Eğitimci-Yazar Şakir Tarım: "Kurallara uyulursa okullar en güvenli mekanlar olur"
Anadolu Gençlik Derneği Bölge Başkanı ve Eğitimci Yazar Şakir Tarım, Covid-19 sürecinde eğitimin nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili bazı tekliflerde bulundu.
Tarım, dijital eğitimin sürekli hale gelmesinin doğuracağı psikososyal zararlarla ilgili uyarılarda bulunarak, yüz yüze eğitimin yapılmasıyla ilgili teklifler sundu.
Tarım, “COVİD-19 sürecinden çok şey öğrendik. Hayatımızı, planlarımızı yeniden gözden geçirdik. Mutantan görüntümüze rağmen, ne kadar zayıf ve aciz olduğumuzu anladık. Çünkü bütün dünyayı tehdit eden tüm virüslerin toplamı 1 gramı geçmiyordu. Ancak, mikroskopla görülebilen mikroplar! Normal olarak süren hayatımız, virüs sebebiyle yeni normale dönüştü. Eğitim de bu değişen şartlara uygun yapılmalıdır. Hem Covid-19’un gerektirdiği tedbirlere uyulmalı; hem de eğitim, öğrenci ve halkın psikolojik durumu dikkate alınarak sürdürülmelidir. Öğretmen emeklisi olarak bu konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Eğitim, ihmal edilemeyecek kadar önemli bir alan. Sıkı bir disiplin ile kurallara azami derecede uymak şartıyla, yüz yüze eğitim mutlaka sürdürülmeli. EBA TV üzerinden, dijital ortamda “eğitim” yapılmaz; ancak ‘öğrenim ve bilgilendirme’ olur. Yüz yüze eğitimle, online öğrenim uyum içinde yürütülmeli. Her öğrenci yüz yüze eğitimden faydalanmalı. Cumartesi günü ile birlikte haftada 6 gün eğitim sürmeli. Öğrenci haftada 2 gün okula gitmeli; günde 6’ar saat eğitim almalı. Öğrenciler haftanın belirli günleri için 3 ayrı gruba ayrılmalı. Her gruba verilen haftada 12’şer saat ders, özellikle yetenek ve beceri geliştirme, uygulama amaçlı olmalı.” dedi.
“Kurallara uyulursa okullar en güvenli mekânlar olur.” diyen Tarım, “Camilerde bunu gördük. Temizlik, maske ve mesafe kurallarına uydurularak okulları güvenli yerler haline getirmek hiç de zor değil. Okullar, kuralları olan disiplinli kurumlar! Eğitim; idareciler, öğretmenler, öğrencilerle yürür. Okul girişlerine, sınıflara görsel, uyarıcı levhalar asılıp, konu idareci, öğretmen ve öğrenciler tarafından takibe alınmalı. İdareciler, nöbetçi öğretmenler ve sınıf başkanlarıyla iyi bir iş bölümü yapılarak, azami derece kuralları uygulamak mümkün. İş, insan sağlığını ilgilendiren ciddi bir konuda sorumluluk almaya bağlı.” ifadelerini kullandı.
Okulların kapatılmaması gerektiğini savunan Tarım, şöyle dedi:
“Covid-19 bize bir tehlikeye karşı birlikte mücadeleyi öğretti. Bu beraberlik her alana taşınmalı. Özellikle okullara! Sıkı işbirliği yapabilirsek, hem Covid-19’u yeneriz; hem de eğitimden mahrum kalmayız. Okulları kapatmak; cehaletin kapısını aralamaktır. Öğrenciye hayatında hiç lâzım olmayacak bilgileri yüklemek ona eziyettir. Hayatını anlamlandıracak değerler kazandırılmalıdır. Önce insanî değerler! Merdivenlerde veya asansörde gördüğü komşusuna, ‘Ahmet Ağabey, Ayşe Teyze… Nasılsınız?’ demeyi öğrenemeyen öğrencinin hayatla bağlantısı düşünülebilir mi? Manevî değerler vazgeçilmezlerimiz. Sevgi, şefkat, merhamet, adalet, paylaşma, birbiri için yaşama gibi değerler mutlaka kazandırılmalı. Din, öğrencilere doğru kaynaklardan, çok iyi öğretilmeli. Yeterli din eğitiminden mahrum öğrenci manevî boşluktan kurtulamıyor. Hayatta bocalıyor. Hayatı anlamlandıramıyor. Maneviyat çok büyük güçtür. Hayata tutunmaktır. Erbakan Hoca, ‘Bir ülkenin asıl gücü; topu, tankı değil; ahlaki ve manevî değerlere göre yetişmiş imanlı evlâtlarıdır’ derdi. Öğrencinin kalbine Allah sevgisini koymak şart!” (İLKHA)