Füze kalkanı, Patriotlar, Teröre finansman yasası, FBI ajanları, Büyükelçinin açıklamaları...Müstemleke Miyiz?
Türkiye`de son zamanlarda meydana gelen bazı olaylar hükümetin güçlü devlet söylemlerinin çok da gerçekçi olmadığını gözler önüne seriyor. Özellikle ABD Büyükelçisinin bir müstemleke valisi edasıyla yaptığı son açıklama, &`;Nasıl bu sürece gelindi?” sorusunu akıllara getiriyor. İşte, o siyasi süreç…
ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone, gündeme dair yaptığı son açıklamasında isim vermeden Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda yargılananları savunarak bir kez daha müstemleke valisi gibi davrandı. Ricciardone’nin açıklamasına sert tepki gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Ricciardone haddini bilmeyi öğrenememiş” dedi. Peki, Türkiye’nin bir büyükelçi tarafından bile eleştirilebilecek hale düşmesi sürecine nasıl gelindi.
FÜZE KALKANI DAYATMASI
Türkiye bütün komşularıyla sıfır sorun politikası yürüttüğü bir dönemde ABD tarafından Türkiye’ye füze kalkanı kurulması talep edildi. Toplumun her kesiminden yeni bir ABD üssü anlamına gelen radar üssüne tepkiler yağdı. Türkiyeyle ilgili herhangi bir olağanüstü durum olmamasına rağmen radar sisteminin dayatılmasının ardında israili koruma düşüncesi olduğu ortaya çıktı. Türkiye’nin de israille ilişkileri gergin olduğu bir dönemde füze kalkanına izin vermesi ayrıca akıllarda soru işaretlerine denen oldu. Füze kalkanının kurulmasının ardından komşularla ilişkiler gerildi. Türkiye’nin sıfır sorun politikası sıfır dost politikasına dönüştü.
TÜRKİYE TOPRAKLARINDA PATRİOT
Türkiye sınırına Patriot kurulacağı söylentileri kamuoyuna yansıdığında hükümet tarafından ani bir açıklama yapılarak patriotların Türkiye tarafından talep edildiği söylendi. Patriotların kurulmasıyla ilgili yapılan yorumlar ise bunun tam tersini söylüyordu. Yorumlarda ABD’nin dayatmasıyla patriotların kurulduğu belirtiliyordu. Nitekim patriotların kurulması ve aktive edilmesinden hemen sonra İsrailin Suriye’ye hava saldırısı düzenlemesi dikkat çekti.
TERÖRE FİNANSMAN YASASI DAYATILIYOR
İşgalci devletlerin yeni işgallerine hukuki zemin hazırlayan ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından uluslararası terörizmin finansman kaynaklarını engellemek iddiasıyla bir sözleşme hazırlandı ve bu sözleşmenin üye ülkeler tarafından kabul edilmesi zorunlu hale getirildi. Ancak birçok AB ülkesi bu yasaya imza atmadı. Türkiye ise bir yasa tasarısı hazırlayarak adalet komisyonuna gönderdi. Komisyonda kabul edilen tasarı meclise gönderildi.
BM sözleşmesine göre Terör devleti ABD ve AB’nin terörist olarak ilan ettiği örgüt, grup, siyasi oluşum ve camialar Türkiye tarafından da terörist olarak görülecek. Eğer tasarı meclisten geçerse terörist ilan edilen bu kuruluşlarla iş yapan bütün kişi, STK, dernek ve şirketler kara terör listesine alınacak. Ayrıca talep edilmesi halinde bu kuruluşların mal varlıkları dondurulabilecek. Yasa bununla da sınırlı değil. Terörist ilan edilen bu kuruluşlar hakkında dava açılıp örgüt üyeliği cezası verilebilecek.
FBI TÜRKİYE’DE CİRİT ATIYOR
ABD’nin Ankara büyükelçiliğine yapılan saldırının ardından FBI ajanları 40 saat sonra Türkiye’ye geldi. FBI ajanlarının saldırıyla ilgili soruşturma başlattığı açıklandı. Burada akıllara gelen soru ise şu oldu: “Acaba ABD veya diğer Batı ülkelerinde Türkiye büyükelçiliğine veya Türkiyelilere yönelik bir saldırı olsaydı Türkiyeli güvenlik görevlileri Amerika’ya veya ilgili Batılı ülkelere gidip bir soruşturma yürütebilir miydi?” Bir dönem Almanya’da yaşanan dönerci cinayetleriyle ilgili söz konusu ülkenin Türkiye’den bilgi talep etmesi ve Türkiye’nin soruşturmaya müdahil edilmeden sadece bilgi vermekle yetinmesi hala hafızalarda. Türkiye söz konusu olayda da Almanya’yı yanlış bilgilendirerek “Hizbullah yapmış olabilir” demişti. Oysa da olayın Alman gizli istihbaratı tarafından işlendiği ortaya çıkmıştı.
BÜYÜKELÇİ TÜRKİYEYİ ELEŞTİRDİ
ABD Büyükelçisi Ricciardone göreve başladığı ilk günlerde Türkiye’deki yargılama ve gözaltılara tepki göstermiş, Başbakan Erdoğan ise “acemi elçi” diyerek büyükelçiyi eleştirmişti. Büyükelçinin son yaptığı açıklama ise Ricciardone’nin hiç de “acemi elçi” olmadığını ortaya koydu. Ricciardone bir kez daha Balyoz ve Ergenekon gibi davalara işaret ederek Türkiye’yi eleştirdi. Ricciardone yaptığı açıklamayla adeta bir Müstemleke valisi yaklaşımı sergiledi. Bu durum ise Türkiye’nin bugüne kadar vermiş olduğu tavizlerin bir neticesi olarak yorumlandı.
....
Yöneticiler dış politikada muktedir olmalı
ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin açıklamalarını ve Amerikan politikalarını eleştiren Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Siyasi ve Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bahattin Temel, hükümet yetkililerine uyarılarda bulundu. Temel, Amerikan tehlikesine karşı uyanık olunması gerektiğini belirterek, “Biz hükümetin, Amerikan politikalarına karşı muktedir olmasını bekliyoruz. İradelerini kendi ellerine almalarını tavsiye ediyoruz. Onlar da Amerika’nın geçmişini çok iyi biliyor ve anlıyorlar. Yöneticilerin bir Amerikan tehlikesine karşı uyanık olmaları lazım” dedi.
ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin bir müstemleke valisi gibi davranamayacağını ifade eden Temel, “Türkiye’nin Amerika’nın bir eyaleti gibi olmasına izin vermeyeceğiz” diyerek ABD’nin Türkiye’nin iç işlerine karışmaması gerektiğini vurguladı.
BİZE KARŞI DÜŞMANLIK BESLEYENLERE MÜSAADE EDİLMEMELİ
Uluslararası ilişkilerin saygı çerçevesinde, hiçbir ülkenin egemenlik hakkını gasp etmeden yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Temel, şunları dile getirdi: “Bizim talebimiz şu: Biz nasıl başka ülkelerin egemenliğine, haklarına saygı göstermek durumundaysak, onlar da aynı saygıyı göstermek zorunda olmalıdırlar. Ellerini eteklerini bizim topraklarımızdan çeksinler. Herkes kendi halkının yararına, menfaatine çalışsın. Bizim özgürlük ve demokrasi adına hiç kimseye ihtiyacımız yoktur. Bu halkın ciddi bir geçmişi vardır, tarihe hep önderlik etmişiz. Şimdi de o misyonu yakalamaya namzediz. Bunun için biz kendi özgürlüğümüzün ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunun için çalışıyoruz ve başka bir ülkenin fikirlerine ihtiyaç duymuyoruz. Tabiî ki karşılıklı saygı çerçevesinde biz herkesle diyalogun olması taraftarıyız. Hiç kimseyle düşmanlık taraftarı değiliz. Ama bize karşı düşmanlık besleyenlere de müsaade etmiyoruz.”