Amasya'nın Merzifon ilçesinde terzilik yapan 83 yaşındaki Sami Gökçegöz, eline makası aldığı ilk günkü heyecanla mesleğini devam ettiriyor.

Mesleğe 13 yaşındayken ağabeyinin yanında çırak olarak başlayan Gökçegöz, vatani görevinin ardından ağabeyinin işlettiğini terzi dükkanını devraldı.

Çalışma azmi ve ustalığıyla ilçe halkının beğenisini kazanan Gökçegöz, yarım asrı çoktan geride bıraktığı mesleğini aynı titizlikle sürdürüyor.

Gökçegöz, AA muhabirine, ağabeyinden devraldığı dükkanını ve aletlerini hiç değiştirmediğini, hatıralara bağlı olduğunu ve bu nedenle yaklaşık 60 yıllık, dikişi makinesi, makas, ütü gibi aletlerle çalışmaya devam ettiğini belirten Gökçegöz, "Çok çırak yetiştirdim, kendi dükkanı açanlar oldu, askeri dikim evlerinde işe başlayan oldu. Bazıları emekli oldu, bazıları hayatını kaybetti." diye konuştu.

"Mesleğimi sevmeseydim bu işi hala yürütemezdim"
Eskiden çok yoğun çalıştıklarını, hazır giyimle işlerinin azaldığını anlatan Gökçegöz, şunları söyledi:

"Konfeksiyonlar çıkınca bizim işlerimiz azaldı. Zamanında çok çalıştık, ter döktük. Azmettik, gece gündüz çalıştık, sabah namazından sonra işe gelip, gece saatlerine kadar çalıştığımızı bilirim. Tabii o zaman gençlik vardı, bizim işimizin bir değeri vardı. Ben mesleğimi sevmeseydim, bu işi hala yürütemezdim. Ben mesleğimi ilk işe başladığım zaman da seviyordum, şimdi bu yaşa geldim hala seviyorum."

"Buraya gelmezsem kendimi eksik hissediyorum"
Terzilik mesleğinin dikkat ve titizlik isteyen bir meslek olduğuna işaret eden Gökçegöz, "Dükkanıma işim olsa da geliyorum, olmasa da geliyorum. Ben buraya gelmezsem kendimi eksik hissediyorum. Evde vaktimi geçiremiyorum. Mesleğimi, Allah ömür verdiği sürece devam ettirmek istiyorum. Sağlığım yerinde, evime yürüyerek gidip, yürüyerek geliyorum, bundan büyük nimet mi var? Neden buraya gelmeyeyim işimi devam ettirmeyeyim." diye konuştu.

Mesleğinde 70 yılı geride bırakan Sami Gökçegöz, gençlere şöyle seslendi:

"İlk önce her şeylerini dürüst yapsınlar. Ticaret de yapıyorsa, mesleğini de yapıyorsa yalan sokmasın araya. Kendi işinden başka işlere bakmasın. 'Yok biri zengin olmuş, şu işi yapmış' diye düşünmesin. İlk önce kendi işine değer versin." (AA)