• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Katarakt hastalığı bir halk sağlığı sorununa dönüştü
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dünyada her yıl ekim ayının ikinci perşembesi olan "Dünya Görme Günü" vesilesiyle yürüttüğü farkındalık çalışmaları kapsamında göz sağlığı ile ilgili Türk Oftalmoloji Derneği (TOD) Genel Başkanı Prof. Dr. İzzet Can’ın katkılarıyla çalışma yapan bir şirket, sıkça görülen göz hastalıkları ve tedavileri hakkında önemli bilgiler paylaştı.

"Görme kalitesini bozan faktörlerin başında da sık görülmesi nedeniyle astigmatizmanın geliyor"

Dünyada tedavi edilebilir körlük sebeplerinin yaklaşık yarısının halk arasında ‘göze perde inmesi’ olarak bilinen kataraktın oluşturduğuna belirten Can, günümüzde katarakt cerrahisinin geçmişte olduğundan farklı olarak hedeflerinin değiştiğini, öncelikle görme kalitesini amaçladığını , görme kalitesini bozan faktörlerin başında da sık görülmesi nedeniyle astigmatizmanın geldiğini ifade etti.

Can, katarakt cerrahisi yapılan hastaların en az üçte birinde görme kalitesini bozacak derecede anlamlı astigmatizmanın bulundFuğunu, sık görüldüğü için bu durumun esasında bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı.

Pandemi döneminin, göz sağlığı ile ilgili bahsedilen durumları değiştirmediğini söyleyen Can, hasta-doktor bulaş riskleri konusunda güncel önlemlerin daha da hassasiyetle alınması sonrasında katarakt ameliyatlarının ya da diğer göz ameliyatlarının, klinik imkanları izin verdiği sürece aksatılmadan yapılabileceğini belirtti.

Covid-19 ile birlikte tartıtşılmaya başlanan kontakt lens kullanımıyla ilgili olarak da konuşan Can, gerekli hijyen koşullarına uyulduğu sürece kontakt lenslerin kullanımının herhangi bir ilave risk oluşturmadığını söyledi.

"Göz hastalıkları alanındaki her türlü tıbbi ve cerrahi tedavi zorunlu nedenler olmadıkça aksatılmamalı"

Pandemi sürecinde de göz sağlığına azami önem gösterilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. İzzet Can, en sık yapılan katarakt ameliyatlarından, göz içi enjeksiyon tedavilerine, kırma kusuru kontrollerinden, kontakt lens kullanımına dek göz hastalıkları alanındaki her türlü tıbbi ve cerrahi tedavinin zorunlu nedenler olmadıkça aksatılmaması gereğine ifade etti.

Katarakt ameliyatı öncesinde tüm hastaların en az üçte birinde görme kalitesi üzerinde olumsuz etkileri olacak boyutta astigmatizma sorunu olduğunu belirten Can, ameliyat sırasında kullanılacak bazı ilave tekniklerle bu sorunun azaltılabileceğine ya da torik göz içi lenslerinin kullanılması ile hemen tamamen giderilebileceğine söyledi.

Can, “Astigmat düzetme işlevi gören torik göz içi lenslerinin 2018 Türk Oftalmoloji Derneği verilerine göre ameliyatlarda kullanılma oranı yüzde 2, 75 iken, 2020 yılında yapılan farkındalık çalışmaları ve eğitim programlarının bir sonucu olarak bu oran yüzde 7’ye yükseldi. Ancak bu oran dahi ne yazık ki hala Avrupa ve Amerika ortalamalarının altındadır.” dedi.

Kataraktın göz merceğinin bulanıklaşarak daha az ışık geçirmesi ile giden bir hastalık olduğunu söyleyen Can, astigmatizmanın da göz yüzeyinin, özellikle kornea tabakasının, küresel yapısından saparak kadranlarındaki kırma güçlerinin eşitsizlik göstermesi ile geliştiğini belirtti.

"Katarakt ameliyatlarının yaklaşık yüzde 38’inde astigmatizma düzeltici yaklaşımların kullanılmaması gözlük bağımlılığına sebep oluyor"

Dünyada körlük nedenleri arasında birinci sırada yer alan ve ilaç veya gözlükle tedavisi ve ilerlemesinin durdurulması mümkün olmayan katarakt için tek tedavi yolunun ameliyat olduğunu hatırlatan Can,

"Günümüzde FAKO (Fakomelsifkasyon) adı verilen rutin cerrahi teknikle bulanıklaşan mercek, ultrasonik titreşimlerle küçük parçalara ayrılarak aynı anda emiliyor. Ardından merceğin çevresindeki zarın içine yapay göz içi lens yerleştiriliyor. Hastaların ihtiyaçlarına göre tek odaklı veya çok odaklı lens seçenekleri kullanılabiliyor. Katarakt ameliyatı olan hastaların yaklaşık yüzde 38’inde ameliyatlarda astigmatizma düzeltici yaklaşımların kullanılmaması ameliyat sonrası gözlük bağımlılığına, ve kontrastı düşük görme kalitesi sorunlarına yol açmaktadır. Bu durum hem hasta sağlığı, hem de ekonomik anlamda bir kayıptır.” diye konuştu.

Pandemi sürecinde eğitimler sanal ortamda hız kesmeden devam ettiklerini söyleyen Can, bu misyon çerçevesinde eğitime ve gelişime verdiği koşulsuz destek için de şirkete teşekkür etti. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir