İdam cezaları hapse çevrildi KATİLLERİ AKLADILAR!
Vahşice öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın davasını yürüten Riyad'daki Ceza Mahkemesi, varılan nihai kararla idam cezasına çarptırılan sanıkları aklayarak idam cezasını hapis cezasına çevirdi. Bunun yanında Kaşıkçı’nın ölüm fermanını verdiği iddia edilen Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a yakın olan üst düzey isimleri ise serbest bırakarak bu vahşi suçtan muaf kılan Suudi yargısı şaşırtmadı.
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Suudi Arabistan resmi ajansı SPA'ya göre Başsavcılık, Cemal Kaşıkçı cinayeti davasında yargılanan 8 sanık hakkında nihai hükmün açıklandığını duyurdu. Buna göre, Riyad Ceza Mahkemesi, sanıklardan 5'ine 20'şer, 1'ine 10, diğer 2'sine 7'şer yıl hapis cezası verdi.
Açıklamada, maktulun yakınlarının kendi şahsi dava haklarından feragat etmesiyle birlikte şahsi, söz konusu hükümle birlikte de kamu dava dosyasının kapanmış olduğu belirtildi.
Suudi Arabistan makamları, böylece daha önce idam cezası verdiği, 5 kişinin hükmünü hapis cezasıyla hafifletmiş oldu. Öte yandan Başsavcılık, sanıkların kimliklerine ilişkin bilgi paylaşmadı.
‘CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ DAVASINDAKİ KARARIN YASAL VE AHLAKİ MEŞRUİYETİ YOK’
BM Özel Raportörü Callamard, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili davada çıkan karara ilişkin, "Kararın hiçbir yasal ve ahlaki meşruiyeti yok. Adil, insaflı ve şeffaf olmayan bir (yargılama) sürecini tamamladılar" dedi.
Suudi savcılık makamının tutumunu "adalet parodisi" şeklinde niteleyen Callamard, kararın hiçbir yasal ve ahlaki meşruiyeti olmadığı gibi, adil, insaflı ve şeffaf olmadığını vurguladı.
Callamard, cinayetin 5 tetikçisinin 20 yıl hapse mahkum edilmesine rağmen cinayeti organize eden ve sahiplenen Suudi yetkililerin soruşturma ve yargılamadan neredeyse hiç etkilenmeden serbest kaldığına dikkati çekti.
"Devletin tepesindeki kişi olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın bireysel sorumluluğuna gelince, ülkesinde her türlü anlamlı incelemeye karşı iyi korundu." ifadesini kullanan Callamard, çıkan kararlarla, Kaşıkçı cinayetinin aklamasına müsade edilmemesi çağrısında bulundu.
Callamard, başta "Riyad'daki davaları sessizce izleyen" BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi olmak üzere, bugün alınan kararın gerçek suçluların gün ışığına çıkarılması için hükümetler üzerindeki baskıyı hafifletmemesi gerektiğinin altını çizdi.
ABD'YE "CİNAYETE İLİŞKİN ELİNDEKİ BİLGİLERİ" AÇIKLA ÇAĞRISI
ABD istihbaratının Kaşıkçı cinayetinde Selman'ın rolüne ilişkin elindeki bilgileri paylaşması çağrısı yapan Callamard, Suudi Arabistan'da adaletin sağlanmadığı bir ortamda gerçeklerin açıklanmasının önemli olduğuna işaret etti.
Callamard, davada idam cezası çıkmamasını olumlu karşıladığı mesajını vererek, idamın keyfi cinayet ve infazın kilit tanıklarının kalıcı olarak susturulması anlamına geleceğini savundu.
Washington Post yazarı Suudi gazeteci Kaşıkçı cinayetini BM adına soruşturan Özel Raportör, 11 Temmuz'da AA'ya verdiği röportajda, Kaşıkçı'nın katledilmesinde "baş şüphelinin" Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman olduğunu söylemişti.
Callamard, "CIA'nın elinde Veliaht Prensi Selman'ın Kaşıkçı cinayetindeki rolüne ilişkin bilgiler olabileceğine inanıyorum." ifadesini kullanmıştı.
MUHAMMED BİN SELMAN'A YAKIN ÜST DÜZEY İSİMLER SERBEST BIRAKILDI!
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a yakın üst düzey isimlerin serbest bırakıldığını ifade eden Şelan, Kraliyet Danışmanı Suud el-Kahtani, eski İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri ve Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el-Uteybi'ye herhangi bir suçlama yöneltilmediğini kaydetmişti.
Vahşice öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın oğlu Salah Kaşıkçı, 22 Mayıs'ta Suudi Arabistan'da birlikte yaşadığı ailesi adına yaptığı açıklamada, babaları Cemal Kaşıkçı'nın katillerini bağışladıklarını belirtmişti.
BM RAPORU: ULUSLARARASI HUKUKA GÖRE CİNAYETTEN SUUDİ ARABİSTAN SORUMLUDUR
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) tarafından açıklanan 101 sayfalık raporda, Suudi Arabistan, Kaşıkçı'yı kasten ve taammüden öldürmekten sorumlu tutulmuştu.
Ülkenin Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın da aralarında bulunduğu üst düzey yetkililerin soruşturulması için güvenilir kanıtlar olduğuna işaret edilen raporda, "Suudi Arabistan, diplomatik ayrıcalıkların istismarı ve kendi toprakları dışında güç kullanımı yasağını ihlal etmekten ötürü Türk hükümetinden özür dilemeli." ifadeleri kullanılmıştı.