Beyrut Limanı'ndaki patlama sonrası kayıp durumundaki kişilerin aileleri konuştu
Beyrut Limanı'nda geçen hafta yaşanan büyük patalama sonrası hala cesetlerine ulaşılamayan kişilerin aileleri yaşadıklarını anlattı.
Beyrut
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 4 Ağustos Salı günü 2 bin 750 ton amonyum nitratın infilak etmesiyle yaşanan büyük felaket sonrası onlarca kişiden hala haber alınamıyor. Aradan geçen bir haftaya rağmen yakınlarından haber alamayan aileler, sevdiklerinin bir an önce cansız bedenlerine dahi olsun ulaşılmasını istiyor.
Beyrut Limanı'nda geçen hafta yaşanan büyük patalamada bugüne kadar 170'i aşkın kişinin hayatını kaybettiği, 6 binden fazla kişinin yaralandığı ve yaklaşık 40 kişinin ise kayıp olduğu belirtiliyor.
Lübnan'ı sarsan patlama sonrası hala cesetlerine ulaşılamayan kişilerin aileleri yaşadıklarını basın mensuplarıyla paylaştı.
"Ailesinin tek temennisi, onun cansız bedeninin yerini öğrenmek"
Beyrut Limanı'nda o tarihi felaketin yaşandığı 4 Ağustos günü, deniz kıyısında balık avlayan Ali Suvan'a, olayın üzerinden bir haftayı aşkın bir süre geçmesine rağmen hala ulaşılamadı.
Suvan'ın akrabalarından Ali Mukhil, "Suvan, patlamanın meydana geldiği sırada olay yerine yakın kıyıda balık avlıyordu. Onun işi buydu. Ailesinin ekmeğini balıkçılık yaparak kazanıyordu." dedi.
Başkentte yaşanan patlamanın Suvan'ı da avladığını dile getiren Mukhil, "Olayın üzerinden bir haftayı aşkın bir süre geçmesine rağmen hala ona ulaşılamadı. Suvan'ın eşi ve çocuklarının tek temennisi, onun cansız bedeninin yerini öğrenmek." diye konuştu.
Mukhil, bilgilendirmek için dahi kimsenin kendilerini aramamasından şikayet ederek, "Bizi kimse aramıyor, Sağlık Bakanlığını sürekli biz arıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Ağabeyim, öldü mü yaralandı mı hiçbir bilgiye sahip değiliz"
Ekonomik kriz ve siyasi çekişmelerin oldukça yorduğu Lübnan'da, büyük patlamanın kayıp kurbanlarından biri de Beyrut Limanı'ndaki bir kargo firmasında çalışan Muhammed Tulays.
Tulays'ın kardeşi Firas, "Şu ana kadar kendisiyle ilgili hiçbir bilgiye ulaşamadık. Ağabeyim öldü mü yaralandı mı hiçbir bilgiye sahip değiliz." şeklinde konuştu.
Patlamada hayatını kaybedenlerden birine ait cesedin Tulays'a çok benzediği için DNA testi yaptırdıklarını ancak test sonucunun negatif çıktığını aktaran Firas, dolayısıyla hala bir taraftan kayıp ağabeyiyle ilgili gelecek haberleri beklediklerini diğer bir taraftan da hastanelerde onu aramaya devam ettiklerini söyledi.
Firas, hüzün ve sitem dolu bir ses tonuyla "Ne soran var ne de ilgilenen var. Enkaz altında kalanların ikinci bir günü bekleyecek şansları yok, dolayısıyla kayıp kişilerin geriye kalan canlarını bekleyerek almış oluyorlar." ifadelerini kullandı.
Yetkililere sert tepki gösteren Firas, "Kendisine saygısı olan bir devletimiz olsaydı, kayıpları bir an önce bulmak için 7/24 çalışırdı. Bu olayda kaybolanlardan biri, bir milletvekilinin veya bakanın oğlu olsaydı yine böyle kayıtsız kalacaklar mıydı?" diye konuştu.
Firas, kendisi ve ailesinin içinde bulunduğu durumu ise şu ifadelerle dile getirdi:
"Ağabeyim şu an için kayıp, öldü mü veya hayatta mı bilmiyoruz. Bunun ne dinde ne de insanlıkta yeri olamaz. Annem, oğlunun nerede olduğunu bilmiyor, yengem eşinin nerede olduğunu bilmiyor ve yeğenlerim de babalarının nerede olduğunu bilmiyor."
Kayıplar arasında Suriyeli mülteciler de var
Beyrut Limanı'nda meydana gelen patalamada kayıp onlarca kişiden biri de Aye Mustafa isimli Suriyeli bir kadın mülteci.
Suriye'deki iç savaştan kaçarak Lübnan'a sığınan mültecilerden biri olan Aye'den bir haftadır haber alınamıyor.
Aye'nin eşi Muhammed Oso, "Eşim hala kayıp, patlamanın meydana geldiği 4 Ağustos'ta temel bazı ihtiyaçlarını almak üzere Beyrut'a inmişti. Patlamadan 2 saat önce bizimle telefonda konuşmuştu. Patlamanın ardından bir daha kendisine ulaşamadık." dedi.
Bir haftadır 7 ve 5 yaşlarındaki iki çocuğuyla çaresizce eşinden gelecek bir haberi beklediklerini dile getiren Oso, "Eşimin nerede olduğunu öğrenmek istiyorum. Birilerin bizimle iletişime geçmesini bekliyoruz." diye konuştu.
Yanındaki arkadaşlarından biri öldü, diğeri hastanede, kendisine ise ulaşılamıyor
Kayıp onlarca kişiden biri de patlama sırasında iki arkadaşıyla Beyrut Limanı civarında olduğu belirtilen Suriyeli Amir Hüseyin. Beraberindeki arkadaşlarından biri yaşamını yitirdi, diğeri ağır yaralı olarak hastanede. Hüseyin'den ise hala haber alınamıyor.
Yakın arkadaşı Ali Abbas, Hüseyin'nin Suriye'deki iç savaş nedeniyle yıllardır Lübnan'da vatan ve aile hasretiyle yaşadığını söyledi.
"Hüseyin'in ailesi hala Suriye'de, patlamanın ardından kayıp evlatları için Lübnan'a gelmek istediler ancak sınırdan geri çevrildiler." diyen Abbas, ailesinin tek temennisinin oğullarının cansız bedenine ulaşmak olduğunu aktardı.
Abbas, Suriyeli kayıp arkadaşı için sürekli Lübnan Kızılhaç Örgütü ve diğer ilgili makalara ulaşmaya çalıştığını ancak bugüne kadar bir sonuç alamadığını ifade etti.
Beyrut Limanı'ndaki patlama
Beyrut Limanı'nda 4 Ağustos'ta patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda önce yangın çıkmış ardından tüm kenti sarsan çok güçlü patlama meydana gelmişti.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, patlamaya 6 yıldır Beyrut Limanı'ndaki bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitrat maddesinin yol açtığını söylemişti.
Bu açıklamanın ardından sosyal medyanın yanı sıra Lübnan ve dünya basınında birçok soru ve ihmal iddiaları gündeme gelmişti.
Lübnan Sağlık Bakanı Hamad Hasan, dün yaptığı açıklamada, "Ölü sayısı 171'e ulaştı, kayıp durumdaki kişilerin sayısı ise 30-40 civarında. Yaralılardan 120'sinin yoğun bakımdaki tedavileri sürüyor. 1500 civarında da özel tedavi isteyen yaralı var." ifadelerini kullanmıştı.