Yusuf Can - Haber Yorum

"Şarkıcı Mabel Matiz, İstanbul Harbiye Açıkhava Konserleri kapsamında, pandemi dönemi sonrası ikinci kez sahneye çıktı. Ünlü isimlerin de katıldığı konser alanında hınca hınç kalabalık dikkat çekerken, sosyal mesafe kuralları hiçe sayıldı. Birçok seyircinin de maskesiz olduğu dikkat çekti.
Şarkıcı Mabеl Matiz, cumartеsi akşamı Harbiyе Açıkhava Konsеrlеri kapsamında ikinci kеz sahnеyе çıktı. Harbiyе Cеmil Topuzlu Açıkhava Sahnеsi’ndе  şarkılarını sеslеndirеn Matiz’i ünlü isimlеr dе izlеdi.

Tedbirlere uyan yok
Matiz’in Harbiye Açıkhava’da verdiği ikinci konserde biletlerin hepsi satıldı. Ancak gecede sosyal mesafe kurallarına dikkat edilmediği, birçok seyircinin de maskesiz olduğu gözlendi."

Koronavirüs, Türkiye'de ilk ortaya çıktığında Laik-Kemalist kesim hiçbir araştırmaya gerek duymadan suçluyu buldukları iddiasıyla "Bu virüsü UMRECİLER getirdi" yaygarası koparmışlar haftalarca bu konuyu gündemde tutmayı başarmışlardı.

Hatta öyle olmuş, İç İşleri Bakanlığı en üst tedbirleri alarak Öğrenci yurtlarını boşaltmış ve Umreden dönen binlerce vatandaşı bu yurtlara yerleştirerek 14 gün kuralını uygulamıştı.

Netice Sağlık Bakanlığı ilerleyen tarihlerde araştıma sonuçlarını açıklamış ve bu virüsün Avrupa ülkelerinden geldiğini delilleriyle ortaya koymuştı.

Peki bu Laik-Kemalist kesimden kimse çıkıp Umrecilere bu çektirdiklerinden/ söyledikelerinden dolayı özür diledi mi? 

Elbette hayır. Onlar da kim oluyorlardı ki?

Türkiye'de ve Dünyada bu Koronavirüs konusunda en tedbirli davranan insanlar Sağlıkçılar ve İslami Kurum/Kuruluşlardır dense yeridir.

Öyle ki Halihazırda CamilerCuma günleri dahil Cami Cemaatini sosyal mesafe ve maske konusunda ısrarla uyarmakta, gelenler de gönüllü bir şekilde bu kurallara uymakta.

Aynı kurallar Umre ve Hac organizasyonlarında da geçeerli.

Ancak ne hikmetse Laik-Kemalistler bir anlık zevklerinden eğlencelerinden ödün vermemek adına her türlü kuralı ayaklarının altına almaktan çekinmemekteler.

Sözde eğlence mekanları  denilen yerlerde yapış yapış oturmaktan oynamaktan bir türlü vazgeçmiyorlar.

Bundan da garibi; Camilere ve vatandaşa söz geçirebilen idarecilerin bu Laik- Kemalistlere bulaşmamak adına sessiz kalmalarıdır.