• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Mardin’de “İnsan Hakları Söyleşileri” programı düzenlendi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Program, açılış konuşmalarıyla başladı. Mardin Valisi Mahmut Demirtaş; Asur, Bizans, Artuklu ve Osmanlı gibi büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve kadim bir kültürü, köklü bir mirası günümüze taşıyan Mezopotamya’nın önemli kavşak noktalarından biri olan Mardin’de, böylesine anlamlı bir organizasyonun gerçekleştirilmesinin memnuniyet verici olduğunu ifade etti.

Vali Demirtaş, “Dört mevsim, yedi iklimin yaşandığı bu coğrafya insana, insan hak ve özgürlüklerine bakış açısının da her daim ön planda tutulduğu bir merkez olarak hâlâ varlığını sürdürmektedir. İnsanı merkeze alan bu medeniyet anlayışı, bugün modern dünyanın hak ve özgürlükler paydasında da ilk ve en öncelikli husus olarak karşımızda durmaktadır. Devletimizin insan hak ve özgürlükleri noktasında gerçekleştirdiği iç hukuk düzenlemelerinin uluslararası hukuk normlarıyla uyuşması, gösterilen hassasiyetin en önemli göstergesidir.” dedi.

Hak ve hukuk mefhumlarının doğal olarak büyüyüp geliştiği, farklı kültürlerin, dillerin, dinlerin ve ırkların birbiriyle meczolduğu ve daha da önemlisi birbirleriyle tolerans ve bir aradalık içinde yaşayageldiği kadim şehir Mardin’de bulunmanın memnuniyet verici olduğunu belirterek konuşmalarına başlayan Avrupa İnsan Hakları Türkiye hakimi Doç. Dr. Saadet Yüksel,  İnsan haklarının oluşumu ve gelişimini Mardin’in kültürünün oluşumuna oldukça benzettiğini ifade ederek konuşmalarına şöyle devam etti:

“İnsan Hakları,  insanlık ailesinin birbirinden pek çok bakımdan farklılık arz eden üyelerinin üzerinde ittifak ettikleri bir ortak paydaya tekabül eder. Payda ortaktır ama paydanın paydaşları birbirlerinden çok farklıdır, farklı lisanlar konuşurlar, farklı yemekler yerler, farklı şarkıları, farklı türküleri vardır.  Ama ana payda olan hak, hukuk ve adalet mefhumları üzerinde ortaklaşırlar tıpkı farklı kültürlere sahip insanların tolerans ve bir arada yaşama hususlarında üzerinde ittifak ettikleri Mardin Kültürü gibi.”

AİHM’de adalet ve toleransın en önemli temsilcilerinden olan Yargıç Robert Spano, AİHM Başkanı olduktan sonra Güneydoğu Anadolu bölgesine ilk kez resmi bir ziyaret gerçekleştirdiğini belirterek, böylesi ilham verici bir şehre gelmesine vesile olan Mardin Artuklu Üniversitesine minnettar olduklarını ifade etti.

Tarihi açıdan açık hava müzesi özelliği gösteren Mardin’den çok etkilendiğini ve benzersiz bir tecrübe edindiğini aktaran Spano, “Mardin’de bulunduğum süre içerisinde görmüş olduğum kiliseler, camiler ve medreselerin bir arada bulunması çok etkileyici. Bu kadim şehir farklı kültürleri ve dinleri bir potada eritmeyi başarmış. Tıpkı bugün benim konuşmamın konusunu oluşturan; çoğulculuk, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü gibi. Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü Avrupa Sözleşmesinin 9. Maddesinde yer alan önemli bir maddedir ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24. Maddesinde de güçlü bir biçimde yer almaktadır.” dedi.

Demokratik toplumların temelini oluşturan kavramların kişilerin kimlik edinmesinde önemli bir rolü olduğunu belirten Spano, Avrupa sözleşmesinde yer alan mühim bir maddenin Mardin’de örnek bir şekilde uygulanıyor olmasının ve bu programın Mardin’de gerçekleştirilmesinin  yüklediği anlama dikkat çekerek; çok kültürlülük, tolerans, hoşgörü ve açık fikirlilik kavramlarının burada hayata geçirilmiş olmasının  güzel bir detay olduğunu vurguladı.

Programın düzenlenmesinde emeği geçen Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar’ın karantinada olmasından dolayı söyleşiye katılamadığını belirterek açılış konuşmalarına başlayan Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vahap Özpolat, şunları söyledi:

“Ülkemizde toplumsal düzen genellikle şefkat, merhamet, muhabbet, vefa, sadakat, dostluk, cömertlik gibi değerlere dayandırılmıştır. Bunlar bizim ‘kadim’ ve önemli değerlerimizdir. Ancak bir de bunlar kadar önemli olan farklıklara saygı, hukukun üstünlüğü, çok kültürlülük, eşitlik, adalet, ötekini kapsama, ayrımcılıkla mücadele, diyalog ve hoşgörü gibi “kayıp” değerlerimiz var. Günümüz ülke ve dünya sorunları açısından bakıldığında, ‘kadim’ değerlerimiz ile ‘kayıp’ değerlerimizin sentezinden beslenen bir neslin, 21.yy’da insanlığa büyük müjdeler taşıyacağına inanıyorum.”

Program, katılımcılara plaket takdim edilmesinin ardından son buldu. (İLKHA)









Bu haberler de ilginizi çekebilir