• DOLAR 34.353
  • EURO 37.408
  • ALTIN 3021.279
  • ...

Bakan Pakdemirli, Rize programı kapsamında Rize Ticaret Borsası Salonunda gerçekleştirilen, Ulusal Çay Konseyi Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Bakan Pakdemirli, Türkiye'nin çay üretiminde dünyada beşinci, Avrupa'da birinci sırada olduğunu anımsatarak, buna rağmen yürünecek çok da yol olduğunu ifade etti.

ÇAYKUR'un, kendilerinin Ankara'dan Rize'ye uzanan elleri olduğunu vurgulayan Pakdemirli, görev ve sorumluluğun ağır olduğunu, bölge insanının beklentisinin ÇAYKUR ile çok bağdaştığını aktardı.

Pakdemirli, ÇAYKUR'un gen kaynaklarını geliştirmeyle ilgili araştırma ve geliştirme merkezini ziyaret ettiğine dikkati çekerek, "ÇAYKUR'un da ağır bir sorumluluğu var. Sadece malı alıp, üretip satacak bir kuruluş olarak değil, bölgede bu işin devamını sağlayacak ve bu işin de aslında hem iç hem de dünya ticaretini planlayıp programlayacak önemli kuruluşlardan bir tanesi." diye konuştu.

ÇAYKUR'un gelişime açık yönlerinin bulunduğunun altını çizen Pakdemirli, şöyle devam etti:

Fabrikalardaki üretim süreci, paketleme ve depolama sorunları, çok minimal miktarda da olsa kaçak çay sorunundan bahsedilebilir ama bunların bir önemi olmadığını düşünüyorum. Pazarlama sorunları en büyük sorunumuz. Kimyasal gübre halen sorun olmaya devam ediyor. Tabi ki bahçelere bakım yapılması, bitki zararlıları ile mücadelenin iyi yapılması, yaşlanmış çay bahçelerinin rehabilitasyonu, budamaların yapılması, müstahsilin çay toplarken standart dışının önüne geçilmesi.

"Paramız ülkemizde kaldı, çayın kalitesi arttı"

Pakdemirli, bu sene bir musibet yaşandığını ve halen daha maskelerle dolaşıldığını belirterek, "İster istemez Gürcistan'dan gelen işçileri engellemek zorunda kaldık hastalığın yayılmaması için. Ama bu musibet bir hayır da getirdi, paramız ülkemizde kaldı, şu an çayın kalitesi arttı. Bugün fabrikalara gelen çayın kokusunda bile bir değişik hava var, kalitenin artışını kokudan bile hissedebiliyorsunuz. İster istemez kendinize ait olmayan bir işi yaptığınızda çok daha geniş davranıyorken, kendinize ait çaylıklardan çay topladığınızda çok daha iyi bir sahiplenme oluyor." dedi.

Bu anlamda pandeminin getirdiği artılar ve eksiler olduğuna işaret eden Pakdemirli, şu değerlendirmede bulundu:

Pandemi döneminde yönetilmesi gereken bir süreç vardı özellikle toplamayla ilgili. Şehirlerden buraya gelmek isteyen müstahsille alakalı. Bu süreci de bölgemizdeki bakanlarla, milletvekillerimizle, il başkanlarımızla ve ÇAYKUR'un da katkılarıyla iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Çünkü ister istemez tarımsal üretimin artması gerekiyor. Bu süreçte de Allah'a şükür ilk iki çeyrekte de tarımsal üretimimiz yüzde 4 büyümüş durumda. Türkiye'de diğer sektörler bunun çok gerisinde olmasına rağmen, tarımsal üretimde büyümemiz oldu. Bunda pandemi sürecince müstahsilin de evine kapanmamasıyla ilgili bakanlıkça, diğer kurumlarla birlikte aldığımız tedbirlerin önemi olduğunu düşünüyorum.

Pakdemirli, arazilerin küçük olduğunu ve bu konu üzerinde çalışılması gerektiğini ifade ederek, "Bunlar tabi ki bölge insanı için sosyolojik olarak çok kolay konular olmamakla birlikte hepsinin üzerinde durmamız lazım." diye konuştu.

Çay Kanunu çalışmaları

Çay Kanunu'nun konuşulan bir konu olduğunu dile getiren Pakdemirli, "Ben kanunları amaç değil de araç olarak görüyorum. Ana amacımızı tespit ettikten sonra araç olarak o kanunlara ihtiyaç varsa bunları da ortaya koymakta fayda var." dedi.

Pakdemirli, Çay Kanunu'nun ilgili tüm paydaşların üzerinde anlaşacağı hale getirilmesi durumunda Gazi Meclisin de gereğini yapacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:

Biz de Bakanlık olarak bunun önünde durmayız yanında veya gerisinde oluruz, arkadan da bu konuyu ittiririz. Tabi burada problemlere genel itibariyle bakıyorum, ihracatın desteklenmesi, fabrikalara sistematik kota verilmeli ve bu kota aşılmamalıdır. Bana göre bu konu üniversitemizce çalışılmalı, üniversitemiz zaten bir ihtisas üniversitesi. Üniversitemizin bize önerdiği konuda bizde gereken inisiyatifi bakanlık olarak üstümüze alırız. Ama burada en önemli olan konu müstahsilin memnun edilmesi ve müstahsilin karşı çıkmayacağı bir çözüm bulunması. Yani tüm paydaşların arasında herkesin aynı eşit önemi vardır ama müstahsilin önemini de bir çıt daha fazla mutlaka öne çıkarmamız gerekiyor.

Yaş çay ve kuru çay arasındaki fiyat farkının farkında olduklarının altını çizen Pakdemirli, şunları kaydetti:

"Tabi ki ÇAYKUR'un gelirlerini artırma konusunda çaba ve gayretimizin bir yandan da artıyor olması lazım ama özel sektörün de aslında burada ÇAYKUR'a göre daha verimli çalışabileceğini ve burada bir miktar halen karlılığın taşınabildiğini düşünmek istiyorum ve böyle olduğunu görüyorum arkadaşlardan sorduğum zaman. Elbette bütün bunları ÇAYKUR, ÇAYKUR'un sağlıklı olması, sektör, sektörün sağlıklı olması ve aynı zamanda müstahsilin memnun olması ve aynı zamanda özellikle enflasyon sepetinde çok yüksek bir payı olan çayın da doğru şekilde fiyatlandırılmasının sağlanması gerekir diye düşünüyorum." (İLKHA)