• DOLAR 34.666
  • EURO 36.36
  • ALTIN 2930.981
  • ...
Elazığ'da yüz yüze eğitime iki engel: Coronavirus ve yıkılıp-yapılmayan okul binaları
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Milli Eğitim Bakanlığına sundukları raporla ilgili değerlendirmelerde bulunan Elazığ Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Bahşi, sadece ülkemizdeki öğrencilerin değil tüm dünyadaki öğrencilerin yaşanan pandemiden etkilendiğini vurguladı.

 

Yüz yüze eğitimin önemine vurgu yapan Bahşi, teknolojinin gelişmesinin öğretmenin duygusal bir dokunuşu kadar etkili olamayacağını belirterek; “Yüz yüze eğitimin yerini hiçbir şey tutamıyor. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, ister robotlarla olsun ister teknik donanımlarla olsun, eğitimin bir etkileşim olayı olduğunu ve öğretmenlerin duygusal dokunuşunun çok etkili olduğunu, mutlaka bir göz iletişimin olması gerektiğini ve böylece daha nitelikli bir eğitim verildiğini gördük.

Dolayısıyla bizler Eğitim Bir Sen Genel Merkezi olarak, Eğitim Bir Sen Stratejik Araştırmalar Merkezince hazırlanan Odak Analiz 5 adlı çalışmamızda 'Covid-19 salgınının gölgesinde Eğitim Riskleri ve Öneriler' raporumuzu Milli Eğitim Bakanlığına sunduk. 'Dünya bu süreci nasıl değerlendirdi ve uzaktan eğitim sürecine nasıl geçti.' konusu üzerine araştırmalar yaptık.

Bu raporun özeti şu, ‘mutlaka yüz yüze eğitim yapılmalı. Uzaktan eğitimin birçok dezavantajlarının olduğu rakamlarla ortaya konulmuş durumda. Güncel verilere baktığımızda Ağustos ayı başı itibariyle 109 ülkede 1 milyardan fazla öğrenci okulların kapanmasından dolayı etkilenmiş durumda.” dedi.

Pandemi sonrası gelişmeleri takip eden velilerin somut bir adım göremediklerini aktaran Bahşi, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Pandemi ortamında virüsün her yere yayıldığı bir dönemde vatandaş şunu düşünüyor: Bakanımız, çok güzel cümleler kuruyor, çok güzel plan ve program yapıyor, bunları söylediğinde hoşumuza gidiyor. Bunları duyduğumuzda mutlu oluyoruz ama okullara baktığımızda somut bir şey göremiyoruz şu anda. Dolayısıyla bunun somut bir eyleme dönüşmesi gerekiyor.”

“Okul binalarımız olmadığı için binalar ortak kullanıyor”

24 Ocak depreminde yıkılan okullarla ilgili fazla bir gelişme yaşanmadığını belirten Bahşi, okul binalarının ortak kullanıldığını dile getirerek, “Elazığ’da 24 Ocak depreminde 30’a yakın okul yıkılmış ama gelinen noktada herhangi bir gayret görülmüyor. Bir kısmının temeli atıldı ama bunların bu eğitim öğretime yetişmesi mümkün değil. Bu okulların yapımı tamamlanacak, donanımları yapılacak, daha sonra eğitim öğretime başlayacak dolayısıyla buna daha zaman var. Okul binalarımız olmadığı için binalar ortak kullanıyor.

Örnek veriyorum; Elazığ Ortaokulu ile Cemal Gürsel İlkokulu aynı binayı kullanıyor. Mustafa Kemal Ortaokulu ile Yücel İlkokulu aynı binayı kullanıyor. Ortaokul öğrencileri yaş itibari ile büyük oldukları için sabah devresini okulda kullanıyor, öğleden sonra da ilkokul öğrencileri kullanıyor. Şimdi bu 1800 kadar yüksek mevcutlu Mustafa Kemal Ortaokulu ile yaklaşık 2 bin mevcudu olan Yücel İlkokulu öğrencilerinin aynı anda ve aynı binada bulunmaları mümkün değil. Mustafa Kemal Ortaokulu yıkıldığı için öğrenciler sadece yarım devre gidecekti ama okul olmadığı için yarım devrenin yarısını kullanabilecekler biraz daha dezavantajlı duruma düşmüş bulunmaktayız.” dedi.

“Bizler, yetkilileri defalarca basın ve medya aracılığı ile göreve davet ettik”

Bahşi, yaşanan olumsuzlukların defalarca yetkili mercilere iletildiğini belirterek şunları kaydetti:

“Geleceğimiz olan gençlerin bir yılı elimizden kayıp gidiyor kaybediyoruz, eğer bu yıl bunlar yetişmezse önümüzdeki seneyi de kaybedecekler eğitimden mahrum kalacaklar. Dolayısıyla bu konuda sorumlu olan herkesi göreve davet ettik. Eğitim kurumlarımızı mutlaka bitirelim ve çocuklarımız bu eğitim ortamlarında okullarında kendi binalarında eğitime devam etsinler.”

Öğrencilerin bir an önce kendi dersliklerinde eğitim alabilmeleri için hayırseverlere seslenen Bahşi, “Hayırseverlerimiz 9 okulumuzun yapımı için protokol imzaladılar. Diğer hayırseverlerimizden de ilimiz için böyle bir beklentimiz var. Bu anlamda hayır yapan herkesin hayrını Allah kabul etsin. Diğer hayırseverlerimizi de ilimize davet ederek çocuklarımızın depremden etkilenen ilimizin yaralarının sarılması için destek bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bahşi, okullardaki temizlikçi sayısının yetersiz olduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi:

“Temizlik ve hijyen sağlanmalı. Temizlik personel sayısı arttırılmalı ve temizlik ve hijyen malzemeleri konusunda sıkıntı yaşanmaması için okullara destek sunulmalı. Öğrencilerin zihinsel ve pisikososyal refaha kavuşması için özen gösterilmeli. Kısıtlamalar ister istemez çocuklarda zihinsel ve psikolojik stres kaygı, korku gibi endişeler oluşturdu.

Bunların okulların açılması ile tekrar toparlayacağını düşünüyoruz. Kaynaklar arttırılmalı öğretmenlere de mutlaka destek sağlanmalı, esnek ve ihtiyaca uygun müfredat yapılmalı ve telafi eğitim verilerek öğrencilerin öğrenme kayıpları giderilmeli.

Okul terkine yönelik mutlaka çalışmalar yapılmalı. Bundan sonra da eğitim sistemi gelebilecek risklere karşı hazırlıklı hale getirilmeli. EBA üzerinden öğretmenlerimiz ders anlatırken sistemin yeterli olmadığını ve sisteme giremediklerinin şikâyetleri geliyor. Dolayısıyla bakanlık teknolojik anlamda alt yapısını oluşturmalı.”

Yaşanan tüm olumsuzlukların giderilmesi konusunda temennide bulunan Bahşi, konuşmasını dua ve temenni ile bitirerek, “İnşallah, bütün insanlık ve Ümmet-i Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) en kısa zamanda bu hastalıktan kurtulur. Normal hayatımıza döneriz, inşallah.” dedi. (İLKHA)



Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir