İdeal Ufkumuza Yönelebilmemiz İçin Gerekenler
Birincisi: Yalnız kalmamaktır. Sürüden ayrılanı kurt yer. Önceleri hayıflanmakla işe başlar. Bu esasen iyidir ancak yeterli değildir ve devamlılık arz etmez. Sonra arkadaşlarının yaptıklarını hafife almaya derken basamak basamak ilerleyen bu tavırlarıyla en sonunda bütünüyle, dawa düşünce mefkuresini inkara ve yapılan işlerin lüzumsuzluğunu iddiaya başlar. İşte mahvolmaya namzet bir zavallı. İlk başta onu bu hale getiren yalnızlık ve cemaatten uzak kalış hemen telafi edilmedikçe onun bu kötü akıbetinden kurtulması düşünülemez. Öyleyse böyle bir neticeye götürmesi muhtemel kapılar, ta baştan kapalı tutulmalıdır.
İkincisi: Daima ölümü düşünme’dir. Bizi bitirip tüketen tul-i emeller, ancak ölümle kesilip atılabilir. Hele, bütün dostların kabrin öbür tarafında bizi bekledikleri düşüncesi, hele gerçek saadet ve bahtiyarlığın, kabir koridorunun öbür ucunda bulunduğu inancı… Evet, bir küheylan gibi… Çünkü o yorulma bilmez, mazeret ileri sürmez. Dermanının bitim noktasına kadar koşar, çatlar ve ölür. Ancak ona ölüm mazeret olur. Bu yönüyle ben atı çok severim, ve her dawa adamının ona benzemesini isterim.
Üçüncüsü: Kendimize, mutlaka, bizi ikaz edecek ve bizde bir gevşeme müşahede ettiğinde hayırhahlık yapabilecek bir arkadaş seçmeliyiz. İlk bakışta böyle bir şey nefsimize ağır gelebilir, ancak, dini hayatımız adına çok mühim ve müsbet neticeler doğuracağı şüphesizdir. İyi dost Hızır çeşmesi gibidir. Kendinizde biraz gevşeklik ve kalbinizde biraz sarsıntı, hatta heyecansızlık hisseder etmez hemen ona koşup “Bana bir şeyler anlat!” deyin ve derdinizi söyleyin ve hiç şüpheniz olmasın ki, böyle bir dost sizin elinizden tutacak yeniden aydınlık bir iklime kavuşturacaktır. Zahiren onun sözlerinde bir ekşilik ve iç burkuntusu duyabilirsiniz; fakat mühim olan işin neticesidir. İlk neşter darbesine katlandıktan sonra, her an onun yüz misli size ızdırap veren yaraların sancılarından kurtulacak ve dinen ızdırabınız ruhani bir zevkle yer değiştirecektir.
Hüseyin Yaman / Yaş: 20