Gaziantep’te küçükbaş hayvan sayısını arttıracak proje geliştirildi
Gaziantep’te küçükbaş hayvancılığı geliştirmek, koyun yetiştiriciliğini yaygınlaştırmak ve kırsalda yaşayan vatandaşların hayat standartlarını yükseltmek amacıyla “Köyümde Yaşamak İçin Bir Sürü Nedenim Var Projesi” hayata geçirildi.
Gaziantep Valiliği koordinasyonunda Büyükşehir Belediyesi, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Gaziantep Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği ve Ziraat Bankası Gaziantep Bölge Müdürlüğü iş birliğinde geçtiğimiz gün imzalanan protokol ile hayata geçirilen proje hayvan yetiştiricilerinden büyük bir ilgi gördü.
Proje ile ilgili bilgi veren Gaziantep Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Osman Türkman, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini yaygınlaştırmak istediklerini ve bu proje ile birlikte Gaziantep’in hayvancılıkta Türkiye'nin lokomotifi olacağına dikkat çekti.
Türkiye'de hayvancılık denildiğinde özellikle büyükbaş hayvancılığın akla geldiğine dikkat çeken Türkman, sektörde küçükbaş hayvancılığın da önemli bir yer tuttuğunu söyledi.
Türkiye'de küçükbaş hayvancılığın her geçen gün gelişmekte olduğunu ifade eden Türkman, koyun ve keçi yetiştiricilerinin özellikle kriz dönemlerinde hayvancılığın sigortası durumunda olduğunu belirtti.
Pandemi döneminde hayvancılığın öneminin daha iyi anlaşıldığına dikkat çeken Türkman, çiftçilerin ve hayvan yetiştiricilerinin kıymetlerinin bilinmesini istedi.
Küçükbaş hayvancılık sektörünün büyüdüğüne dikkat çeken Türkman, “Ülkemizde küçükbaş hayvancılık her geçen gün biraz daha rağbet görüyor. İnsanlar özellikle küçükbaş hayvancılıkta meralarda yararlanma imkânlarını buldukça küçükbaş hayvancılığı daha çok yapmaya çalışıyorlar. Bu anlamda ilimizde her geçen gün hem üye sayımız hem de küçükbaş hayvancılık yapmak isteyen vatandaşlarımızın sayısı çoğalıyor.” dedi.
“Tarım ve hayvancılığa sahip çıkmayan ülkeleri zor günler bekliyor”
Her sektörde olduğu gibi hayvancılık sektöründe de sıkıntıların olduğunu anımsatan Türkman, şunları söyledi:
“Özellikle yem başta olmak üzere girdi maliyetleri yüksek. Fakat tüm bu sıkıntılara rağmen bir şekilde hayvancılığı çoğaltmaya, hayvan sayımızı artırmaya çalışıyoruz. İnsanların günlük yaşamları için gerekli olan gıda tarım ve hayvancılıktan elde ediliyor. Yani tarım ve hayvancılık birbirinden ayrılmaz ikilidir. İnsanın yaşamı için gıda gerekiyor, gıda ise tarım ve hayvancılıktan elde ediliyor. Bu yüzden hayvancılık insanların yaşamında oldukça önemlidir. Örneğin pandemi sürecinin ilk günlerinde sokağa çıkma yasağı ile insanlar marketlere hücum etti. Çünkü yaşamlarının sürdürebilecek, ihtiyaç duyabilecek gıdaları almak için marketlere hücum ettiler. Oysa kimse galerilere hücum edip araba almadı. Ya da kimse mobilya mağazasına hücum edip evdeki koltuklarını değiştirmek için koşmadı. Kimse mobilya, beyaz eşyaya ve giyim mağazasında koşup gitmedi. Ama herkes marketlere erzakını almak üzere koştu. Gıda araziden, ağıldan geliyor. Gıda, tarım ve hayvancılıktan geliyor. Bu yüzden özellikle hep söylediğimiz bir şey var; önümüzdeki yıllarda tarım ve hayvancılığa ve çiftçisine sahip çıkmayan ülkeleri gerçekten zor günler bekliyor. Eksikliklerimizi var ama buna rağmen tarım ve hayvancılıkta doğru işlerde yapılıyor. Bu pandemi sürecinde tarım ve hayvancılığa, çiftçiye üreticiye ve köylüye daha çok sahip çıkmamız gerektiğini öğrendik. O yüzden bizim bu insanlara sahip çıkmamız gerekiyor.”
Türkman, Gaziantep Valiliği koordinasyonunda Büyükşehir Belediyesi, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Gaziantep Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği ve Ziraat Bankası Gaziantep Bölge Müdürlüğü iş birliğinde geçtiğimiz gün hayata geçirilen “Köyümde Yaşamak İçin Bir Sürü Nedenim Var Projesi” ile ilgili bilgi verdi.
“Projenin ilk etabı 10 Eylül 2020 tarihinde başladı”
Proje ile amaçlarının küçükbaş hayvancılığı yaymak ve hayvan yetiştiricilerine sahip çıkmak olduğunu belirten Türkman, “Projenin ilk etabı 10 Eylül 2020 tarihinde başladı, 10 Eylül 2021 tarihinde de sona erecektir. Üreticinin İlçe Tarım Müdürlüğüne kayıtlı işletmesi olmalıdır. Bulunduğu ilde ikamet etmelidir. Kişi faal olarak küçükbaş hayvancılık yapıyor olmalı veya daha önce hayvancılık yapmış olmalıdır. En az 100 adet ve üzeri hayvanlık sürüyü alacak kapasite de ağılı olmalıdır. İşletme şahsın kendi malı veya kiralık da olabilir. Ancak kiralık ise kira sözleşmesi en az 7 yıl olmalıdır. Başvuru için şahıs veya şirket olması fark etmez. Sadece 2 kişi kefil olmalıdır. Kendisinin ve kefillerinin kredi almasına engel bir durumu güncel sorgu da icra, haciz ve herhangi bir banka da borç takibi olmamalıdır. Banka gerek görürse teminat isteyebilir.” diye konuştu.
Sadece dişi koyunun proje kapsamında olduğunu ifade eden Türkman, alınacak koyunların yurt içinde doğmuş, 6-24 aylık dişi, ivesi ırkı veya ivesi ırkı melezi olması, kişinin işletmedeki koyun sayısının en az 100 adete tamamlanması gerektiğini belirterek, keçi alımının ise proje kapsamında olmadığını söyledi.
Proje devam ettiği sürece hayvan sayısının 100’ün altına düşmemesi gerektiğini belirten Türkman, “100 adetin altına düşürülürse hayvanların yerine en az 30 gün içinde aynı vasıflarda yeni hayvan eklenmelidir.” uyarısında bulundu.
Projeden faydalanmak isteyen üreticinin 2 kefili bulamaması durumunda mal varlığını güvence olarak gösterebileceğini belirten Türkman, proje kapsamında alınan hayvanların 7 yıl boyunca sigorta işlemlerinin de yapılacağını bildirdi.
“Hayvan alımları tedarik firmaları üzerinden yapılacak”
İşletmelerin 3’er aylık dönemlerle kontrol edileceğini ve hayvan sayılarını yazılı olarak bildirileceklerini belirten Türkman, “Üreticinin işletmesi var ama tüm hayvanları elden çıkarmış ağılında hiç hayvanı yoksa projeden faydalanabilir. Hayvan alımları tedarik firmaları üzerinden yapılacak, para hayvan tedariki sağlayan firmalara ödenecektir. Ziraat Bankası koyun alım fiyatları için üst limit şu anda bin 750 lira olup fiyatlar dönemler halinde güncellenecektir. Bin 750 lira üzerinde koyun alımı yapılırsa aradaki farkı faydalanıcı ödeyecek. Proje süresince işletmenin yem ihtiyacı anlaşma yapılan firmalardan alınacaktır. Proje süresince kesimi yapılacak hayvanlar anlaşma yapılan kombinalarda kestirilecektir. Proje süresince elde edilen sütler anlaşma yapılan süt işleme firmalarına satılacaktır.” şeklinde konuştu.
Proje başvurularının ilçe tarım müdürlüklerine yapılacağını belirten Türkman, başvuruların ise 21 Eylül pazartesi gününden itibaren başlayacağını bildirdi.
Alınan başvuruların Ziraat Bankası bölge müdürlüklerine gönderileceğini, uygun görülen başvuru sahiplerine duyuru yapılacağını, üreticinin gerekli evraklar ile ilçesindeki Ziraat Bankası şubesine veya hesabının bulunduğu Ziraat Bankası Şubesine gidip işlemlerini başlatacağını bildirdi.
“Üreticilerimizin bu projeden faydalanmalarını istiyoruz”
Türkman, diğer illerde de valilik ile Ziraat Bankası arasında protokol imzalandığı takdirde projenin uygulanacağını ve faydalanmak isteyenlerin başvuru yapabileceğini belirterek, şöyle devam etti:
“Özellikle bugüne kadar kredi kullanamayan, kullanma imkânı olmayan, arazisi olmayıp da ipotek veremeyen, tapusu olmayan yetiştiricilerimiz için bu proje güzel bir projedir. Bizim yaklaşık bin 700 civarında hayvan sayımız, 100’ün altında olan işletmemiz var. Özellikle bu işletmelerimizin öncelikle bu projelerden faydalanmalarını bekliyoruz. Dolayısıyla 100’ün altındaki işletmelerimizdeki hayvan sayılarının ortalamasını aldığımız zaman 51 tane hayvana denk geliyor. Burada yüzde 50 boşluğumuz var. Özellikle bu küçük üreticilerimiz inşallah hayvan sayılarını 100'ün üzerine çıkarır. 100'ün üzerine çıkartmaları ile beraber hem normal desteklemelerini alacaklar hem de 5 bin lira çoban desteğinden faydalanmış olacaklar. Onun dışında devletin vermiş olduğu sürü büyütme desteğinden de faydalanmış olacaklar.”
Türkman, “Her projenin eksik yönleri olduğu gibi bu projenin de muhakkak eksik yönleri vardır. Ama projenin geneline bakmamız lazım. Projenin geneline baktığımızda biraz daha ayakları yere basan ve biraz daha küçük işletmelerin önünü açan bir proje olduğu için inanıyorum ki ilimize, ülkemize ve üreticilerimize faydalı olacaktır.”diye konuştu. (İLKHA)