Gıda mühendisleri: Tağşiş gıdalara verilen cezalar caydırıcı değil
Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, taklit ve tağşişe verilen cezalar çok az, denetimlerin de yetersiz olduğunu söyledi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, 3 gün önce üretiminde taklit ve tağşiş yapılarak piyasaya sürüldüğü tespit edilen, 91 firmaya ait 113 ürünün listesini paylaştı.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın paylaştığı taklit ve tağşiş yapılan ürünler ile firmalarının listesiyle ilgili İLKHA muhabirine açıklamalarda bulunan Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, bakanlık tarafından verilen cezaların caydırıcı olmadığı için taklit ve tağşişin önüne geçilemediğini ifade etti.
Gıda ürünlerinin fiyatlarında meydana gelen artışlar nedeniyle de tüm gıda ürünlerinde taklit ve tağşiş oranlarının arttığına dikkat çeken Aydın, gıda işletmelerine yönelik denetimlerin yetersiz olduğunu ve denetimlerinin artması gerektiğini ifade etti.
Gıda ürünlerinde taklit ve tağşiş yapan firmalara uygulanan para cezaları çok az olduğunu ifade eden Aydın, “Bu verilen cezalar üreticinin kazandığının çok altında kalmaktadır.” dedi.
Aydın, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı son listede, aynı firma iki senedir ifşa listelerinde aynı uygunsuzlukla yer aldığına dikkat çekerek, “Listelerde ifşa edilmesine ve ceza uygulanmasına rağmen firmanın aynı uygunsuzlukları yine tekrarladığı görülüyor. Bu firma aldığı cezadan daha fazla kâr elde ediyor ki uygunsuz üretimi sürdürüyor.” diye konuştu.
“Taklit ve tağşişli ürün sayısı artıyor”
Gıda sahteciliğinin tehlikeli bir boyuta ulaştığını belirten Aydın, “Geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı ifşa listesi yayınladı. 2012 yılından bu yana 3 bin 605 üründe taklit ve tağşişe rastlanmıştı. İki gün önce Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlanan listede 91 adet firmada 113 farklı ürün de taklit veya tağşişe rastladık. Taklit; ürünün bileşiğin özellikleri itibariyle sahip olmadığı bir durumu sahipmiş gibi göstermesidir. Tağşiş; ürün içerisindeki pahalı bir bileşeni çıkartıp yerine daha ucuz bir bileşen koymak yoluyla mevzuata aykırı üretimdir. Gıdada en sık rastlanan bu taklit ve tağşiş Türkiye'de iki gün önce Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan denetim ile ortaya çıktı. Alkollü içeceklerden süt ürünlerine baharatlardan et ürünlerine, çikolataya, bitkisel yağlara ve gün içinde tükettiğimiz hemen hemen tüm ürünlere kadar gıda sahteciliği ve gıda hileleri önemli bir boyuta taşınmıştır.” dedi.
“Gıda ürünlerinin fiyatlarındaki artış taklit ve tağşiş oranlarının arttırıyor”
Aydın, gıda fiyatları, tarım ve orman ürünlerinin maliyetleri arttıkça taklit ve tağşişin, gıda hileleri ile sahtekarlığının arttığına dikkat çekerek, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaptığı bu son çalışmada da görülüyor ki gıda hilelerinde bir artış söz konusu. İnsanların alım güçleri düşüyor ve gıda ürünlerinin maliyetleri giderek artıyor, hayat pahalılaşıyor. Bu pahalılığın yanında sahtekarlar boş durmayacak, bir şekilde onlar da rekabet ortamında haksız rekabet sağlamak için halkın sağlığını, gıda güvenliğini ve can güvenliğini tehlikeye atmaktan maalesef geri durmayacaklardır, geri durmadıklarını da görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Gazlı içecekler ve çikolatalarda daha çok hile yapılıyor”
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından taklit, tağşiş yaptıkları ve ilaç etken maddesi ilave ettikleri tespit edilen toplam 91 firmaya ait 113 parti ürün ve firmanın açıklandığını, bu firmalar arasında sahtecilik yapan alkollü ve alkolsüz içecek firmalarının da yer aldığına işaret eden Aydın, şunları söyledi:
“Genelde alkollü içeceklerde butil alkol kullanılıyor. ‘Tersiyer butil alkol’ dediğimiz, artık butil alkolün yerine kullanılan yine toksit etkisi olan, karaciğerde ve pankreasta kansere neden olan, akut belirtileri yani aniden ortaya çıkan belirtiler gösteren bir toksit alkol ürün. Bu alkol ürünlerinde çokça kullanılan bir tağşiş. Alkollü içeceklerde tersiyer butil alkole rastlandığını görüyoruz. Gazlı içeceklerde ve çikolatalarda, özellikle de enerji verdiğini iddia eden gazlı içecek ve çikolatalarda da daha çok taklidin yapıldığını, içerisine sildenafil denilen bir ilaç etken maddesi katılarak sahte bir enerji hissi, ilaç kaynaklı bir enerji hissi verildiğini görüyoruz.”
“Zeytinyağında tağşiş artıyor”
Arıcılık ürünlerinde ve bitkisel yağlar ile zeytinyağında son yıllarda çok fazla tağşişin arttığına dikkat çeken Aydın, “Özellikle Türkiye'nin arı varlığı, arı sayısı ve arıcı sayısına bakıldığında piyasadaki ürün miktarına ve üretici sayısı arasındaki miktarlara bakıldığında bir oransızlık olduğunu biliyorduk. Yapılan analizlerde de arıcılık ürünlerinin genelde süzme ballarda fruktoz ve glikoz şuruplarının karıştığını görüyoruz. Bir diğer tağşiş de uzun zamandan beridir bitkisel yağlarda var. Özellikle karışım yağlar pahalı yağların içerisine karıştırılarak oransal olarak pahalı ürünün maliyeti düşürülmeye çalışılıyor. Son dönemde bakanlığımız tarafından yapılan analizlerde gördük ki zeytinyağında da çok fazla tağşiş var. İçerisinde çok fazla farklı tohum yağları ve farklı yağ asitlerine rastlanıyor. Zeytinyağı fiyatının giderek artması ve talebin artarken arzın belli bir noktada sınırlı kalması taklit ve tağşişin zeytinyağında ve diğer yağlarda bu gıda sahteciliğinin devam edeceğini gösteriyor.” şeklinde konuştu.
“Tağşiş halk sağlığını önemli ölçüde tehdit etmektedir”
Baharat ürünlerinde yapılan sahtekârlığın önüne geçilemediğini belirten Aydın, “Baharat ürünlerinde de süre gelen, çok sık yapılan bir sahtekârlıktır. Baharat ürünlerine boya karıştırılması, ürünlerin tüketiciye daha cazip görünmesi için içerisinde gıda boyasının olduğu tespit edilmiş. Baharat ve bitki çaylarında da gıda boyasına ve ilaca rastlanmış. Daha sonra bu 113 ürünün çoğunluğunu kapsayan et ürünlerini gördük. Et ürünlerinde ise daha çok köfte, kıyma ve lahmacun gibi boyutu küçültülmüş, kıyma haline getirilmiş, karışım halinde satılan et ürünlerinde; kanatlı eti, taşlık, hayvanların ve ticari olarak insanlar tarafından çok tüketilmeyen, beğenilmeyen kısımlarının boyutu küçültülerek bu ürünlerin içerisine karıştırılmış. Ürünlerin mali değerleri düşürülmüş, aynı zamanda kontrolsüz ve mevzuata aykırı yapılan bu tağşiş halk sağlığını önemli ölçüde tehdit etmektedir. Bu karkas ürünlerinin içerisine katılan kanatlı hayvanların son kullanma tarihlerini, izlenebilirliklerini ve hangi çiftliklerde yetişmiş bunları bilmiyoruz. İçine taşlık olarak çekilen et ürünlerinin izlenebilir olmadığı için bu da çok tehlikeli, çok önemli bir risktir.” diye konuştu.
“Hazırlanmış, çekilmiş ve karışım haline gelmiş et ürünleri tüketilmemelidir”
Et ve et ürünleri alırken tüketicilerin dikkat etmesi gereken hususlar konusunda bilgi veren Aydın, “Et ürünleri tüketirken kasaptan veya alışveriş yaptıkları yerlerde kendi etlerini kendilerinin çekmelerini gözlerinin önünde çekilmesini istemeleri lazım. Daha önceden hazırlanmış, çekilmiş ve karışım haline gelmiş et ürünlerini tüketmekte çok büyük riskler var. Sucukta da at eti bulundu. Kamuoyunda tanınan ve bilinen insanların, bilindik markaların, tüketiciye yüklü miktarda ürün tedarik eden firmalarında bu tip sahtecilik ve hileye bulaşması olayın boyutunu anlamamız açısından önemlidir.” dedi.
“Denetimlerin arttırılması, cezaların caydırıcı olması lazım”
İnsanların tüketim noktasında yeterince bilinçli olması ve tüketiciyi bilinçlendirmede en büyük rolün kamuoyuna, Tarım ve Orman Bakanlığı’na düştüğünü ifade eden Aydın, şöyle devam etti:
“Bakanlığımızın kamu spotlarını, tüketiciyi bilinçlendirme çalışmalarını, gıda ile ilgili eğitimleri daha da artırması lazım. İlkokul düzeyinden akıllı bir tüketici iyi bir tüketici nasıl yetiştirilir, bir yandan bunu sağlaması ve bir yandan da denetimlerini sıklaştırması lazım. 8 yılda sadece 3 bin 600 firma tespit edildi. Bunlar yakalananlar, buzdağının görünen yüzü olduğunu düşünürsek henüz yakalanmayan bakanlık tarafından tespit edilmeyen, analizi yapılmamış binlerce sağlıksız ürünün dışarıda gezdiği ile ilgili çok ciddi kaygılarımız var. Vatandaşları ‘Alo 174’ hattını etkin olarak kullanmaları, şüphelendiği her durumda alo gıda hattını aramalarıkonusunda uyarıyoruz. İyi bir tüketici, bilinçli bir tüketici ‘en iyi deneticidir’ diyoruz. Vatandaşları tüketim alışkanlıklarını gözden geçirmelerini ve bilinçli bir tüketici olmak için bu konudaki okuryazarlıklarını artırmalarını rica ediyoruz.”
“Halkın sağlığı korunmalıdır”
Mevcut yasal düzenlemelerde gerekli değişikliklerin gecikmeksizin yapılması, insan sağlığını olumsuz etkileyecek gıda faaliyetinde bulunanlara daha caydırıcı cezai müeyyidelerin uygulanması gerektiğini belirten Aydın, “Tarım ve Orman Bakanlığı'nın da daha çok gıda denetimi, daha etkin gıda denetimi ile halk sağlığını, gıda güvenliğini, gıda güvencesini garanti altına alması gerektiğini düşünüyoruz. Birçok güvenlik sorunu ulusal medyada, kanallarda ve haberlerde gündem oluştururken gıda güvencesi en az konuşulan konulardan biridir. Özellikle içinde bulunduğumuz ortamda dövizin artışı, gıda ürünlerinin hammadde fiyatlarının inanılmaz artması gıda sahteciliği riskini daha da arttırıyor.” şeklinde konuştu. (İLKHA)