• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Kılıçdaroğlu'dan Davutoğlu'na ziyaret! İşte detaylar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ANKARA (AA) 

Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nu partisinin genel merkezinde ziyaret etti. Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun, Oğuz Kaan Salıcı ve Bülent Kuşoğlu'nun eşlik ettiği Kılıçdaroğlu'nu gelişlerinde Davutoğlu karşıladı.

Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu, yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelere ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dış politikada yalnızlaştığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Mısır'da, Suriye'de ve İsrail'de büyükelçimiz niçin yok? Bir dönem kendi bölgesinin istikrarını savunan ve bu bölgede istikrarın temel aktörü olarak görülen Türkiye, artık böyle görülmüyor. Oruç Reis gemisi neden çekildi? Bakım varmış. Bu ülkenin Dışişleri Bakanı, '90 gün orada görev yapacak.' demedi mi? Dedi. 90 gün dolmadan çekildi mi geri? Çekildi. Kimin talebi üzerine çekildi? Bu ülkede Dışişleri Bakanı kim? Asıl sorulması gereken soru o. Kim Dışişleri Bakanı? İbrahim Kalın mı, Mevlüt Çavuşoğlu mu, Hulusi Akar mı? Dışişleri Bakanlığının, Türkiye'nin dış politikasının belirlenmesinde tümüyle devre dışı bırakıldığını bilmiyor muyuz? Biliyoruz. Herkes konuşuyor, sadece konuşmayan Dışişleri Bakanlığı. Neden? Türkiye, bütün bu olaylar olurken en haklı davasında yalnız kaldı."

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile görüştüğünü, KKTC'ye gitmediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Anlaşma imzaladılar, o anlaşma 1960 anlaşmalarına açıkça aykırı. Türkiye'nin garantörlüğü var. CHP olarak o gün MYK'yi acil topladık ve açıklama yaptık. Dışişleri Bakanlığı biraz böyle mahcup, o da kalktı ertesi gün bir açıklama yaptı. Nasıl bir dış politikadır ki Türkiye, bölgesinde yalnızlaşıyor? Nasıl bir dış politikadır ki değerli yalnızlık haline geliyor? Nasıl bir dış politikadır ki en haklı davamızda yani Mavi Vatan'da yalnız kalıyoruz? Filistin bile yanınıza değil. Erdoğan'ın oturup konuşması lazım, dışişleri bürokrasisinin devreye girmesi lazım. Türkiye'nin çıkarlarını savunması lazım. En haklı davamızda Avrupa Birliği'ni karşımıza aldık, Amerika'yı karşımıza aldık, Rusya'yı karşımıza aldık, Mısır'ı karşımıza aldık. Niçin? Eskiden bunlar bize destek verirlerdi, yanımızda dururlardı Türkiye, Mavi Vatan'da haklıdır diye. Adaların silahlandırılmaması gerekiyordu."

Kılıçdaroğlu, iktidarın bazen Amerika'dan bazen Rusya'dan bazen de Avrupa Birliği'nden gelen telkinlere göre karar verdiğini savundu.

Oruç Reis araştırma gemisinin Yunanistan'ın isteği üzerine çekildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "İlk adımı attınız.' diyorlar, 'Ondan sonra masaya oturacağız.' diyorlar. Türkiye kendi çıkarlarını, Kıbrıs'ın çıkarlarını, Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını savunmak zorundadır." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Neden S-400'ü aktive etmiyorlar? 2,5 milyar dolar verdiniz. Fransa ne yaptı? Yunanistan'a silahlar sattı mı? Evet. Uçaklar verdi mi? Evet. Tatbikat yaptı mı? Evet. O gemiler ki bizim karasularımız diye iddia ettiğimiz yere geldiler mi? Geldiler. Ne yaptık? Erdoğan ne yaptı? Oturdu, içeride asarım keserim kahramanlık yaparım. Bakın dış politikada en son söyleyeceğinizi en başta söylerseniz manevra alanınızı tümüyle kaybetmiş olursunuz. En son söyleyeceğinizi en başta söylediğiniz andan itibaren manevra alanı olmaz, size meydan okurlar ve söyleyecek sözünüz olmaz. Bugün geldiğimiz nokta budur." değerlendirmesinde bulundu.

"Bu tablo kabul edilemez"

Türkiye'nin bir felaketin içine doğru gittiğini ileri süren Kılıçdaroğlu " Asla bunu kabul etmiyoruz. Amerika kalkıp da orada tatbikat yaparsa sen de kalkacaksın S-400'leri aktive edeceksin. Yüreğin, cesaretin varsa. Meydan okuyorsan aktive edeceksin, kimse kusura bakmasın." dedi.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin sıradan bir devlet olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye, Doğu Akdeniz'den vazgeçemez. Türkiye kendi çıkarlarını savunmak zorundadır. Türkiye, Doğu Akdeniz'de gerçekten de rol almak istiyorsa hakkını savunmak istiyorsa Mısır ile süratle bir araya gelmek zorundadır, büyükelçi göndermek zorundadır, ilişkileri büyütmek zorundadır. Doğu Akdeniz'de doğal gaz ve petrol ile ilgili bir grup devlet bir araya geliyor, herkes var, onun içinde sadece Türkiye yok. Filistin de orada. Bu tablo kabul edilemez."

"Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de vazgeçilmez çıkarları var"

Ahmet Davutoğlu da Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki ve Libya'daki politikasının doğru olduğunu belirterek, "Devlet olarak doğru bir çizgide politika ilan edilmiştir ve biz de Gelecek Partisi olarak destek ifade ettik. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de vazgeçilmez çıkarları vardır. En önemli 3 ekonomik sektörümüz Akdeniz sahillerimizdedir. Antalya'da turizm, Mersin'de serbest ticaret ve dış ticaret ile Ceyhan'da enerji. Türkiye'nin bu 3 sektörde dünyaya entegre olduğu yer Doğu Akdeniz'dir. 1850 kilometre sahil ile de Doğu Akdeniz'in en büyük sahildaş ülkesi Türkiye'dir ama şunu söylemek gerekir, Türkiye'nin politikası ne kadar haklıysa ve donanmamızın yürüttüğü faaliyetler ne kadar doğruysa yürütülen diplomasi o kadar yanlıştır." dedi.

Mısır ile derhal Doğu Akdeniz'de münhasır ekonomik bölge görüşmelerinin doğrudan veya dolaylı başlatılması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Çünkü Mısır Afrika'nın en uzun sahiline sahip ülkesidir Doğu Akdeniz'de, biz de Asya'nın. Kıbrıs'a dönük olarak anlaşmaların ihlaline yol açan her türlü eylem karşısında Kıbrıs'ta gerekli adımlar atılmalıdır. Amerikan Dışişleri Bakanı bayrak gösterircesine Rum kesimine inip Türkiye'ye bunun bilgisini verme nezaketi göstermeksizin Ada'dan ayrılmışsa bu bir pozisyondur. Hiçbir zaman Kıbrıs'ta böylesine Türk diplomasisinin daraldığı bir pozisyon oluşmamıştır." ifadesini kullandı.

Ahmet Davutoğlu ve heyetiyle dünyanın ve Türkiye'nin sorunları ile ekonomiyi, demokrasiyi konuştuklarını ve pek çok alanda görüş alışverişinde bulunduklarını ifade eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, demokrasi konusunda ortak söylem oluşturulmasının önemli olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de herkesin düşüncesini özgürce ifade edebileceği, bunun için herhangi bir baskı altında kalmayacağı bir Türkiye özlemini karşılıklı dile getirdiklerini belirtti.

Davutoğlu'na siyasette başarılar dileyen Kemal Kılıçdaroğlu, gelecek süreçte önemli sorunlar olduğunda karşılıklı görüşebileceklerini kaydetti.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu ise dünyada ve Türkiye'de büyük değişimin yaşandığını belirterek, Kovid-19 ile yepyeni bir konjonktürün oluştuğu bir dönemde herkesin en çok ihtiyaç hissettiği hususun, siyasi lidelerin bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunması olduğunu dile getirdi.

Türkiye'de demokratik iklimin sağlam bir temele tekrar dayandırılabilmesi için tüm siyasi liderlerin birbirleriyle konuşabilmesinin önemli olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Bütün siyasi liderlerin, iktidarda olanların da muhalefette olanların da ne kadar sık görüşürlerse insani ve siyasi boyutta o kadar mesafe alınacağı kanaatindeyiz." dedi.

Ahmet Davutoğlu, il kongrelerini tamamladıktan sonra ekim ayında büyük kongrelerini yapacaklarını da söyledi.

"Ziyaret tümüyle bir 'hayırlı olsun' ziyaretiydi"

Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Kemal Kılıçdaroğlu, bir basın mensubunun, "İstanbul İl Başkanı Sayın Canan Kaftancıoğlu'nun Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili sözleri tartışılıyor. Sizin açıklamaya ilişkin değerlendirmeniz nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Dün bu konuda basın toplantısı yapan Genel Başkan Yardımcımız gerekli açıklamayı yaptı. Ama benim merak ettiğim nokta şu; Türkiye'de milyonlarca insan çöp konteynerlerinden geçinirken, özellikle belli bir medya grubunun bunu çok öne çıkarmasını anlamış değilim. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaşayanların hepsinin ortak değeridir."

Kılıçdaroğlu, görüşmede iki parti arasında seçim ittifakı yapılmasının konuşulup konuşulmadığı sorusu üzerine ise görüşmenin "hayırlı olsun" ziyareti olduğunu, dolayısıyla ittifak diye bir konunun gündeme gelmediğini belirtti.

Seçim mevzuatı değişikliğine ilişkin soru üzerine ise Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bir siyasi iktidar, iktidarda kalacağım diye sürekli seçim kanunlarıyla uğraşıyorsa, o gidici demektir. Dolayısıyla yapacakları çalışma ne olursa olsun, yanına MHP'yi alarak acaba biz nasıl iktidarda kalırız, seçim yasasını neye göre değiştirirsek iktidarımızı sürdürürüz, bu arayış içine giren bir siyasal iktidar Türkiye'ye hizmet edemez. Bu arayışa giren bir siyasal iktidar kendisine özel çıkar sağlamaya yönelik düzenleme yapan iktidar demektir. Ülkenin sorunlarını değil kendi sorunlarını çözmeye yönelik düzenlemeler yapıyordur."

Kılıçdaroğlu, demokrasinin yara almaması için her siyasal partinin aldığı oy oranında parlamentoda temsilini istediklerini belirterek, "Yüzde 10 seçim barajı gibi 1980'lerin darbeleri, 70'lerin darbeleri gibi seçim yasasının değişmesi, seçim barajının getirilmesi, bunları asla kabul etmiyoruz. Darbe hukukunu tahkim eden bir siyasi anlayışa da hep karşıyız. Darbe hukukunu tahkim etmek değil, bizim temel hedefimiz Türkiye'nin hukuk sistemini darbe hukukundan arındırmaktır." diye konuştu.

"Siyasi liderlerin görüşmeleri normal bir şeydir"

Ahmet Davutoğlu ise ittifak kavramının Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildikten sonra gündeme geldiğini ve kimi zaman kutuplaştırıcı siyasetin aracı olarak kullanıldığını söyledi.

Her görüşmeyi hemen ittifak ya da başka bir kategorik çerçeveye oturtma çabasına karşılık herkesin bu görüşmeleri doğallaştırması, normalleştirmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, "Siyasi liderlerin görüşmeleri normal olan bir şeydir. Anormal olan, ani kararlar beklentisi içinde olunması gereken bir şey değildir. Sayın Genel Başkan'ın bugün buraya hayırlı olsun ziyareti yapması aslında diğer partilere örnek olması gereken bir tavırdır. Biz de iadeiziyarette bulunacağız." şeklinde konuştu.

Partisinin bayramlaşma teklifinin iktidardaki partilerce reddedildiğini söyleyen Ahmet Davutoğlu, böyle bir siyasi iklimde sağlıklı, rasyonel, saygıya dayalı iş birlikleri konuşma zemininin zorlaşacağını belirtti.

Davutoğlu, "Keşke herkes birbirini ziyaret etsin, herkes bir diğeriyle saygı kuralları içinde ihtilaf da etsinler. Ama maalesef bu noktada değiliz. Bu ziyaretler umut ederiz Türk siyasetinde yeni bir çizgiyi açar." dedi.

Bugünkü ziyarette ittifak meselesinin gündemde olmadığını aktaran Ahmet Davutoğlu, Türk siyaseti kutuplaştırıcı ittifak ilişkilerinden çok, herkesin herkesle konuşabildiği bir ortamın sağlamasını ümit ettiğini dile getirdi.

Davutoğlu, seçim mevzuatına ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'de seçim barajının kaldırılmasına karşı çıkan partilerin çoğunun baraj altında kaldığını söyledi.

Maç sürerken kural değiştirilmek istendiğini öne süren Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:

"İktidarda olanlar yeni bir seçim mevzuatı getiriyorsa bu şu demektir; Bu kurallar içinde iktidara gelme şansları yok demektir ki oyunun kurallarını değiştiriyorlar. Maç sürerken kural değiştiren taraf 90 dakikanın sonuna kadar kendine güvenemeyen, nefesinin tükeneceğini düşünen taraftır ve genellikle de bir sonraki seçimde hep zararlı çıkarlar. Bunlardan biz çekinmeyiz, korkmayız. Hangi kuralı getirirlerse getirsinler, yeter ki kendileri getirdikleri kurala kendileri saygı göstersinler. O kuralı da daha sonra değiştirecek adımlar içine girmesinler. Geldiği zaman onları tartışırız ama biz o kuralları da barajları da aşacak bir siyasi dinamizm göstermeye kararlıyız. Kimsenin tereddütü olmasın."

Kılıçdaroğlu: "Bülent Turan'ı muhatap almak istemem"

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın bugünkü ziyarete ilişkin Twitter'dan yaptığı "Yarım kalan istikşafi görüşmeler yeniden başlıyor" şeklindeki paylaşımı aktarılarak değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, "Bülent Turan'ı muhatap almak istemem. Az önce ayrıntılarıyla Sayın Genel Başkan ve ben düşüncelerimizi aktardık." ifadelerini kullandı.

O dönemde AK Parti Genel Başkanı olarak Turan'ın da genel başkanı olduğunu ifade eden Davutoğlu, hayatta hiçbir şeyi gizli saklı yapmadığını, o gün CHP ile yürütülen görüşmelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bilgisi dahilinde olduğunu kaydetti.

O gün yürütülen görüşmelerin Türk siyasetinde olması gereken nezaket içinde yürütüldüğünü belirten Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Bu açıklamanın Sayın Erdoğan'ın talimatıyla yapıldığı varsayımı üzerine doğrudan Sayın Erdoğan'a ithafen söylüyorum; Eğer sizin bilginiz dahilinde yapıldıysa Grup Başkanvekilinize söyleyin, o görüşmeler sizin verdiğiniz görevin yerine getirilmesi için yapıldı. O gün o görüşmeleri yürüten, size de her adımda bilgi vermesini söylediğim heyet başkanı da şu an sizin sözcünüz. Bu tür spekülasyonlar üzerinden, geçmişte yaşanan süreçler üzerinden bir şeyi mahkum etmeye çalışmak bunlar hafıza kaybı. AK Parti hafızasını kaybetmenin sancılarını yaşıyor. Kendi hafızasıyla yüzleştiğinde siyasetin ne olması gerektiğini görürler."

Bu haberler de ilginizi çekebilir