilerin 6-8 Ekim 2014'teki saldırılarının hedefinde bölgenin Müslüman Kürt halkı olduğunu belirten o günün tanıkları, böylesi bir vahşeti unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını söylediler.
PKK ile HDP Genel Merkezi ve Selahattin Demirtaş'ın telkinleriyle 6-8 Ekim 2014'te sokaklara inen PKK/HDP'liler, İslami değerlere ve Müslümanlara vahşice saldırıda bulundular.
Saldırılarda başta Diyarbakır'da Yasin Börü, Hasan Gökgöz, Hüseyin Dakak ve Riyad Güneş olmak üzere bölgede birçok dindar insan saldırının hedefi oldu.
Türkiye'nin 35 ilinde yaşanan vahşet olaylarının ilk fitili ise Tarsus'ta yakıldı ve Adana'da şiddetli olaylar yaşandı.
O gün yaşanan barbarlığa şahitlik yapanlar, aradan 6 yıl geçmesine rağmen yaşadıkları o vahşeti unutmadıklarını belirtiyorlar.
HÜDA PAR Adana İl Başkanı Salih Demir, 6-8 Ekim olaylarında, unutmayacakları ve unutturmayacakları günler yaşadıklarını dile getirerek, o günlerin bir daha yaşanmaması temennisinde bulundu.
Olayların perde arkasına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Demir, parti olarak her zaman çözümün ve barışın yanında olduklarını belirtti.
"Bölge halkının tek temsilcisi PKK miydi?"
Bölgede birçok parti, STK ve alimler gibi güç dengesi varken, sadece PKK'nin temsilci olarak kabul edildiğini belirten Demir, "Bölge halkının tek temsilcisi PKK miydi? Hükümet bu adımları atarken, PKK'de daha önce görülmemiş şımarıklık meydana geldi. Bölge Müslümanları olarak bizler birçok kardeşimizi şehit verdik." ifadesini kullandı.
"O günlerde devlet de güvenlik güçleri de ortada yoktu"
6-8 Ekim'de partilerine yönelik ciddi bir saldırının olduğunu hatırlatan Demir, "Hükümet ise çok etkisiz ve yetkisiz kaldı. O azgın güruh, Müslümanların en özel ve duygusal olduğu bayram gününde tüm güçleriyle saldırı gerçekleştirdi. O günlerde devlet de güvenlik güçleri de ortada yoktu. Rabbimize şükürler olsun ki saldırılar Allah'ın yardımıyla bertaraf edildi." dedi.
"FETÖ ve PKK ortaklaşa eylem düzenledi"
3 gün boyunca Mustazaflar Cemiyeti Adana Şube binasının saldırılara maruz kaldığını dile getiren Adana Umut Kervanı Başkanı Abidin Serin, doğu illeri kadar olmazsa da Adana'da da saldırıların yaşandığını belirtti.
Kolluk kuvvetlerinin, yapılan saldırılara müdahale etmediğini vurgulayan Serin, "6-8 Ekim olayları da FETÖ ve PKK'nin ortaklaşa planladığı bir eylem olduğu ortaya çıktı. Tabi bu örgütler kendi başına bu kalkışmayı yapmadı. Arkalarında ABD, Avrupa ülkeleri ve siyonist işgal rejimi var. İnkarcıların her olayda yaptıkları hata şudur ki, Allah'ın da bir hesabının olduğunu unutuyorlar. Rabbimizin hesabı, onların tüm hesaplarını alt üst etti." ifadelerini kullandı.
PKK'nin büyük bir ifsat projesi yürüttüğünü ve karşısında hiçbir Müslüman yapıyı istemediğini belirten Serin, dönemin ABD konsolosu John Espinoza'nın sürekli bölgeye gidip geldiğini ve her ziyaretinden sonra da PKK'nin saldırılarda bulunduğunu hatırlattı.
Şehitleri bir kayıp olarak görmediklerini ifade eden Serin, "Bir davanın şehidi ve gazisi yoksa, kendisini yoklaması lazım. Allah-u Teala bir camiadan şehitler ediniyorsa, bu o davayı sevdiğinin bir işaretidir. Dolayısıyla şehitlerimizin ardından üzülmek değil, sevinmek gerekir. Bizi üzen ayrılıktır. O kardeşlerimiz şu an rahatlık içerisindeler. Bizse sıkıntılar içerisinde yaşamaya devam ediyoruz." diye konuştu.
HÜDA PAR Tarsus İlçe Başkanı Hikmet Tanış, 6-8 Ekim saldırılarının ilk yaşandığı ilçenin Tarsus olduğunu, parti üyelerinin taziyesine giderken, saldırılarının ortasında kaldıklarını söyledi.
Tanış, "Üyelerimizle beraber saldırıların ortasında kaldığımız için kendimizi kurtaramadık. Saldırıya maruz kalıp yaralandık. Her ne kadar üyelerimizi kurtarmaya çalıştıysak da kendimizde yaralandık. Benim aracımı da orada yaktılar." dedi.
"Bir üyemiz gözünü kaybetti"
Üyelerinin evlerine saldırıların düzenlendiğini ve diğer illerde olduğu gibi Mersin'de de kolluk kuvvetlerinin müdahale etmediğini aktaran Tanış, "Sırf derneğe saldırı yapmak için Mustazaflar Cemiyeti binasına 5 kilometre uzaklıktan bir mesafeden yürüyerek geldiler. Birçok üyemiz yaralandı, yaralılarımızdan biri gözünü kaybetti bir diğerinin ise elmacık kemiği kırıldı. Müslümanlar uhuvvet içerisinde bir araya gelmelidir. Eğer birlik olunmazsa değişik işkence ve zulümler görmek zorunda kalacağız. Bizler yaralıydık ve bırakın ambulansın gelmesini, kolluk kuvvetleri dahi gelmedi. Nerede bir sakallı ve tesettürlü varsa saldırının hedefi oldu. Aradan 6 yıl geçti yeni yeni tutuklamalar oluyor. Ne yazık ki geciken adalet, adalet değildir." diye konuştu.
Derneklerine taş ve molotofla saldırı düzenlendiğini dile getiren Şura Der'in dönem başkanı Velit Demir, yapılan saldırılar nedeniyle derneklerinin kullanılmaz hale geldiğini söyledi.
O dönemki saldırıların hedefinde HÜDA PAR olduğunun altını çizen Demir, "Ben inanıyorum ki bölgede yükselen İslam'ın gür sedasından rahatsız oldular. Bundan dolayıdır ki 6-8 Ekim olaylarında caniler, direk Müslümanları hedef aldılar. Bizlere saldırdılar. Saldırılarının hedefinde İslam ve Müslümanlar vardı. Saldırı esnasında dernekte kardeşlerimiz olsaydı sonucu ölümlerle neticelenebilirdi. Yetkililerin gaflet içinde olduklarını gördük. 6-8 Ekim olaylarında da İslam karşıtlarının yapmak istedikleri vahşi saldırı Rabbimizin yardımıyla def edildi. İhlaslı ve samimi olarak çalışan camiaların eksiklerini Allah tamamlıyor. Yeter ki Müslümanlar ayakları sağlam bir şekilde din üzerinde durabilsin." diye konuştu. (İLKHA)