Şehit yakınları: "Yeni Zelanda'da insanlara idam yok ama sen de bir insan değilsin"
Yeni Zelanda'da 51 Müslümanı şehit eden Avustralyalı Brenton Tarrant'ın duruşmasında konuşan tanıklar ve şehit yakınları, en ağır cezanın verilmesini talep etti.
Avustralyalı Brenton Tarrant'ın Yeni Zelanda'da iki camide düzenlediği saldırıda 51 Müslümanın şehit olduğu olayla ilgili dava ikinci günde devam etti.
Bugünkü duruşmada, hayatta kalanların ve mağdurların yakınların mahkemeye şahsen ve video yoluyla hitap etti.
Al Noor Camii'ndeki saldırıda hayatta kalan Nathan Smith, yaptığı konuşmada “Üç yaşındaki çocuğumu kucağıma aldığımda hayatta olması için dua ettim ancak yaşamıyordu. Onu sen aldın bizden." dedi.
Teröristin yüzünü konuşmayı sürdüren Smith, "Bol miktarda boş vakte sahip olacaksın. Belki de Kur'an'ı okumaya çalışmalısın. Çünkü Kur'an-ı Kerim çok güzel bir kitap." ifadelerini kullandı.
Linwood İslam Merkezi İmamı İbrahim Mohamed Abdelhalim, Tarrant'ın saldırısının sadece Müslüman toplumu değil tüm Yeni Zelanda'yı etkilediğini söyledi.
Tarrant'ın saldırılarının terör eylemi ve ırkçı bir saldırı olduğunu ifade eden Abdelhalim, “Yeni Zelanda, aileme 24 yıl önce bir ev verdi. Sanığın tanımadığı kişilere yönelik eylemlerini kabul etmiyorum. İnsanlarla savaşmak ve öldürmek hiçbir şeye ulaştırmaz. Bu düşünce tarzı İslam'da da yoktur. Birbirimizi anlamamız için konuşmamız, anlamamız ve sorular sormamız gerekir." dedi.
"Cezası sonsuza kadar devam etmeli"
Şehit Naeem Rashid'in eşi Ambreen Naeem ise eşinin başkalarını kurtarmaya çalışırken şehit olduğunu söyledi.
Naeem, "Bu cesur davranış dolayısıyla çocuklarım her zaman babalarıyla gurur duyacak. Kocam ve oğlum öldüğünden beri hiçbir zaman düzgün uyumadım. Cezası sonsuza kadar devam etmelidir."
Sonradan Müslüman olan ve Lınwood Camii'nde şehit edilen Linda Armstrong'un kızı Angela Armstrong da cani Tarrant'ın yüzüne şu ifadelerini haykırdı:
"Beni annemden, onun sevgisinden ve gücünden çaldın. Muhtemelen siz de annenizin kucak dolu sevgisini ve sıcaklığını bir daha asla hissedemeyeceksiniz. Annene acıyorum ama sana karşı hiçbir duygum yok. Sen bir hiçsin. O, hayatını bir kafesin içinde geçirirken, benim annem ise özgür oldu. Bu yüzden Tarrant'a, yok etmeye çalıştığı özgürlüğün ve çeşitliliğin güzelliğini düşünmesini tavsiye ediyorum." diye konuştu.
"Dünyaya biz Müslümanların terörist olmadığını kanıtladınız"
Al Noor Camiindeki saldırıda yaralanan Mirwais Waziri ise "Afganistanlı olduğum için insanlar bana terörist diyordu. Ama o isimle artık anılmıyorum çünkü bugün size terörist deniyor ve dünyaya biz Müslümanların terörist olmadığını kanıtladınız. Teröristlerin dini, ırkı ve rengi yoktur. Biz terörist değiliz." ifadelerini kullandı.
Al Noor Camii'nde şehit edilen Kamel Darwish'in kardeşi Zuhair Darwish de cani Tarrant'a, "Bir fare gibi yaşıyorsun ve bunu hak ediyorsun. Herkesin kaçındığı bir virüs gibi tek başına öleceksin. O nedenle senin için en adil ceza, ölüm cezası olacaktır. Yeni Zelanda yasalarında insanlar için ölüm cezasının olmadığını biliyorum ama sen bir insan değilsin." sözlerini yöneltti.
Al Noor Camii müdavimlerinden bir kişi de Tarrant'ın güneş yüzü görmemesi gerektiğini, kesinlikle şartlı tahliye olmamasını, ömür boyu hapiste kalması gerektiğini ifade etti. (İLKHA)